2 başlı İstanbul modeli tutmadı

ANKARAGERÇİ THY grevinin kaderine Bakanlar Kurulu karar verecek.

Ancak İstanbullu ünlü bir işadamının greve yaklaşımı, Şinasi Öktem’den boşalan CHP İstanbul İl Başkanlığı için yaşanan yarışı etkiledi.

CHP Lideri Deniz Baykal, THY için 19 Haziran’da alarm veren, grev tartışmasında taraf olmak yerine uzlaşma öneren Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy’un tavrını beğendi.

Baykal, kendisini başka bir vesileyle telefonla arayan Ulusoy’u bu yaklaşımı nedeniyle tebrik etti.

Bu sıcak diyaloğu fırsat bilen Başaran Ulusoy, "Sayın Baykal, verilecek her göreve hazırım" diyerek siyasi beklentisini aktardı. Baykal da ünlü işadamını İstanbul İl Başkanlığı için düşünmeye başladı, hatta bu ismi yakın çevresine açtı.

İKİLİ MODEL DÜŞÜNDÜ

Başaran Ulusoy, sosyal açıdan son derece aktif bir isim. Fenerbahçe’nin yanı sıra TEMA ve ÇEKÜL gibi sivil toplum örgütlerinde yıllarca çalıştı. Seçim zamanında yapılsaydı siyasete atılıp aday olacaktı. Ancak TÜRSAB’daki başkanlık görevi, erken seçimde adaylığına izin vermedi. Ulusoy’un dört dönemdir devam eden başkanlık sorumluluğu 9 Kasım’da yapılacak kongrede sona erecek.

Deniz Baykal’ın kafasındaki model, İstanbul il yönetimini iki isme bırakmaktı.

İş dünyası ve medya ilişkileri güçlü Başaran Ulusoy’un, örgütten yetişme Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ile birlikte çalışmasını öngördü.

AKP’Yİ YAZAN ADAM

Baykal’ın kafasındaki diğer isim yani Gürsel Tekin, seçim kampanyası boyunca tek kişilik ordu gibi AKP’yi sarsan yolsuzluk dosyalarını üretti. Osman Pepe’nin gemisi ve daireleri, Ömer Dinçer’in mahkemesi, İstanbul Belediyesi’ndeki imar yolsuzlukları gibi hatırda kalan tartışmalarda medyanın neredeyse tek kaynağıydı, o yüzden "AKP’yi yazan adam" diye anıldı.

Gerek Tekin, gerekse parti yönetimi, İstanbul’da iki başlı yönetim fikrini benimsemedi. Bunun üzerine Baykal, İstanbul atamasını yeniden değerlendirdi ve Gürsel Tekin’in tek başına İstanbul İl Başkanlığı’na atanması ihtimali kesine yakın ağırlık kazandı.

Arınç’ın üç kerameti

NE kadar itiraz edilse de Bülent Arınç’ın Türk siyasetindeki ağırlığı üç kerametiyle ortada:

1) Bülent Bey, Çankaya tartışmaları ayyuka çıktığı günlerde, Başbakan Köşk için üçüncü isim ararken kalktı, "Ya Başbakan veya Abdullah Bey’in hakkıdır" dedi. Bu iki isim olmazsa kendisi adaylığını koyarak ortalığı yangın yerine çevireceğini ima etti. Çankaya adayı seçimine yön verdi.

2) Merhum Turgut Özal’ı anma töreninde "dindar cumhurbaşkanı" ifadesini kullandı. Bu iki sözcük, seçim meydanlarının "dindar cumhurbaşkanı seçtirmediler" sloganına ilham kaynağı oldu. Arınç’ın söylemi Orta ve Doğu Anadolu’da merkez sağı çökertti, AKP’ye oy yağdırdı.

3) Bülent Bey şimdi de "Başbakan’ın eli rahatlatılmalı" diyor, Meclis Başkanlığı’na adaylığını koymuyor, sessizce görev bekliyor. Bülent Bey’in ilk iki kerametine sarılanlar bu kez üçüncüsüne kulak tıkayarak yanlış mı yapıyor dersiniz?
Yazarın Tüm Yazıları