AMERİKA’nın profesyonel tenisteki çöküşü devam ediyor. Avustralya Open ve Fransa Açık Grand Slam’da varlık gösteremeyen Amerikalı tenisçiler Wimbledon’da da hem tek erkeklerde, hem de tek bayanlarda dördüncü turdan ileri gidemedi.
James Blake, Andre Agassi, Andy Roddick, bayanlarda da Venus Williams, Amy Frazier üçüncü turda veda ettiler.
Çin atakta
2008 Pekin Olimpiyatları’na hazırlanan Çin, bilhassa bayanlarda iddialı olmayı sürdürüyor. 24 yaşındaki dünya klasmanında 30. sırada bulunan Na Li, Wimbledon’da beşinci seribaşı olan Rus Svetlana Kuznetsova’yı ve ardından onuncu seribaşı Çek Cumhuriyeti’nden Nicole Vaidisova’yı 2-1’lik setlerle yenerek çeyrek finale çıkması tenis dünyasında büyük yankı uyandırdı. 7 bayan Çinli tenisçinin Wimbledon’ın tekler, çiftler ve karışık çiftlerde ana tabloda yer almaları Çin’in teniste olimpiyatlara iddialı bir şekilde hazırlanacağının açık göstergesi oldu.
İsveç hareketlenmeli
Uzun süre dünya tenisinde söz sahibi olan İsveç’in şu anda tek temsilcisi 34 yaşındaki Jonas Bjorkman. Bjorkman’ın tek erkeklerde yarı finale ve aynı zamanda çiftlerde de (dünyanın en iyi çift oyuncularından) çeyrek finale çıkması, İsveç’in gençlerine iyi bir örnek oluşturmakta.
Küçük ülke, büyük tenis
Şu anda dünya tenisinde söz sahibi olan ülkeler haritada küçük sayılan Belçika, İsviçre. Bir de son iki yılda çıkışa geçen Kıbrıs Rum Kesimi. Belçika, Wimbledon’da tek bayanlarda bir finalisti garantilerken, dünya tenisinin kralı Roger Federer, dördüncü Wimbledon şampiyonluğuna aday. Kıbrıs Rum Kesimi’nden Marcos Baghdatis, Avustralya Junior Şampiyonu olduktan sonra profesyonel kategoride de Federer ile final oynaması, Londra’da da yarı finale yükselmesi istikrarını gösterdi.
Özdemir’in tenis sevgisi
Ülkemizde bilhassa üst düzey yönetici ve işadamlarının tenis sporuna olan ilgileri gün geçtikçe artmakta. Zaman buldukça tenis oynayan F.Bahçe’nin ikinci başkanı ve işadamı Nihat Özdemir’in, Dünya Futbol Şampiyonası finallerini seyretmek yerine Wimbledon için Londra’ya gitmesi bunun en çarpıcı örneği.