Bundan 5-6 yıl önce bir önceki Toyota Corolla Sedan’ın uluslararası tanıtımı için İspanya’daydım. O dönem Corolla Sedan Türkiye’de üretilip Avrupa’ya satılıyordu.
Toyota Avrupa’nın Yunanlı Başkan Yardımcısı yaptığı açıklamada Avrupa’da bir tek Yunanistan’ın Toyota Corolla’yı Japonya’dan aldığını söyleyince şaşırmıştım. Düşünün tüm Avrupa Türkiye’den alırken, Yunanistan burnunun dibindeki Türkiye’den değilde Japonya’dan aracı ithal ediyordu. Bunu gazetenin manşeti yapmıştık. Sonra iki ülke arasındaki sular duruldu ve bugün Yunanistan, Türkiye’den Toyota almaya başladı.
YUNANLI DİSTRİBÜTÖR
Dikkatinizi çekerim bahsettiğimiz marka Japon Toyota. Türk malı değil. Sırf Türkiye’de üretiliyor diye Yunanlılar bu aracı bizden almıyorlardı. Formula 1 sırasında ise Temsa’nın Yunanistan’daki distribütörü ile tanışınca bugünlerin çok gerilerde kaldığını anladım. Yunanistan’ın bir çok otomotiv markasını bünyesinde bulunduran Sfakianakis Grubu, Temsa’nın distribütörü olmuş. Temsa’nın satışlarını grubun bünyesindeki Panergon şirketi yapıyor. Panergon yetkilisi Bayan Pappa, ’Satışlar nasıl. Türk malı olduğu için bir tepki var mı" diye sorunca, "Yunanistan’da biz bu yıl Temsa markalı otobüs ve midibüsleri satmaya başladık. İlgi çok iyi. Hiç bir Yunan vatandaşı artık Türk malı diye bir ayrım yapmıyor. Şu ana kadar 20 otobüs sattık" cevabını verdi.
TÜRKİYE’DE ÜRETİLİYOR
Özellikle Avrupa’da satılan neredeyse tüm otobüslerin Türkiye’de üretildiğini hatırlatan Pappa, "Türk malı diye almamaya kalkarsak otobüs kullanmamız lazım. Zaten hiç bir zaman Türk halkıyla Yunan halkının arasında bir sorun olmamıştır. Sorunlar hep politik olarak yaratıldı. Biz Yunanistan’da yüzde 100 Türk malı olan bir otobüs satıyoruz ve satışlarımız her geçen gün artıyor" diye konuştu.
F1’i İstanbul’da kim kurtarır
Formula 1, geçtiğimiz hafta üçüncü kez İstanbul’da gerçekleşti ve ’F1’den 3 yılda sıkıldık mı’ tezim harfi harfine doğru çıktı. Öncelikli olarak bu yıl Formula 1’e olan ilginin geçtiğimiz iki yıla göre büyük ölçüde azaldığı net olarak ortaya çıktı. Resmi rakamları bilmiyorum ama Formula 1’i tribünden bazılarına göre 30 bazılarına göre ise 50 bin kişi izledi. Bu rakam ilk yıl 100 binin üzerindeyken geçtiğimiz yıl ise 80 bin civarındaydı. Yani ortada çok net bir sorun var.
Bu ilginin azalmasındaki etkenleri geçtiğimiz hafta madde madde yazmıştım. Buna yüzde 10-15 civarında artan bilet fiyatlarını ise eklememiştim. Sebebi ise geçtiğimiz yıllarda hemen hemen aynı bilet fiyatına tribünlerin dolmasıydı. Ama yazımdan sonra gelen elektronik postalarda herkes bilet fiyatlarından yakınıyordu. Türkiye’de F1 her ne kadar Çin’den ve Bahreyn’den sonra en ucuz seyredilen ülke olsa da, Türk halkının alım gücünün hálá çok üstünde olduğunu söylüyorlardı. Ne diyeyim haklılar. Gelelim bundan sonrasına. Eğer bu ilgi önümüzdeki yıl daha da azalırsa, Formula 1 avucumuzun içinden göz göre göre kaçacak. Net olarak görünüyor. Ecclestone para kaybettiği bir işin altına elini sokmaz. Hemen alır başka bir ülkeye kaydırır. Aldığım duyumlara göre hem Türk yetkilileri hem de Ecclestone cephesi buna bir çözüm arıyormuş. Türk yetkililer Formula 1’de bir Türk pilotunun veya bir Türk takımının yer almasının ilgiyi artıracağı görüşündeymiş. Ecclestone da buna sıcak yaklaşıyormuş ama bana gerçekçi gelmiyor.
Tabiki Formula 1’de bir Türk pilotu veya Türk takımı görmek isterim. Ama bu isteyince hemen olabilecek bir şey değil ki. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) böyle bir çağrı yaptığını hatırlıyorum. Türkiye’nin dev gruplarının birleşip bir takım kurmaları veya satın almaları gerektiğini söylemişlerdi. Dünya markası olma yolunda ilerleyen Vestel, Beko, Efes Pilsen gibi markalar ön plana çıkmıştı. Tabi bir F1 takımı için ciddi bütçe ayırmaları ve takımların başarısı için bu bütçelerin süreklilik kazanması gerekiyor. Hatırlatmakta fayda var bugün en ucuz F1 takımının bütçesi yıllık 75 milyon Euro. Bu parayla da bu takım ancak son sırada yer alabiliyor. Bu parayı F1’e yatırıcak kim var açıkçası ben göremiyorum.
Türk pilotuna gelince, bu takım kurmaktan şu an için daha uzak bir hedef. Önce alt kategorilerde yarışıp kendini kanıtlayacak bir Türk yetiştirilmeli. Bu konuda başarılı olabilecek eminim Türk gençleri vardır. Ama son iki sezondur GP2’de yarışan ve puana hasret kalan Jason Tahincioğlu gibi Formula 1’de bir Türk pilotu olacaksa, olmaması daha iyi değil mi? Çünkü Tahincioğlu’nun değişen takım arkadaşları sürekli kürsüye çıkarken, hiç olmazsa onun İstanbul Park’ta kendi seyircisi önünde bir puan almasını beklerdim. Sonuçta, bence bir Türk pilotu ancak bir Türk takımı kurulursa F1’de yarışabilir. Çünkü şu an için Türk pilotuna şans verecek bir takımın olduğunu sanmıyorum.