Yeni yatırımlar rafa kalktı mevcutlardaki sıkıntı büyük
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
BİLİYORSUNUZ Türk otomotiv sektörünün ileriye dönük planlarında yeni yatırımların büyük önemi var.
2015 yılında 2 milyon adet üretim ve 50 milyar dolarlık ihracat hedefleyen sektörün bunu gerçekleştirmesi için mevcut yatırımların dışında yeni otomotiv yatırımlarını çekmesi şart. Bu noktada son yıllarda sektörü umutlandıran iki önemli yatırım beklentisi vardı. Bunlardan biri Peugeot diğeri de Magna. Çinlileri ve diğerlerini saymıyorum bile.
Peugeot, Türkiye’de orta sınıfta bir sedan araç üretmek, Magna’da Türkiye’de yedek parça üretimi yapmak istiyordu. Yatırım konusunda Magna oldukça büyük aşamalar kaydetmiş, arsalar bulunmuş yatırım için son aşamaya gelinmişti. Peugeot’nun ciddiyeti de geçtiğimiz Mart ayında Cenevre fuarında yeni CEO’sunun açıklamalarıyla yeni bir boyut kazanmıştı. Türkiye’de orta sınıfta sedan bir otomobil üretmek istediklerini net bir şekilde dile getirmişlerdi.
Ama malumunuz küresel krizle birlikte bu iki yatırımın da seyri şu anda tam bir belirsizlik içinde. Sektöre yakın kaynaklardan edindiğim bilgiye göre her iki firma da şu an Türkiye’yi askıya almış. Aslında bir çok kişi Peugeot’nun Avrupa’daki fabrikalarında büyük kapasite boşluklarının olduğunu belirterek, Türkiye’ye ilişkin yatırım planını iptal ettiğini kaydediyor. Bu beni inanın hiç şaşırtmaz. Magna ise Türkiye yatırımı konusunda süresi belli olmayan bir erteleme yapmış. Malumunuz Magna bu aralar tamamıyla Opel’e yönlenmiş durumda. Yani sonuçta iki yatırımda Türkiye’ye ilişkin projelerini rafa kaldırmış durumda. Tabi bu noktada Türk hükümetinin yeni yatırım teşviklerinin etkisi olacak mı onu bu yıl sonuna kadar göreceğiz.
FORD’DA YENİ YATIRIM GÖZÜKMÜYOR
Böyle olunca Türk otomotiv sektörünün en büyük kozu yine mevcut yatırımları. Yani yeni yatırım gelmeyecekse hiç olmazsa eldeki yatırımları tutup, büyütmek gerekiyor. Sırayla Türkiye’de fabrikaların durumuna bakalım. Ford Otosan, Transit ve Transit Connect üretimiyle son yılların en önemli üreticisi pozisyonunda. Ama krizle birlikte hem Avrupa hem de Türkiye’deki talebin düşmesiyle, Ford Otosan üretimde ciddi kayıplar yaşamaya başladı. İşte tam bu sırada devreye giren Amerika ihracatı şirkete bu yıl için bir nebze de olsun nefes aldırdı. Ama biliyorsunuz Ford kriz nedeniyle 2011 yılında devreye girecek yeni Transit yatırımını süresiz bir şekilde erteledi. Bunun olumsuz etkileri önümüzdeki süreçte net olarak ortaya çıkmaya başlayacak. Ama önümüzdeki 1-2 yıl içinde Ford Otosan’da yeni bir yatırım gözükmüyor.
TOFAŞ’IN EN BÜYÜK KOZU DOBLO
Tofaş, içinde bulunduğumuz bu kritik dönemde en iyi durumda yer alan üretecilerden biri. Bu da hem otomobil hem de ticari araç üretmesinden kaynaklanıyor. Talebe göre esnek üretim şekli Tofaş’a büyük avantaj yaratırken, Fiat, Peugeot ve Citroen için alım garantili Minicargo üretimi de elini kuvvetlendiriyor. Tofaş’ın krize rağmen 400 milyon Euro’luk yatırımla yeni Doblo projesini devreye sokması da gücünü net olarak gösteriyor. Tamamen yepyeni bir araç olarak geliştirilen yeni Doblo bu yıl sonuna doğru gün ışığına çıkacak ve Tofaş için büyük koz olacak.
YENİ CLIO BURSA’YA GELECEK Mİ
Tofaş gibi Türkiye’deki güçlü üreticilerden biri olan Oyak Renault da krize rağmen hem üretimini devam ettiriyor hem de yeni yatırımlar yapıyor. Yatırım kararı kriz öncesinde verildiği ve devreye girdiği için Yeni Megane Sedan’ın geliştirilme süreci ara verilmeden sürüyor. Yeni araç Eylül ayında dünyaya tanıtılacak. Ancak Oyak Renault’un şu an halihazırda ürettiği diğer modellerinin seyri ise belirsizliğini koruyor. Elde ettiğim bilgilere göre Bursa’da üretilen Clio 3’ün 2011 yılında devreye girecek yeni jenerasyonunun Türkiye’de üretilip üretilmeyeceği henüz belli değilmiş. İmzalar atılmamış. Fransız şirketin aynı Peugeot gibi kendi ülkesindeki fabrikalarında kapasiteler boşken, bu modeli Türkiye’de üretmeyebileceği konuşuluyor. Ne kadar doğru göreceğiz ama böyle bir riskin olduğu çok net. Yani Oyak Renault’un önünde de kolay bir süreç yok.
HYUNDAI’NIN UMUDU i20
Gelelim Hyundai Assan’ın durumuna. Biliyorsunuz Türkiye’de Accent Era ve Matrix’i üreten şirket küçük sınıfta yer alan yeni i20 modelini de üretmek istiyor. Karar Koreli şirketin merkezinden geleceği için bu konuda Türk hükümetinden yeni model üretimi için destek bekleniyor. Hyundai Assan, 75 milyon dolarlık yatırımla bu modeli üretebileceğini söylüyor ama karşısında yine en büyük rakip Çek Cumhuriyeti. Bu modelin seyrinin ne olacağı belirsizliğini korurken, Matrix’in yeni jenarasyonun da artık İzmit’te üretilmeyeceği söyleniyor. Yani sonuçta, Hyundai Assan i20 üretimini alsa bile Matrix gideceği için ürettiği model sayısını artıramayacak. Bu da İzmit’teki fabrikanın daha uzun bir süre mevcut kapasitesinin üstüne çıkamayacağı gösteriyor. Eğer i20’de alınmazsa o zaman kapasite yarı yarıya düşmüş olacak.
TOYOTA’NIN TİCARİ PROJESİ YOK
Türkiye’deki fabrikasında ürettiği Auris ve Verso’nun yüzde 98’ini Avrupa’ya ihraç eden Japon Toyota ise en kapalı kutulardan bir tanesi. Mevcut modellerinin üretimine tüm hızıyla devam eden Toyota, uzun zamandır gündemde olan hafif ticari araç üretimi konusunda ise belirsizliğini koruyor. Yine şirkete yakın kaynaklardan elde etitğimiz bilgilere göre yakın zamanda ticari araç konusunda bir yatırım ve üretim planı yokmuş. Ama hiç olmazsa Verso ve Auris üretiminin uzun bir süre daha Türkiye’de üretileceğine kesin gözüyle bakılıyor.
HONDA İYİCE KÜÇÜLDÜ
Türkiye’de iyiden iyiye küçülen Japon Honda ise 50 bin adetlik üretim kapasitesini 26 bin adede çekerek tehlike sinyalleri veriyor. City’nin gitmesiyle yoluna sadece Honda Civic’le devam eden Japon şirketin ihracatı da önemli ölçüde azaldı. Honda’nın Türkiye’deki mevcudiyeti bu yıl sonuna kadar netlik kazanacak.
Yani bugün Türkiye’deki 6 önemli uluslararası otomotiv markasının mevcut yatırımlarını önümüzdeki bir kaç yıl içinde büyütmeyeceği ortada. Zaten şu an bırakın büyütmeyi mevcut kapasiteyi nasıl doldururuz onun telaşındalar. Bu nedenle yeni yatırımlarda eğer gelmezse Türkiye mevcut yatırımlar ve kapasiteyle otomotivde inanın 2008 yılı seviyelerine bile 3-4 yıldan önce ulaşamaz. Bu da 2015 yılındaki 2 milyon adetlik üretim hedefini neredeyse imkansız hale getiriyor.