Türkiye'de son yıllarda tam bir dizel çılgınlığı yaşanıyor. Bundan 6-7 yıl önce satılan her 100 otomobilden yanlızca 1-2'si dizelken bugün bu oran 54'e yükselmiş durumda.
Yeni dizel modellerle birlikte 2008 sonunda bu oranın 60'ı bulması ise kaçınılmaz. Bugün dizel talebi öyle bir hala geldi ki, dizel motoru veya uygun dizel seçeneği olmayan firmaların pazarda hiç ama hiç şansı kalmadı. Bu yüzden uluslarası markalar sırf Türkiye için özel dizel motor bile geliştirmeye başladı. Diğer taraftan yurtdışında piyasaya sunulan yeni bir model ne kadar beğenilirse beğenilsin, uygun dizel seçeneği yoksa Türkiye'ye hiç bir şekilde getirilmiyor. Hele bir de 4x4 sınıfında bir araçsa sadece dizel olması yetmiyor yanında bir de otomatik şanzıman aranıyor.
Ekonomik olmaları nedeniyle geçmişte dizel tercihinde psikolojik etkenler satınalmada etkiliyken, bugün artık tüketiciler dizel alırken daha bilinçli davranıyor. Yani bir yılda yaptıkları kilometreye, dizelin maliyetlerini artık iyice hesaplıyorlar.
Dizel talebinde beni en çok şaşırtan ise Anadolu. Bugün dizel otomobiller özellikle Anadolu'da yok satıyor. Sektör yetkilileri Anadolu'da dizele olan ilginin batıdan fazla olduğunu belirtiyor. Şaşırtıcı değil mi. Büyükşehirlerde uzun mesafeler, trafikte dur kalk, dizel tercihinde etkili ama Anadolu'da dizel tercihi bana biraz psikolojik geliyor. Açıkcası ne kadar yol yaptıklarını merak ediyorum...
Otoyaşam olarak bizde bu hafta dizel talebine bağlı olarak sizin için özel bir dosya hazırladık. Alper Yoldaş ve Aslan Batur'la birlikte hazırladığımız bu dosyanın içinde Türkiye'de satılan tüm dizel modeller ve fiyatları, 2008'de pazara sunulacak yeni modeller ve dizel kullanımın püf noktalarına kadar bir çok ayrıntıya bulabilirsiniz. Hepinize dizelli günler dilerim.
Mazda'nın Türkiye'deki tek eksiği genel müdür
Son dönemde Türkiye'deki durumu tam bir yılan hikayesine dönen Japon otomotiv devi Mazda, bir iki ay içinde Türkiye'de yeniden faaliyete geçmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler için Mazda, 22 yıldır Türkiye'de temsilcisi olan Mermerler Grubu'yla 31 Mart 2007'de sözleşmelerinin bitmesinin ardından, Türkiye'ye doğrudan girme kararı almıştı. 2008 yılı başında, Mazda Avrupa bünyesinde Türkiye'de kendi kurdukları şirketle hizmet vermeye başlayacaklarını açıklayan Japon şirket bu konuda tüm hazırlıklarını sürdürüyor.
Önce bayilerle bir araya gelen Mazda, hangi bayinin devam, hangi bayinin tamam diyeceğini öğrendikten sonra danışman şirketler aracılığıyla beyin avına çıktı. Mazda, Türkiye'deki operasyonuna önce satış müdürü, daha sonra pazarlama ve halkla ilişkiler müdürü atadı. Satış Müdürlüğüne Opel'in Ankara Bölge Müdürü Toros Kardaş'ı getiren Mazda, Pazarlama Müdürünü ise Mercedes-Benz'den transfer etti. Mazda, son olarak da Halkla İlişkiler Müdürlüğü'ne Tofaş'tan tanıdığımız Hülya Pamuk'u getirdi. Mazda Türkiye'nin yönetim kademesindeki tek eksiği ise geminin kaptanı yani genel müdürü. Bu konuda yoğun bir beyin avının yapıldığını duyuyorum. Bir taraftan genel müdürlük için bir çok başvuru olurken, diğer taraftan beyin avcısı şirketlerden de bir çok aday çıkmış. Bunlardan özellikle 2-3 tanesiyle ciddi bir şekilde görüşüldüğü ve kararın en geç bir ay içinde verileceği gelen haberler arasında. En önemli adaylar arasında ise Türkiye'de uzakdoğulu otomotiv markalarında çalışan deneyimli kişiler olduğunu da söylemeliyim.
Mazda sahip olduğu ürün gamı ve doğru yönetimle Türkiye'de önü açık bir şirket. Şimdiden 22 bayiyle anlaşılmış ve bu sayıyı 25'e çıkartmak için çalışmaların sürdüğü gelen haberler arasında. Bu markaya genel müdür olacak kişi içinde de tam bir 'challenge' (meydan okuma) şansı var. Ama tabi Mermerler Grubu'nu ve açtığı davaları da unutmamak lazım. Japon markayı yönetecek kişi bu davalarla da uğraşıp, en önemlisi ODD Başkanı da olan Yüksel Mermer'i karşısına alacak. Bakalım Mazda, Türkiye'de doğrudan faaliyete geçtiğinde neler olacak.