Sektör kárı tartışıyor tüketici tarihin en cazip dönemini yaşıyor
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
SON dönemde yeni model lansmanlarının artmasıyla leyleği havada gördük ve sürekli seyahat halinde dünyanın bir ucundan diğer ucuna uçmaktayız.
Tabi bu durum Türkiye’de olup bitenleri gecikmeli olarak takip etmemize neden oluyor. Geçtiğimiz hafta yine bir seyahat sırasındayken, otomotiv sektörü temsilcilerinin kár marjlarıyla ilgili dikkat çekici açıklamalarını biraz geç öğrendim.
ZAFER BAŞAR
Önce hemen bu açıklamaları biraz hatırlatmakta fayda var. Haftanın ilk açıklaması Doğuş Otomotiv Genel Müdürü Zafer Başar’dan geldi: "Bundan sonra hem üretici hem distribütör firmalar için hem de yetkili satıcı ve servisler için daha düşük kárların elde edildiği, kár marjlarının düşük olduğu, ama araç pazarındaki büyüme nedeniyle çok aracın satıldığı bir dönem yaşayacağız. Bu trendin Türkiye ekonomisi sağlıklı olduğu sürece, bu şekilde devam edeceğini düşünüyorum. Çok satarak, düşük kár marjı dezavantajını ortadan kaldıracağımıza inanıyorum."
MERİH TÜZÜN
Başar’ın hemen ardından Dacia’nın sempatik Genel Müdürü Merih Tüzün’ün eleştirisi geldi: "Türkiye pazarı, geçen yılki trende yakın seyrediyor ama hırçın rekabet yüzünden ne kadar kárlı olduğu tartışılır. Tabi bu tüketicinin avantajına. Ama, biz otomobil distribütörleri, yetkili satıcıları bundan bir ölçüde kársızlık olarak muzdarip oluyoruz. Dolayısıyla pazar var ama ne kadar kárlı bir pazar olduğunu düşünmek lazım. Bunu niçin önemsiyoruz? Çünkü bir işi kárlı yapabilirseniz, ancak geliştirebilirsiniz, yeni yatırımlara dönüştürebilirsiniz."
KURTHAN TARAKÇIOĞLU
2005 yılında agresif kampanyalarla dikkat çeken Hyundai’nin Genel Müdürü Kurthan Tarakçıoğlu ise haftanın kapanışını yaptı: "Bizim için önemli olan satış hacmi. Kar marjları tabi ki azalacak ama yüksek satışlar bunu telafi edecek."
ALFREDO ALTAVİLLA
Tüm bu açıklamaları okurken aklıma 5-6 ay önce Tofaş’ın CEO’su Alfredo Altavilla’nın göreve geldikten kısa bir süre sonra yaptığı, "Artık pazar payı peşinde koşarken intihar etmeyeceğiz. Biz artık araç satarak zarar etmek istemiyoruz" yorumu geldi. Altavilla’nın yeni yeni alışmaya çalıştığı Türkiye’de kar marjlarıyla ilgili çok iddialı açıklamalar yapması dikkat çekmişti.
Tüm bu açıklamalardan ortaya çıkan, ortada iki farklı görüşün olduğu. Birinci görüş, düşük kar marjlarının yüksek satışla telafi edileceğini, diğer görüş ise pazar payı yüzünden zararına satış yapıldığını ve yeni yatırımların önünün kesildiğini savunuyor.
Sonuçta firmaların düşük kar marjıyla çalışması tüketicilerin lehine. Otomobil almak için tarihin en cazip dönemi yaşanıyor. Ama söktürün durumu ne olacak? Satış sonrasından nasılsa para kazanırım diyerek neredeyse karsız araç satılması sektörü ileriye götürebilir mi?
KARDAN HEMEN VAZGEÇTİ
Bu arada Altavilla’nın ’araç satarak zarar etmek istemiyoruz’ tezinden kısa sürede vazgeçtiğini de belirtmekte fayda var. Çünkü Fiat, Grande Punto’yu öyle bir fiyata pazara sundu ki, tüm sektör ’kar marjından’ kısa sürede vazgeçti yorumunu yaptı. Altavilla’ya bu soruyu sorduğumda cevabı, "Hayır bu fiyatla da kar ediyoruz" oldu.
Gelin kar ediyorlar mı rakamlara bakarak anlayalım. Grande Punto, Türkiye’de 21 bin 900 YTL’ye pazara sunuldu. Aynı aracın İtalya, Almanya ve Fransa’daki ortalama fiyatı 19 bin YTL. Biraz uzaktaki İngiltere’de ise 20 bin 230 YTL civarında. Yani Türkiye’de ağır vergi yüküne rağmen fiyatlar Avrupa’nın çok az üstünde.
Türkiye’de yüzde 37’lik ÖTV ve yüzde 18’lik KDV yükü kaldırıldığında Grande Punto’nun çıplak fiyatı 13 bin YTL’ye geliyor. Sonuçta Fiat’ın bu rakam üzerinden ne kadar kár ettiğini varın siz hesap edin.