Öyle bir fiyat çıkardık ki milletvekili bile sıra bekledi
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Hükümetin, otomobil vergilerini motor hacmine göre belirlemesi ve akaryakıt fiyatlarındaki artış son yıllarda Türkiye’de küçük dizel otomobil satışlarında büyük bir artış yaşanmasını sağladı.
Bunu hepimiz biliyoruz. Bugün Türkiye’de otomobil satışlarının yüzde 50’si küçük dizel motorlu araçlardan oluşurken bu oran her geçen gün artmaya devam ediyor. Durum böyle olunca, bu tip motorlara sahip olmayan uluslararası markaların Türkiye temsilcileri de pazarda geri kalmamak için yurtdışına, küçük dizel motor konusunda sürekli baskı yapıyor.
8 KATLIK ARTIŞ
İşte son dönemde bu markalara en iyi örnek olarak Jaguar’ı gösterebiliriz. Bugün Ford’un bünyesindeki İngiliz Jaguar, lüks otomobil dendiğinde akla gelen ilk markalardan biri. Hem dünyada hem Türkiye’de iyi bir marka imajına sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak Jaguar bu imaja rağmen 2006 yılına kadar Türkiye’de ancak yılda ortalama 100 adet otomobil satabiliyordu. Ama 2006 yılında bir anda bu rakam 800 adedi aştı. Yani bir yılda neredeyse 8 kata yakın bir artış yaşandı.
Bunun sebebi, yukarıda bahsettiğim küçük dizel motorun sihriydi. Jaguar, X-Type modeline Avrupa pazarı için 2 litrelik dizel motor versiyonu eklemiş ancak beklenen verimi alamamıştı. Çünkü Avrupa’da ne vergi ne de akaryakıt sorunu vardı. Bu yüzden 2 litrelik motorun yüzüne pek bakılmamıştı. Jaguar’da bunun sonucunda X-Type modeline daha performanslı 2.2 litrelik yeni bir dizel motor koymayı uygun görmüştü. Tam 2 litrelik dizel motoru gözden çıkarmak üzereyken devreye Türkiye, Rusya ve Çin gibi gelişmekte olan ülkeler girdi. Zaten Jaguar’ın 22 yıldır Türkiye temsilcisi olan Ortaklar Otomotiv’in de bastırdığı nokta buydu. Aranan kan bulunmuştu.
OTOMATİĞİ UNUTTURMALIYIZ
Bundan sonrasını Ortaklar Otomotiv’in Genel Müdürü Oya Küçükberber’den dinleyelim: "Biz hemen 2 litrelik dizel motorlu X-Type’lara talip olduk. Ancak küçük bir problem vardı. Motor Türkiye’ye uygundu ancak otomatik vites seçeneği yoktu. Türkiye’de özellikle lüks markalarda uygun motor olsa da otomatik vites olmazsa istenilen satışlar yakalanamıyor. Bizde ’fiyatı öyle bir noktaya çekmeliyiz ki otomatik vitesi unutturmalıyız" diye düşündük ve ben Jaguar’la pazarlığa oturdum. Jaguar yetkililerine, ’Gelin marjdan hem siz hem de biz büyük ölçüde feragat edelim, satışları artıralım" dedim. Allem ettik kallem ettik, tüm maliyetleri hesapladık ve ortaya 39 bin 900 Euro’luk bir fiyat çıkardık. Jaguar yetkililerine kalsaydı 50 bin Euro’ya bile satabilirlerdi. Bu fiyatı bir gün oturup, kalem kalem tüm girdileri üst üste ekleyerek çıkardım. Yanımda çalışanlar bile fiyatı duyduğunda şok oldu. İnanmadılar."
ŞOKU ÜZERİMİZDEN ZOR ATTIK
39 bin 900 Euro’luk fiyatla X-Type piyasaya çıktıktan sonra Jaguar, 22 yıllık tarihi boyunca hiç bu kadar yoğunluk yaşamamıştı. Jaguar Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Oral Güven bu süreci şöyle anlatıyor: "İki showroom inanılmaz bir trafik yaşamaya başlamıştı. Ayda 5-10 otomobil satarken bir anda ortalama 100 otomobil satmaya başlayınca bizde şoku üzerimizden zor attık. Talebe yetişemiyorduk. Araç almak için araya adam sokuyorlardı. Uzun sıralar oluşmuştu. Hiç unutmamam önemli bir milletvekilini bile 1.5-2 aydan fazla beklettik. Kendisine, "Yapabilecek hiç bir şeyimiz yok, elimizdeki araçların faturasını kestik. Sizinkini ne yazık ki daha çabuk veremeyiz" diyince, milletvekili ’tamam beklerim" demişti."
Jaguar, bu modelle birlikte 2006 yılında 836 adet otomobil satmıştı. 2005 yılında bu rakamın 113 olduğunu hatırlatmakta fayda var. X-Type’nin özel fiyatla bu satış adedini yakalaması hem de manuel vitesle çok önemliydi. Çünkü Türklerin Jaguar markasına ilgisini gösteriyordu. Onlar için otomobilin özelliğinden çok uygun fiyata ’Jaguar’ sahibi olacaklardı. Ne kullanıyorsunuz dendiğinde cevabın ’Jaguar’ olması önemliydi.
SATIŞ SONRAMIZ YETERLİ
"Peki satış sonrası bunun için yeterli mi. Çünkü bildiğim kadarıyla Türkiye genelinde 1 yetkili servise sahipsiniz" diye sorunca Küçükberber devreye girdi, "Biz Kartal’daki servimize çok fazla yatırım yapmıştık. Hatta çok gereksiz olduğunu bile düşünmüştük. Kapasitesi günde 30-40 araca bakacak düzeyde bir servise, 2006’ya kadar günde yanlızca 3-4 araç geliyordu. Şu anda bu sayı 10’a çıktı. Yani servis konusunda hiç bir problemimiz yok. Bu rakamın 3-4 katını bile rahatlıkla kaldırabilir. Zaten Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde, bizim onay verdiğimiz servisler de var."
Küçükberber, Jaguar’ın ağırlıklı olarak İstanbul’da satıldığını belirterek, "Jaguar sahiplerinin araçlarını Kartal’daki servisimize istenirse biz özel şoförle aldırıyoruz. Veya isteyen Taksim’e bırakıyor biz de aracı oradan aldırıyoruz. Kartal’a kadar gelmelerine gerek yok" diye açıklık getirdi.
SUV 2010’da geliyor ama biraz geç kaldık
Jaguar’ın SUV modelinin 2010 yılında piyasaya sunulacağını söyleyen Oya Küçükberber, "Ama bu konuda biraz geç kaldığımızı itiraf etmeliyim. Rakiplerimiz SUV’lar sayesinde önemli satış rakamları yakalarken biz çıkarıp çıkartmamak konusunda tereddüt ettik. Şimdi karar alındı ama piyasa çıkması en az 3 yılı bulacak. O dönemde rakiplerimizin ikinci jenarasyonları piyasaya çıkacak" dedi.
Otomatiği 2008’de gelecek
Oya Küçükberber, önemli başarı elde ettikleri X-Type’nin otomatik versiyonunu ise 2008 yılında geleceğini belirterek, "X-Type’nin otomatik versiyonu 2.2 litrelik dizel motorla gelecek. Ama biz fiyat ayarlamasını sanki 2 litreymiş gibi yapacağız. Aradaki vergi kaybını bir şekilde üstleneceğiz. Bu yüzden yine çok uygun fiyata olacak" diye konuştu.