Amerika’da yaşanan finansal krizlere, Avrupa’da otomobil satışlarındaki düşüşe rağmen, Türkiye’de bu yıl toplam otomotiv pazarının geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında yüzde 6 oranında büyüdüğünü görüyoruz.
Hele hele bu yılın ilk üç ayını yüzde 30’luk bir büyümeyle kapatınca, tüm sektör yetkilileri yıl sonu için umutlanmış, rekor senaryoları kurmaya başlamıştı. Ancak Nisan ayında bir taraftan siyasi belirsizlik bir taraftan da global ekonomideki dalgalanma nedeniyle Türk otomotiv pazarı da daralmaya başladı. Bu daralma Haziran ayıyla birlikte toplam pazara küçülme olarak yansımaya başladı. Pazarın, yaz aylarına girildiğinde daha fazla kan kaybetmeye başlamasıyla hemen hemen tüm otomotiv firmaları yıl sonu hedeflerini revize etmeye başladı. Yaz aylarının ardından Ramazan ayınında Eylül’e gelmesi satışlardaki düşüşü artırdı. Buna rağmen Türkiye, Avrupa’daki büyük çaplı düşüşlere oranla ilk çeyrekteki büyümenin etkisiyle açıkçası büyük bir kriz yaşamadı. Şimdi gözler son 3 ayda. Özellikle yarın kapılarını açacak Autoshow fuarının etkisiyle otomotiv sektöründe satışların son çeyrekte yeniden artışa geçmesi bekleniyor. Umarım dünyada yaşanan krizi lehimize çevirip, yılı hiç olmazsa geçtiğimiz yılla aynı seviyelerde kapatırız. Aksi takdirde 2009 yılı bizim için hem iç pazar satışlarında hem de yeni yatırımları çekmek için çok daha zor bir yıl olacak.
Paris’le çakışmasa 150 yeni model olurdu
Bu yıl dünya otomotiv devlerinin satışları canlandırmak için en büyük umudu olan Paris otomobil fuarında tam 90 yeni modelin dünya lansmanı yapıldı. Geçtiğimiz hafta kapılarını açan Paris fuarıyla çakışmasına rağmen İstanbul Autoshow’da ise 70’in üzerinde yeni model sergileniyor. Bu modellerden 10’u Paris’le eşzamanlı, yani bir bakıma dünya lansmanı gibi İstanbul’da yer alacak. İki fuar bu kadar yakın zamanlı olmasaydı, o zaman İstanbul’da sergilenecek model sayısı herhalde 150’yi bulurdu. Gerçekten, tüm olumsuzluklara rağmen sergilenecek yeni modeller bu yıl otomotiv firmalarının satışlarını canlandırmak için Autoshow’dan çok şeyler beklediğini net olarak ortaya koyuyor.