Otomotivde Türkiye’deki rekabet Avrupa’da yok

TÜRK otomotiv pazarı son iki yıldır rekor üstüne rekor kırıyor. Beklenmeyen ani bir siyasi ve ekonomik gelişme olmaması halinde üçüncü yılında da sektörün rekora gideceği ortada. Zaten 2006 yılının ilk 4 ayı bunun sinyalini veriyor.

Satışlardaki yükseliş, Türkiye pazarına giren model sayısının da hızla artmasını sağlıyor. Bugün baktığımızda Türkiye’de 50’ye yakın markanın 500’ün üzerinde modelinin satıldığını görüyoruz. Bu da beraberinde büyük bir rekabeti getiriyor. Model sayılarındaki artış pazarın büyümesine parelel olarak artıyor ve giren her yeni model pazarda kendisine yer buluyor.

AVRUPA OTOMOBİLDE MİLLİYETÇİ

Sektör yetkilileri, Türkiye’de yaşanan rekabetin Avrupa’nın hiç bir ülkesinde yaşanmadığını söylüyor. Sebebi açık, Avrupa otomobil satışlarında biraz daha milliyetçi düşünüyor. Örneğin Fransa’da tüketiciler daha çok yerli otomobili tercih ediyor. Bu Almanya ve İtalya’da da benzer bir şekilde. Tabiki diğer marka ve modeller de bu pazarlarda satılıyor ama hiç biri Türkiye’deki gibi dengeli bir pay alamıyor.

Türkiye’ye baktığımızda özellikle binek otomobil pazarında çok ciddi bir model rekabeti yaşanıyor. Dünyanın hemen hemen tüm markaları Türkiye’de ve bu markaların neredeyse tüm modelleri satışta. Satışta olmayanlarda sırada gelmek için bekliyor. İşte bu noktada rekabet büyük önem kazanıyor ve pazar paylarında öyle Avrupa’daki gibi uçurumlar oluşmuyor. Türkiye’ye giren her marka ve model kendisine bir yer buluyor ve gelişimini devam ettiriyor.

Son dönemde özellikle Türkiye’de otomotiv üretiminin artmasıyla yerli araçlara bir kayma var. Ama bu kayma bile Avrupa ülkelerindeki ezici pazar payları şeklinde oluşmuyor.

KÜÇÜK SINIFTA REKABET

Otomotiv sektöründeki model rekabeti son yıllarda en çok küçük sınıfta yaşanıyor. Bugün bu sınıfta 22 markanın 50’nin üzerinde modeli satılıyor. Uygun fiyatları, sağladığı yakıt tasarrufu, şirin tasarımları ile büyük talep gören küçük sınıf otomobiller pazarın yarıdan fazlasını ele geçirmiş durumda.

Nisan ayında rakamları bu sınıfın son 7 yıllık gelişimini net olarak ortaya koyuyor. 1999 yılında Türkiye’de satılan 100 araçtan 19’u küçük araçlardan oluşurken, geçtiğimiz ay satılan her 100 araçtan 53’ü küçük sınıf otomobillerden oluştu.

Biz de büyük bir rekabet yaşanan küçük sınıfı mercek altına alarak, tercihte zorlanan tüketiciler için önemli bir kılavuz olmak istedik. Bu hafta Otoyaşam sayfalarında A-B sınıfında yer alan otomobiller hakkında detaylı bilgiye sahip olup, fiyatları ve özelliklerini karşılaştırma şansına sahipsiniz.

Fiat ve PSA’nın hafif ticari’de ortak olmadıkları tek sınıf kaldı

İtalyan Fiat ve Fransız PSA Grubu (Peugeot-Citroen) 1978 yılından bu yana hafif ticari araç üretiminde ortaklar. 2002 yılında ortaklıkları, elde ettikleri başarı ve taraflar arasındaki sağlam ilişkiyle 2017 yılına kadar uzatıldı. Ortaklık kapsamında ilk başta sadece Fiat’ın liderliği altında üretilen hafif ticari araçlar daha sonra MPV ve orta ölçülü ticari araçları da içine alarak genişledi. Şu anda Fiat ve PSA Grubu, ortaklık kapsamında iki projenin üretimini yaparken, Türkiye’de üretilecek üçüncü projenin de hazırlıklarını yapıyor.

PAZAR PAYLARI ÇOK YÜKSEK

İtalya’da iki şirket tarafından 1994 yılında kurulan Selve fabrikasında üretilen hafif ticari araç modeli ortaklığın ilk büyük projesi olarak dikkat çekiyor. Bu araç Citroen Jumper, Peugeot Boxer ve Fiat Ducato markalarıyla satılıyor ve geçtiğimiz günlerde 1.1 milyar Euro’ya yenilendi. Üç marka için üretilen bu aracın Avrupa’daki toplam pazar payı yüzde 25.

Ortaklığın ikinci projesi ise Fransa’daki Sevel fabrikasında üretilen orta ölçekli ticari araç modeli. Bu model piyasada Citroen Relay, Peugeot Expert ve Fiat Scudo markalarıyla satılıyor. Bu üç modelin Avrupa pazarındaki toplam pazar payı ise yüzde 18.

YILDA 500 BİN ARAÇ ÜRETİLECEK

Ortaklığın üçüncü projesi ise Mart 2005’te iki ortak ve Tofaş’la yapılan anlaşmayla ortaya çıktı. Minicargo kod ismine sahip proje ortaklığın küçük ticari araç sınıfında yer alan ve 2008’de piyasaya çıkacak üçüncü projesi. Bursa’da yılda 165 bin adet üretilmesi planlanan Minicargo projesiyle Fiat, PSA Grubu ortaklığı yeni bir üçüz modele kavuşacak. İki şirketin üç farklı sınıfta üretim yaptığı modelleriyle birlikte 2008’den itibaren yılda 500 bin adetten fazla ortak aracı piyasaya sürecek.

İŞ DIŞINDA DOSTUZ MESAJI

Geçtiğimiz hafta İtalya’daki Sevel fabrikasında ortaklığın ilk projesinin yenilenmesiyle ilgili olarak bir basın toplantısı düzenlendi. Bizde Türkiye’den bir grup bu toplantıyı izledik. PSA Grubu Başkanı J. Martin Folz ve Fiat Başkanı Sergio Marchionne’nin yer aldığı toplantıda, ortaklıkla ilgili bilgiler verildi. Hem Marchionne’nin hem de Folz’un konuşmalarına başlarken yaptıkları, ’Biz iş dışında çok iyi dostuz’ açıklamaları, ikisinin de ortaklıktan çok memnun olduklarını anlamak için yeterliydi. İki grubun 2017 yılana kadar ortaklığı uzatması da önümüzdeki yıllarda yeni projeleri beraberinde getireceğini açık olarak ortaya koydu.

TOPLAM ÜRETİMİN YÜZDE 50’Sİ ORTAK

Bugün, hafif ticari araç sınıfında bu iki şirketin ortak olarak üretmediği tek sınıf var: Fiat Doblo, Peugeot Partner ve Citroen Berlingo’nun yer aldığı hafif ticari araç segmenti. Fiat ve PSA Grubu, Minicargo projesiyle birlikte ürettikleri toplam hafif ticari aracın yüzde 50’sini ortak olarak üretmiş olacak. Kuşkusuz geri kalan bölümünün büyük kısmı da yukarıda belirttiğim ortak olmadıkları modellerden kaynaklanıyor. Türkiye’de üretilen Doblo, Fiat’ın en önemli hafif ticari aracı. Aynı şekilde Partner ve Berlingo’da kendi markalarının en iddialı modelleri.

Geçtiğimiz hafta Fiat ve PSA Grubu’nun tamemen yenilecek Doblo modelinde bu ortaklığı devam ettirmeyi planladığını yazmıştım. İki şirketten, şu anda bu konuda bir planlarının olmadığı açıklaması geldi. Ama yukarıda yazdıklarımı üst üste koyup iki şirketin ortaklığını incelediğinizde bunun kaçınılmaz olacağını anlayacaksınız. Buna şirketlere yakın kaynaklardan elde ettiğimiz bilgiler de eklenince bu sınıfta yer alan modellerin yenilenme yılları dikkate alınarak ortaklık bünyesine katılacağı gelen duyumlar arasında. Bekleyip göreceğiz.
Yazarın Tüm Yazıları