Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, 8 ay arayla Türk otomotiv sektörüne ilişkin iki farklı yorumda bulundu.
Ekonomiye ilişkin diğer değerlendirmelerinden dolayı, Mustafa Koç’un bu açıklamaları satır aralarına sıkıştığı için dikkatlerden kaçtı. Kasım 2005’te, "Gelecek 10 yılda Türk otomotiv sektöründe zorlanma olabilir. Yabancılar, ’teknoloji bizde, öyleyse burada kendi başımıza yola devam edelim’ diyebilir" açıklamasını yapan Mustafa Koç, geçtiğimiz hafta ise "10 yıl sonra otomotivde Türkiye’yi daha önemli yerlerde göreceğiz" yorumuyla şaşırttı. Çünkü bu iki açıklama Mustafa Koç’un 8 ayda otomotiv sektörüne yönelik düşüncesinin tamamen değiştiğini ortaya koyuyordu.
Peki, Koç’u karamsar bir tablodan kurtarıp, geleceğe daha olumlu baktıran neden neydi? Kasım ayında sektör rekor üstüne rekor kırıyor, hem iç satışlar hem de ihracat çok iyi gidiyordu. Bugün ise ihracatta olumlu tablo sürse de, iç pazar yaşanan dalgalanma nedeniyle sıkıntılı günler yaşıyor. Yani, iyi dönemde karamsar olan Koç, dalgalı bir dönemde ise daha iyimser gözüküyor.
FORD KOÇ’U MUTLU EDİYOR
Bunun iki sebebi var. Birincisi Ford Otosan’ın son 5 yıldır elde ettiği büyük başarı Koç’u mutlu ediyor. Bu başarının Ford’un en tepesindeki Bill Ford tarafından da İstanbul ziyaretinde dile getirilmesi önemliydi. Çünkü bir taraftan Kocaeli fabrikası üst üste en iyi Ford fabrikası seçiliyor, diğer taraftan Ford’un son yıllardaki en kárlı operasyonu olarak dikkat çekiyor.
Mustafa Koç ile görüşen Ekonomi Müdürümüz Vahap Munyar, "Mustafa Koç, Ford Otosan’ın 5 yıldan bu yana Ford’un en kárlı operasyonu olmasından dolayı çok keyifli" yorumunu yapması da bunun göstergesi. Evet, Mustafa Koç, hem ticari olarak hem de dostluk adına Ford Ailesi ile çok yakın. Bunun sonucu da kendini rakamlarla ortaya koyuyor.
TOFAŞ’TA YÜZLER GÜLÜYOR
Ama bana göre Koç’un otomotiv sektörüne bakışını değiştiren en önemli sebep Tofaş’ın durumu. Bildiğiniz gibi Tofaş bundan iki yıl öncesine kadar kan kaybediyordu. 250 bin adetlik kapasiteye sahip fabrika atıl duruyor, ortada ’satılacak’ söylentileri dolaşıyordu. Doblo ile ayakta durmaya çalışan Tofaş’ta ilk canlanma, 2005 sonunda yeni Doblo’nun devreye girmesiyle başladı. Yeni Doblo ’Avrupa’da 2006 yılının hafif ticari aracı’ ödülünü de alınca, Tofaş, şöyle bir silkindi. Bu canlanma Tofaş’ın Peugeot, Citroen ve Fiat için üreteceği Minicargo projesinde herşeyin yolunda gitmesiyle hız kazandı. Projede herşeyin yolunda gitmesi, Minicargo üretiminde kapasite artırımını sağladı. Artık hem Koç cephesinde hem de Fiat cephesinde yüzler gülüyordu. Bu arada D200 kodlu yeni bir otomobilin devreye girdiğini de unutmamak lazım.
2008’DE 650 BİNLİK ÜRETİM
İşte hem Ford cephesinde hem de Tofaş cephesinde 8 aylık dönemde yaşanan bu gelişmeler Mustafa Koç’un daha iyimser bir bakışa sahip olmasında etkili oldu. Türk otomotiv sektöründe iki markayla bugün 400 bin adet araç üreten Koç Holding, bu rakamı 2008 yılında 650 bin adede çıkartacak. Bugün toplam otomotiv üretiminin yaklaşık yarısını yapan Koç’lar 2008 yılında bu oranı yükseltecek. Bu da Mustafa Koç’un sektöre bakışını tabii ki değiştiriyor.
2008’de dünya üretim liginde son sıraya gerileyebiliriz
Geçtiğimiz hafta Otomotiv Sanayi Derneği (OSD), Dünya Otomotiv Sanayicileri Birliği’nin (OICA) 2005 yılı küresel verilerini açıkladı. Bu veriler bir çok gazetede ’Türkiye üretimde Avrupa’dan daha fazla büyüdü’ şeklinde yer buldu. Ancak gözden kaçırılan çok önemli bir nokta vardı. O da Türkiye’nin bugün dünya otomotiv üretiminde yer aldığı sıraydı.
Bugün dünyada üretim açısından 17’nci sırada yer alan Türkiye’yi sırasıyla İran, Polonya ve Çek Cumhuriyeti takip ediyor. Türkiye’nin gerisindeki bu üç ülke son dönemde uluslararası yatırımların gözdesi haline geldi. Bugün Türkiye 879 bin adetlik üretimiyle bu ülkelerin önünde gözüküyor. Ama İran, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde yeni devreye girecek projelerle belki 2006’da değil, ama 2007-2008’de Türkiye’nin önüne geçmeleri yüksek ihtimal. Bugün 817 bin adetlik yıllık üretim yapan İran’da bildiğiniz gibi Renault Dacia Logan’ı üretmeye başlıyor. Hedef 300 bin adet. Diğer taraftan Nissan ve Peugeot’un yeni yatırımları var. Bunlara ek olarak İran kendi markalarını da kapasitelerini artırıyor. Sonuçta, 2008 yılında üretimleri 1 milyon 300 bini bulabilecek.
Geçelim Polonya’ya. Polonya’da Fiat, Volkswagen ve Opel’in yatırımları ve yeni hedefleri var. Örneğin Fiat, Panda üretiminden sonra Ford ile birlikte Polonya’da Fiat 500 ve Ford Ka’yı üretecek. Üretim hedefleri 300 bine yaklaşıyor. Aynı şekilde VW ve Opel’de üretimlerini artırıyor. Polonya da 2008 yılında 1 milyon barajını aşacak.
Son olarak Çek Cumhuriyeti’ne bakmak gerekirse, hepinizin bildiği gibi kaptırdığımız bir Hyundai yatırımı var. Henüz devreye girmedi, ama kısa sürede girmesi bekleniyor. Hyundai’nin ilk üretim hedefi 300 bin adet. Bu kademe kademe artırılacak. Diğer taraftan Toyota, Peugeot ve Citroen Çek Cumhuriyeti’nde üretim yapıyor ve bunun artacağı açıklandı. Anavatanı olan ülkede üretimi artırmayı hedefleyen Skoda ile birlikte Çek Cumhuriyeti de kısa sürede 1 milyon barajını kolaylıkla aşacak.
ELİMİZ ARMUT TOPLAMAYACAK
Tabii ki Türkiye’nin de bu dönemde eli armut toplamayacak. Fiat, Renault, Toyota, Hyundai, Ford ve Honda gibi uluslararası devler Türkiye’de kapasite artırımına gidiyor. 2008 yılında Türkiye’deki toplam üretim 1 milyon 200 bine yakalayacak. Ama Türkiye mevcut tesislere bunu yaparken, gerisindeki ülkeler yeni yatırımlara kucak açıyor. Umarım 2008 yılında Türkiye dünya otomotiv liginde son sıraya gerilemez. Bunun için kuşkusuz yeni yatırımları çekmemiz şart.
Dünya otomotiv üretim ligi
Ülke Adet (bin)
1) ABD11.981
2) Japonya10.799
3) Almanya5.758
4) Çin5.708
5) G.Kore3.699
6) Fransa3.549
7) İspanya2.753
8) Kanada2.688
9) Brezilya2.528
10) İngiltere1.803
11) Meksika1.670
12) Hindistan1.627
13) Rusya1.351
14) Tayland1.125
15) İtalya1.038
16) Belçika929
17) Türkiye879
18) İran817
19) Polonya625
20) Çek Cumhuriyeti605
Hasip Girgin, Mazda 3’ten sonra şimdi 4X4 tasarlıyor
Mazda 3’ün tasarımını yaparak dikkatleri çeken Hasip Girgin, bugün Mazda firmasının vazgeçilmez isimleri arasında yer alıyor. Frankfurt’taki Uluslararası Otomobil Fuarı’nda (İAA) 2003’te görücüye çıkan Girgin imzalı ’Mazda 3’ bugüne kadar sadece Almanya’da 51 bin 500 adet satıldı. Artık yeni projeler üzerine çalışan başarılı tasarımcı Girgin’in son projesinin Avrupa pazarı için bir 4X4 olduğunu öğrendim.
Konunun detaylarını bilmiyorum, ama Girgin’e çok yakın kişilerden öğrendiğim bu bilgi doğruysa, Girgin Mazda’nın ilk Avrupalı SUV modelini tasarlıyor. Bildiğiniz gibi Mazda, şu an için sadece Amerika pazarı için 4X4 üretiyor. CX-7 isimli yeni SUV modelinin önümüzdeki sonbaharda Amerika ve Kanada’da satışa sunacaklar. Nissan Murano’yu andıran bu yeni modellerini Avrupa’da ise satmayacaklarını açıkladılar. Bu yüzden Hasip Girgin’in son dönemde Avrupa’da yoğun rekabet yaşanan SUV segmentine yönelik yepyeni bir araç tasarladığı belirtiliyor.
Hasip Girgin, üzerinde çalıştığı bu proje nedeniyle bu yaz tatile bile çıkmayacakmış. Girgin, eşini önümüzdeki ay Türkiye’ye gönderip kendisi çalışmalarına devem edecekmiş.