Bu hafta Amerikan otomotiv devi Ford’un yüzde 33.1 ile en büyük hissedarı olduğu Japon Mazda’nın Türkiye’deki durumu hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.
1985 yılından bu yana Mermerler Şirketler Grubu’nun temsilciliğinde Türkiye’de satışı ve pazarlaması yapılan Mazda, Türkiye’de 1990’larda ithal otomobil satışlarında bir numaralı markaydı. Ancak, 1996’da Gümrük Birliği’yle birlikte yüksek vergiler nedeniyle Mazda’nın rekabet gücü düştü ve bugün satışlar açısından oldukça gerilerde. 2005 yılı satışlarına baktığımız zaman 3 bin 63 binek, 2 bin 56 ticari olmak üzere toplam 5 bin 119 araç satışı yapmışlar. Yıllık satışın 2005’te 710 bini bulduğu binek ve hafif ticari araç pazarında bu rakam Mazda’yı iyi otomobillere sahip olmasına rağmen sıralamada gerilere taşıyor.
TEK BİR ŞİRKET SATACAK
Tabii durum böyle olunca, Mazda Türkiye hakkında çıkan söylentilerde de artış yaşanıyor. Son aylarda otomotiv sektöründe en çok Mazda’nın Otokoç’a geçeceğiyle ilgili yorumlar yapılıyor. Türkiye’de Ford’un satış ve pazarlamasını yapan Koç Grubu şirketlerinden Otokoç, Ford şirketlerinden Mazda’nın distribütörlüğünü de alacağı söyleniyor. Böylece Ford ve Mazda’nın bir çok ülkede olduğu gibi tek bir şirket tarafından satılıp, pazarlanabileceği kaydediliyor.
İKİ TARAF DA YALANLADI
Birçok kanaldan bu konuyla ilgili söylentileri duyduktan sonra hem Otokoç’u hem de Mermerler Şirketi’ni aradım. Otokoç Genel Müdürü Cenk Çimen, bu söylentileri ilk kez benden duyduğunu belirtirken, Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Başkanı da olan Yüksel Mermer ise kendilerine intikal eden bir durumun olmadığını söyledi. İki taraftan da söylentilerin doğru olmadığını öğrendikten sonra konunun üzerine fazla gitmedim, ta ki geçtiğimiz hafta Otobil’in ödül töreninde Yüksel Mermer’le konuşuncaya kadar.
Yüksel Mermer’e Mazda’nın durumunu yeniden sorduğumda yorumu oldukça ilginçti: "Bize intikal eden resmi bir teklif yok. Ama profesyoneliz ve tekliflere açığız. İyi para verirlerse neden olmasın."
MAZDA’YI SATABİLİRİZ
Bu açıklamanın ardından bastırdım, "Yani Mazda’yı satabiliriz mi diyorsunuz?" diye sorunca, Mermer, "Bu konudaki söylentileri ben de duyuyorum. Ama biraz önce söylediğim gibi bize henüz ulaşmış resmi bir durum söz konusu değil. Ama bugün Ford özellikle Avrupa’daki stratejisine bağlı olarak Mazda’yı kendi bünyesinde satmak istiyor. Birçok ülkede bu yapıyı oturttular. Muhakkak Türkiye’de de bu stratejiyi uygulamak isteyeceklerdir. Böyle bir durum olursa oturup görüşürüz, fiyatta anlaşırsak neden olmasın" cevabını verdi. Yani anlayacağınız şu anda resmiyete dökülen bir durum söz konusu değil. Ama Mazda’nın Türkiye’de 21 yıldır temsilciliğini yapan Mermerler böyle bir duruma kapılarını açmışlar.
KOÇ, MAZDA’YA GÜÇ KATAR
Peki Mazda eğer Koç’un bünyesine girerse, satışlarını artırabilir mi? Bugün Ford, toplam otomotiv pazarında Türkiye’nin en fazla satan markası konumunda. Binek otomobillerde ise ikinci durumda. Kuşkusuz Türkiye’nin en büyük satış ağlarından birine sahip Otokoç’un bünyesine girmesi Mazda’ya büyük güç katacaktır. Bu konudaki gelişmeleri bekleyip göreceğiz.
Dacia’yı Renault’ya kaptırdı İranlı Samand’la dönüş yaptı
Otomotiv dünyası, Romanya Fahri Konsolosu da olan Şükrü Seskır’ın ismini 1999’da Dacia’nın Türkiye distribütörü olduğu zaman duymuştu. Daha doğrusu ben duymuştum. Sahibi olduğu MYS Otomotiv ile Dacia’nın Türkiye distribütörlüğünü 3 yıllığına alan Seskır, aynı dönemde Renault’un Romanya’daki özelleştirmeden Dacia’yı almasıyla sorunlar yaşamıştı. 3 yıllık sözleşmesi Dacia’nın Renault tarafından satın alınmasıyla 2001 yılında vaktinden önce feshedilmişti. Renault’yu kendisini zarar uğratmakla suçlayan işadamı, Paris’teki Uluslararası Tahkim Mahkemesi’ne başvurmuştu. Sonucun ne olduğunu bilmiyorum, ama geçtiğimiz gün Seskır’la yine Otobil töreninde kısa bir görüşme yaptım.
2 YILDIR DİSTRİBÜTÖR ARIYOR
Yaklaşık 2 yıldır Türkiye’de distribütör arayan İran’ın milli otomotiv üreticisi Khodro’yla anlaştığını söyleyen Seskır, Mart ayından itibaren İranlı şirketin Samand modelini Türkiye’de satacaklarını kaydetti. Aslında bu gelişmeyi ilk olarak Aralık ayı sonunda Zaman Gazetesi’nden arkadaşım Memduh Taşlıcalı yazmıştı. Ancak Seskır’ı yakalamışken, detaylarını aldım. İran’da 1962 yılından beri Peugeot lisansıyla otomobil, Mercedes, Hyundai, Man lisansıyla ticari araç üreten Khodro son yıllarda kendi modeli Samand’ı geliştirmişti.
3 BİN SAMAND GELİYOR
İran’a 2006 yılında ithal edilmek üzere 3 bin adetlik Samand siparişi verdiklerini belirten Seskır, bu rakamın Türkiye pazarı için fazla olmadığını, rahatlıkla hedeflerine ulaşabileceklerini söyledi. Khodro’nun şimdilik sadece kendi özgün markası Samand modelini ithal edeceklerini dile getiren Seskır, "Khodro’nun elinde geliştirme aşamasında olan 3-4 model daha var. Zaman içinde onları da Türkiye’ye getirebiliriz" dedi.
Seskır, Samand’ı Türkiye’de 19 bin 850 YTL’den başlayan fiyatlarla satmaya başlayacaklarını belirterek, "Araçta Peugeot motoru bulunuyor" dedi. Samand, 4.4 metre uzunluğunda kompakt sınıfı zorlayan bir sedan otomobil. Motor özelliklerinin Euro 3 standartlarında olacağı belirtiliyor. Samand’da ABS fren sistemi, iki hava yastığı, klima, merkezi kilit gibi standart donanımlar yer alıyor.
TÜRKİYE’DE ÜRETİLEBİLİR
İran Khodra şirketinin Stratejik Planlama Merkezi yetkilisi Ali Bromideh’le distribütör aradıkları dönemde görüşme fırsatı bulmuştum. Samand’in İran’da üretilen tek yerli otomobil markası olduğunu kaydeden Bromideh, "Şu anda Suriye’de de Samand üretiliyor ve sırada üretmek isteyen 4 ülke daha var. Eğer talep görürse Türkiye’de de üretilebilir. Toplam Samand üretimi ise 150 bin adet civarında" açıklamasını yapmıştı.