’İndirim yok’ diyen Unakıtan’ın iki aylık kaybı 240 milyon YTL

Amerika ile başlayıp Türk otomotiv sektörünün ihracatının yüzde 65’ini gerçekleştirdiği Batı Avrupa ülkelerine sıçrayan ve Eylül ayından itibaren ülkemizdeki üreticileri de son derece olumsuz etkileyen kriz neticesinde üretimde ve satışta yüzde 50’lere varan düşüşler yaşanıyor. Türk otomotiv sektörü ilk defa böyle büyük bir krizle karşı karşıya kalırken, ekonomik kriz tüm sektörü tam anlamıyla sarmış durumda.

Bugüne kadar moraller bozulmasın diye, basın olarak üzerimize düşeni yapıp, kriz tellallığı yapmamaya özen gösterdik. Çıkarılan işçileri, kapanan veya tatil edilen fabrikaları iflas eden yan sanayi şirketlerini sayfalara taşımamaya özen gösterdik. Ama bugün itibariyle ortaya çıkan tablo çok üzücü. Hükümetin bir an önce Avrupa ve Amerika’daki gibi otomotiv sektörüne hem finansman hem de vergi desteği vermesi gerekiyor. Aksi takdirde ekonominin lokomotifi olan otomotiv çökerse tüm ülke bir domino taşı etkisiyle çökecektir. Çünkü bugün otomotiv sektörünün yakalandığı kriz dolaylı olarak tüm sektörleri etkiliyor.

PAZAR YÜZDE 50 DÜŞÜYOR

Krizin etkilerinin tam anlamıyla hissedilmeye başlandığı Ekim ayında biliyorsunuz, ortaya ÖTV indirimi yapılacağı yönünde söylentiler atıldı. Ama bir hafta sonra Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, hükümetin çıkardığı bu söylentiyi yalanladı. Tüketiciler indirim beklentisine girdiği için alımı durdurdu. Sonuç Ekim ayında satışlar yüzde 40 düştü. Sektör yetkilileri Kasım ayında durumun daha da içler acısı olduğunu belirterek, düşüşün yüzde 50’yi bulacağını söylüyor. Ben de bunun üzerine oturup sektör yetkililerine danışarak kayıpları ortaya koymaya karar verdim. Ekim ayına kadar tüm otomotiv sektörü pazarın 2007 yılıyla aynı seviyede kapanacağını tahmin ediyordu. Ama Ekim ayındaki düşüşle birlikte pazar durma noktasına geldi. 2007 yılının son iki ayında Türkiye’de 100 binin biraz üzerinde otomobil satılmış. Şu anki öngörü ise pazarın son iki ayda yüzde 50 daralacağı yönünde. Yani Kasım ve Aralık’ta satılacak otomobil sayısı 50 bin civarında olacağını tahmin ediliyor.
/images/100/0x0/55ea81caf018fbb8f88477ea
Pazarda satılan otomobillerin vergilerinin farklı olduğu düşünülürse Sayın Unakıtan’ın her bir otomobilden aldığı ortalama ÖTV tutarı yaklaşık yüzde 44’e denk geliyor. Ortalama bir otomobilin baz fiyatını 20 bin YTL olarak aldığımızda, Unakıtan’ın bugün araç başına ortalama ÖTV tahsilatı 8 bin 800 YTL. Sayın Unakıtan geçtiğimiz yıl Kasım Aralık ayında satılan 100 bin otomobilden toplam 880 milyon YTL ÖTV tahsil etti. Bu yıl ise satışların yüzde 50’ye yakın düşeceği öngörüldüğünden toplam tahsilat biranda 440 milyon YTL’ye gerilecek. Bu da Unakıtan’ın ’7’i veren gül’ olarak adlandırdığı otomotiv sektöründeki ÖTV kaybının 440 milyon YTL olacağını net olarak ortaya koyuyor.

Eğer Unakıtan Ekim ayında müdahale edip ÖTV oranını yüzde 10 indirseydi tablo bir anda hem hükümet hem de otomotiv sektörü adına değişecekti. Nasıl mı. ÖTV, Kasım ve Aralık ayı için geçici olarak yüzde 10 indirilseydi, bu etkiyle satışlar geçtiğimiz yılla aynı seviyede kalır hatta üzerine bile çıkardı. Hem indirimin etkisi hem de dövizde artışı firmaların fiyatlarına yansıtmaması sonucu son iki ayda 100 bin adedin üzerinde otomobil satılabilirdi. Yüzde 10’luk indirimle her bir otomobilden alınan ortalama ÖTV tutarı yüzde 34’e gerileyeceği için araç başına ÖTV tahsilatı otomatik olarak 8 bin 800 YTL’den 6 bin 800 YTL’ye inecekti.

240 MİLYON YTL KAZANIRDI

100 bin araçtan hesapladığımızda hükümet son iki ayda 680 milyon YTL ÖTV tahsil edecekti. Yani özetle devlet son iki ayda ÖTV’yi yüzde 10 indirseydi, 240 milyon YTL ek ÖTV geliri toplayacaktı. Böyle bir ortamda hiç de yabana atılacak bir para değil. Sonuçta, Amerika ve Avrupa’nın otomotivi için cebinden milyarlarca dolarlar çıkarken, bizim hükümet para kazanarak sektöre destek olacaktı. Hükümetin kazancı dışında otomotiv şirketleri stoklar nedeniyle finansal sıkıntıya girmeyecek, işten adam çıkarmak durumunda kalmayacaktı.

’ÖTV yüzde 10 inse satışlar geçtiğimiz yılı bile geçerdi’ dememin iki nedeni var. Birincisi yüzde 10’luk indirim araç başına ortalama en az 2 bin YTL’lik bir indirim yaratacaktı. Zaten otomotiv firmaları içinde bulundukları kriz ortamında dövizde yaşanan artışı fiyatlarına yansıtamadılar. Bunun da 20 bin YTL’lik bir araçta 4 bin YTL olduğunu varsayarsak, tüketicinin ÖTV indirimiyle birlikte son iki ayda kazancı en az 6 bin YTL olacaktı. Ocak ayında fiyatların artacağını ve ÖTV’nin yine eski seviyesine geleceğini düşünürsek, hiç kimse bu fırsatı kaçırmazdı diye düşünüyorum.

Tabi bu yazdıklarımın hiç biri gerçekleşmedi. Unakıtan, ithalatı artırmamak için vergi indirimi yapmadı. Sonuç ortada. Çöken bir sektör, vergi gelirleri düşen bir hükümet. Ama tabi suç biraz da sektörün kendisinde. Eminim hiç bir dernek veya firma yukarıdaki bu hesaplamayı yapıp, Maliye Bakanı’nın önüne koymadı. Eminim Unakıtan bunu görseydi daha farklı bir tutum sergilerdi. Yine de hiç bir şey için geç değil. Önümüzde Aralık ayı ve bizi zor günlerin beklediği 2009 yılı var. Sektörün hükümetle temaslarını hızlandırıp, bir an önce farklı çözüm yollarını bulmalı.

Yan sanayi hükümetten 1 milyar dolar istiyor

Global kriz nedeniyle Amerikan hükümeti, iflasın eşiğine gelen 3 büyük üreticisine (GM, Ford, Chrysler) 25 milyar dolarlık destek olup, bir diğer 25 milyar dolar için görüşmeler yaparken, Avrupa’da da otomotiv sektörüne yönelik benzer destekler gündemde. Almanya Başbakanı Angele Merkel bile Opel’e 1 milyar Euro’luk destek sözü verdi. Bizim tarafta ise sektörden bu konuda ses seda yok. Sadece geçtiğimiz haftalarda Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Ömer Burhanoğlu, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a ayrı ayrı mektup göndererek, yan sanayi şirketleri için 1 milyar dolarlık destek istedi. Burhanoğlu, üç bakana yazdığı mektupta krizin aşılması için şu taleplerde bulundu:

" Kriz öncesi şartların geçerli olması koşuluyla 2009 yılında işletme ve yatırım kredisi olarak 1 milyar dolarlık bir fonun sadece otomotiv yan sanayiye ayrılması,

Asgari ücretten 12 ay süreyle vergi alınmaması,

SSK primlerinin 2009 yılının ilk 6 ayında yüzde 3 yıllık faizle 12 ay ötelenmesi,

Petroldeki düşüşün akaryakıt fiyatlarına yansıtılması,

Sanayi enerji maliyetlerinde 2009 yılı boyunca artış olmaması,

Vadeli ithalatta yüzde 3 KKDF’nin kaldırılması."
Yazarın Tüm Yazıları