Hükümet, otomotivi uluslararası tanıtımlar için desteklemeli
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Otomotiv sektörünün yeni modelleri için gerçekleştirdiği uluslararası test sürüşlerinin hem araçların hem de düzenlenen bölgenin tanıtımı için oldukça önemli olduğunu sürekli yazıp, çiziyorum.
Bugün X bir firmanın yeni bir modelinin uluslararası test sürüşü için seçilen bölge, yaklaşık 1 ay boyunca bütün dünyadan gazetecileri ağırlıyor. Bu bölgeye gelenler yazdıkları ve yayınladıkları görüntülerle araçla birlikte o bölgeye de yer veriyor. Bütün bunlar da tüm dünya tarafından okunup, izleniyor. Bugün Otoyaşam’da Tunus’la ilgili yazdığım yazı da bunun bir örneği. CNN Türk’teki Deneme Sürüşü isimli programımızda da yine Tunus’un görüntülerine yer vereceğim.
SADECE ARAÇ TANITMIYORLAR
Yani, Türkiye’de yapılan ve yapılacak uluslararası otomobil tanıtımları sadece otomotiv firmaları için değil, Türkiye’nin tanıtımı açısından da çok önemli. Bence Türkiye’de otomotiv firmaları Turizm Bakanlığı tarafından daha fazla uluslararası organizasyonu çekmek için desteklenmeli.
Geçtiğimiz yıllarda Dacia Logan’ın Kapodokya’da, Mitsubishi L200’ün de Antalya’da yaptığı uluslararası lansmanlar Türkiye’nin tanıtımına katkıda bulundu. Bu yıl Fiat yeni modeli Linea’nın uluslararası lansmanı İstanbul’da, Opel’de yeni Astra Sedan’ın uluslararası lansmanı büyük bir olasılıkla Antalya’da gerçekleştirecek. Bu iki lansman için Türkiye’ye tüm dünyadan binlerce gazeteci, bayi, şirket yetkilisi gelecek. Türkiye’den dönen herkes sadece aracı değil, belki de ilk kez geldikleri İstanbul ve Antalya’yı da tanıtacak.
NEDEN TÜRKİYE OLMASIN
Gelinen bu noktada uluslararası markaların Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerine veya distribütörlerine büyük iş düşüyor. Her fırsatta, "Dünyanın her yerinde lansman yapıyorsunuz, neden Türkiye’de olmasın" demeleri ve bunu sürekli hatırlatmaları gerekiyor.
Geçtiğimiz hafta Tunus’ta gerçekleşen yeni VW Touareg lansmanında çok hoşuma giden bir gelişme yaşandı. VW Binek Araçlar Genel Müdürü Birgül Ak Karacahisarlı, akşam yemekte masamızda oturan VW’nin pazarlama yetkililerinden birine, "Türkiye’de uluslararası bir lansman yapmayı düşünüyor musunuz" diye sormamı rica etti. Ak Karacahisarlı, "Tunus’ta, Yunanistan’da yapıyorlar. Türkiye neden olmasın. Biz sürekli bastırıyoruz, basın olarak sizde söylerseniz belki program dahiline alırlar" deyince, hiç tereddütsüz, devreye girdim. Çünkü ben daha önce bir çok lansmanda aynı şeyi gündeme getirip sormuştum. VW yetkilisi, yeni piyasaya sunacakları modelleri göz önünde bulundurarak Türkiye’de böyle bir şey yapabileceklerini söyledi.
YENİ POLO VEYA GOLF’Ü İSTİYORUZ
Hemen Ak Karacahisarlı’ya dönüp, "Özellikle sizin Türkiye’de dünya tanıtımı yapılmasını istediğiniz bir model var mı" diye sordum. Cevabı, "Açıkçası gönlümüzden yeni Polo veya Golf geçiyor. Bu araçların Türkiye’de tanıtılması hem Doğuş Otomotiv hem de ülkenin tanıtımı için oldukça önemli olur" oldu.
Birgül hanımın bu talebi gerçekleşse de gerçekleşmese de ortada bir girişim var. Volkswagen Türkiye, elinden geleni yapıyor. Diğer firmalarında aynı düşüncede olduğunu biliyorum. Ne kadar bastırırsak Türkiye’de gerçekleşen lansman sayısı o kadar artacak, bu da Türkiye’nin tanıtımı için bulunmaz bir fırsat yaratacak.
Günak’ın sürprizlerini bekliyoruz
Biliyorsunuz, bünyesinde Volkswagen, Audi, Seat, Skoda, Bentley, Bugatti ve Lamborghini gibi markaları bulunduran Volkswagen Grubu, yeni CEO’yla girdiği 2007 yılına sürpriz bir atamayla başladı. Yönetimle sorun yaşayan Bernd Pichetsreider’in yerine 1 Ocak 2007’den itibaren CEO olarak Audi’den atanan Martin Winterkorn’un ilk işi eski CEO’ya yakınlığıyla bilinen Tasarım Bölümü Başkanı Murat Günak’ı görevden almak oldu. Winterkorn, 2 yıldır tüm grubun tasarım bölümü başkanı olan Türk tasarımcı Günak’ın yerine 1 Şubat’tan itibaren Audi Grubu’nun tasarım direktörü olan İtalyan Walter De Silva’yı getirdi. Günak, bu atamanın ardından kendi isteğiyle VW’den ayrıldı.
Tabi Günak görevinden ayrıldı ama otomotiv sektöründe en az 4-5 yıl sonraki modeller bugünden belli olduğu ve tasarlandığı için kontratına bağlı olarak bir süre başka bir şirkette çalışamayacak. Günak, tasarım başkanı olduğu için grubun tüm markalarının önümüzdeki yıllarda piyasaya çıkacak tüm modellerini tasarladı veya onay verdi. Yani hepsini biliyor. İşte bu da Günak’ın VW’den ayrılsa da 1-2 yıl başka bir şirkete geçmesini engelliyor. Otomotiv firmalarında yapılan kontratlarda bu durum açıkça yer alıyor. Şimdi Günak, başka bir yerde çalışmadan kontratına bağlı olarak parasını almaya devam edecek. Bir nevi zorunlu tatil.
Türk tasarımcı olduğu için en başından bu yana Günak’a Türk otomotiv basını olarak çok büyük bir destek verdik. Çünkü Günak’ın başarısı bir çok Türk genci için örnek. Bugün tasarım konusunda dünyada en üst noktaya gelmiş alanındaki tek isim. Tabi ayrılışı hepimizi üzdü. Günak da Türk yetkililerle yaptığı konuşmalarda bunu merak edip sormuş: "Arkadaşlar nasıl karşıladı?"
Dünyada otomobile yön veren 150 kişiden biri olarak kabul eden Günak, kısa bir süre sonra yeniden ses getiren projelerle aramızda olacaktır. Kendisine bu yazı aracılığıyla ayrılığına üzüldüğümüzü ama yeni sürprizlerini beklediğimizi söylemek isterim.
En yeni modeller Deneme Sürüşü’nde
Yaklaşık 6 aydır, CNN Türk’te ’Deneme Sürüşü’ adıyla bir program yapıyorum. Bugüne kadar bu programla ilgili çok fazla şey yazmadım. Ekrana alışmaya çalışıyorum. 13 yıldır gazetecilik yapmama rağmen televizyon benim için ayrı bir dünya.
Otoyaşam’ın dışında, Erkan Çelebi’yle her hafta hazırladığımız Emlakyaşam gazetesi ve ana gazete zamanımın büyük bir bölümünü alıyor. Bir de bunlara seyahatler ve toplantılar eklenince, televizyon programı için çok zamanım kalmıyor. İşte bu noktada devreye programın görünmez kahramanı Barış Aladar giriyor.
Her yeni modelin uluslararası lansmanında veya tanıtımında Hürriyet’in yanında CNN Türk de yer alıyor. Aladar’ın enfes görüntüleriyle de bir çok model ilk kez ’Deneme Sürüşü’nde sizlerle buluşuyor.
’Deneme Sürüşü’nü 3 kişiden oluşan büyük bir ekiple hazırlıyoruz. Ben sunuculuğunu ve editörlüğünü yapıyorum. Barış Aladar ise hem yönetmenliğini hem kameramanlığını üstlenmiş durumda. Bir de Aladar’ın eli ayağı olan asistanımız Başak var. İşte bu dev kadro benim zamansızlığıma rağmen ortaya, olumlu tepkiler aldığımız 25 dakikalık bir program çıkarıyor. Cumartesi 12.05’te yayınlanan ve hafta için bir çok tekrarı olan program hakkında önerilerinizi ve eleştirilerinizi bekliyorum.