Her Çin malı ithal edilmez

GEÇTİĞİMİZ haftaya Türk otomotiv sektörünün duayenlerinden Yüce Auto'nun sahibi Orhan Yüce'nin 'Akıllı adam Çin malı otomobil almaz' sözü damgasını vurdu.

Bu açıklamanın Hürriyet gazetesinden yer almasının ardından açılan Auto Show fuarında, otomotiv yöneticilerine sorulan soruların başında Çin malı otomobiller geldi. Rahmi Koç bile bu sorulardan nasibini aldı ve 'Bir çiçekle bahar olmayacağı gibi bir otomobille de bahar olmaz" cevabınıcverdi. Ferit Şahenk, gazetecilerin Yüce'nin açıklamasını hatırlatması üzerine, "Orhan Yüce duayendir. Bir bildiği var ki söylemiştir" dedi. Yani anlayacağınız Çinli otomobiller daha Türkiye'de satılıp satılmayacağı belli olmadan fuarın en önemli gündem maddelerinden biri oldu.

YÜCE'DEN NEZAKET ZİYARETİ

Bildiğiniz gibi Mazda'nın Türkiye temsilcisi Mermerler Grubu Çinli Chery markasını Türkiye'ye getirmek için çalışmalar yapıyor. Çinli markanın Türkiye distribütörü olan ve Auto Show fuarında Chery modellerini sergileyen Mermerler Grubu'nun Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Mermer'le fuarda uzun uzun sohbet ettik. Hem de bu sohbet sırasında yanımızda Orhan Yüce ve Chery'in Başkan Yardımcısı Zhou Biren vardı. Orhan Yüce, Çinli otomobiller hakkında yaptığı açıklama nedeniyle Yüksel Mermer'e bir nezaket ziyareti yapmıştı. Yüce, "Söylediklerimin bu kadar büyütüleceğini tahmin etmemiştim. Yüksel Mermer benim 40 yıllık dostum. Beni onunla karşı karşıya getirdin" diyince dayanamadım: "Siz Çinli otomobiller hakkında düşündüklerinizi söylediniz. Bu açıklamada ne Chery'den ne de Yüksel Mermer'den bahsettiniz."

KİMSE CHERY'E KARŞI DEĞİL

Yüksel Mermer, beni doğruladı ve Yüce'ye bu konuda kırgın olmadığını söyledi. Mermer, "Çinli otomobiller hakkında genel bir imaj var. Gerçekten de kalitesi şüpheli markalar var. Ama Chery Çin'in bir numaralı markası. Bu yüzden DaimlerChrysler gibi bir dev bile ortaklık için görüşmeler yapıyor" diye konuştu. Mermer'in bu açıklaması üzerine araya girdim: "Bizim gazeteciler olarak en önemli misyonumuz tüketicileri bilinçlendirmek. Bir markayla ilgili haber yapmanın yanında bu markanın artılarını eksilerini de anlatmak zorundayız. Bugün kimse Chery'e karşı değil. Türkiye'ye vergisi veren her marka sorumluluğunu biliyorsa ve gerekli altyapıyı oluşturmuşsa girebilir. Bizim karşı olduğumuz Chery'nin açacağı kapıdan kalitesi belli olmayan bir çok Çinli markanın da Türkiye'ye girecek olması. Bu gerçekleşirse sorumluluğu kim üstlenecek."

HÜKÜMETTEN DÜZENLEME İSTEDİK

Çinli Chery'nin Başkan Yardımcısı Zhou Biren’de sohbete dahil oldu: "Kesinlikle haklısınız. Bugün bizim Chery olarak en büyük sıkıntımız imajımızı bozan diğer markalar. Çin'de şu anda uluslararası standartlara sahip 2-3 marka var. Diğerlerinin kalitesi belli değil. Biz Çin hükümetinden araç ihracatında belli standartları sağlamasını istedik. Yani her markanın Çin'den ihraç edilmemesi için bir düzenleme yapılması için başvurduk. Bu konuda çalışmalar yapılıyor ve kısa sürede çözüme kavuşacak. Böyle olduğu takdirde uluslararası standartlara uymayan modeller Çin'den ihraç edilemeyecek. Bir başka değişle her Çin malı araç ithal edilmeyecek." Zhou Biren'in açıklamaları çok net.

Chery satışı için çok acelem yok

Bu kadar tartışıyoruz ve konuşuyoruz ama hala Çinli Chery'nin ne zaman yollara çıkacağını bilmiyoruz. Zhou Biren, 2 yıl içinde Avrupa'da piyasaya çıkacaklarını belirterek, "Şu anda İngiltere'de uyum testleri yapılıyor. Bunların sonucuna göre yollardaki yerimizi alacağız" diye konuşuyor. Yüksel Mermer ise Chery'i Avrupa'dan önce Türkiye'de piyasaya sunacaklarını belirterek, "Bizim acelemiz yok. Gerekli standartları oluşturup, altyapı kurduktan sonra piyasaya sunarız. Benim planım önümüzdeki yıl 2008 model yılı olarak Chery modellerini Türkiye'de satmaya başlamak" açıklamasını yapıyor. Evet, gördüğünüz gibi Çinli otomobiller hakkında son durum böyle. Biz görevimizi yapıp, her türlü gelişmeyi sizlere aktarıyoruz.

Mazda'yı kolay kolay başka bir distribütöre bırakmayız

Yüksel Mermer, Chery standındaki görüşmemizin ardından kolumdan tutup beni Mazda'nın standına götürdü. Bilmeyenler için hatırlatmakta fayda var. 21 yıldır Mermerler Grubu'nun distribütörlüğünde Türkiye'de satılan Mazda'nın 2007 yılında Koç Grubu'na bağlı Otokoç'a geçeceği iddia ediliyor. İddia ediliyor diyorum çünkü ortada resmi bir açıklama henüz yok. Tek resmi açıklama Mart ayında Cenevre fuarında Mazda Avrupa Başkanı'nın yaptığı açıklama. Mazda Avrupa Başkanı James Muir, Mart 2007 yılında Türkiye'de Mermerler Grubu ile sözleşmelerinin biteceğini belirterek, ya Mazda olarak ya da yeni bir distribütörle Türkiye'de yer almaya devam edeceklerini söylemişti.

MAZDA BİZİM ÇOCUĞUMUZ

Yüksel Mermer'e Mazda'yla ilgili son durumu sorduğumda, "Türkiye'de 21 yıldır Mazda'nın distribütörlüğünü yapıyoruz. Bu kadar uzun süre distrübütörlük yapan başka bir firma yok. Mazda bizim çocuğumuz. Kimseye bırakmayız" cevabını veriyor.

Mazda'nın Koç Grubu'na geçeceğine ilişkin iddialar hakkında ise Mermer, "Bize intikal eden bir durum söz konusu değil. Bu kadar emek verdiğimiz bir markayı kolay kolay bırakmayız. Mazda eğer kendi Türkiye'de yer almak istiyorsa buyursun gelsin. Ama başka bir distribütörle anlaşmasına izin vermeyiz. Elimizden gelen tüm mücadeleyi veririz. Bu kadar emek vermişiz, öyle kolay kolay elimizden alamazlar. Biz Mazda'yı bırakmamak için direneceğiz ve mücadelemizi sürdüreceğiz" açıklamasını yapıyor.

FİYAT AVANTAJI VERMİYORLAR

Mazda'nın çok önemli bir marka olduğunu ve hakettiği noktaya Türkiye'de taşıyacaklarını söyleyen Mermer, "Mazda konusunda Türkiye'deki dezavantajımız fiyat. Japonlar Avrupalı markalar gibi Türkiye şartlarına uygun fiyat ve araç vermiyorlar. Fiyat avantajımız olmadığı için rekabette zorlanıyoruz. Bu da satışların düşük olmasını sağlıyor" açıklamasını yapıyor.

Evet Mart 2007'e az kaldı. Japon Mazda önemli bir marka ve tüm dünyada dikkat çeken başarılı modellere sahip. Bir zamanlar Türkiye'nin bir numaralı ithal otomobil markası olan Mazda'nın Türkiye'deki geleceğinin ne olacağını göreceğiz.

Fuar sadece bir günden ibaret değil

Bu yıl Auto Show fuarı, biz basın mensupları için uluslararası fuarları takip etmekten bile daha zor oldu. Sebebi açık, fuar açılış konuşmalarıyla birlikte tam 12.00'de açıldı ve bu saatten sonra saat 15.00'a kadar her yarım saatte bir 4-5 toplantı yapıldı. Her firma yaptığı basın toplantısının takip edilmesini ve bunu gazete ve televizyonlarda görülmesini istiyor. Ama kimse gazetecilerin hangi birine yetişeceğini düşünmüyor. Fuara katılan 40'a yakın marka var. Her bir markanın toplantısına katılmış olsak dahi, bu haberlerin hepsini yazmamızı ve sayfalara koymamız beklenemez.Sonuçta fuarın ilk gününde yapılacak haberler 3 aşağı 5 yukarı belliydi. Koştura koştura gidilen diğer toplantılar ise ya küçük yer aldı veya yer alamadı. Firmaların unuttuğu en önemli şey fuarın bizim için sadece ilk günden ibaret olmadığıydı. Basın gününden sonra fuarın ilk açılış günü olan 3 Kasım'da erkenden fuara gidip saat 21.00'e kadar her firmanın standını tek tek dolaştım ama neredeyse çoğunda yetkili yoktu. Durum böyle olunca sadece fuarda yer alan yöneticilerle görüşüp haber hazırladık.

BİZİ DÜŞÜNÜNLER DE VAR

Fuarın ilk günkü koşuşturmasında her modeli tek tek inceleyip, fotoğrafını çekme şansımız tabiki yoktu. Yoğunluğumuzu ve tempomuzu bilen Soylu&Cengiz’den Yusuf Soylu, biz basın mensubu arkadaşları için bir şıklık düşünmüş. Fuarda yer alan markaların tüm modellerinin tek tek fotoğrafını çekip, bizim için arşivlemiş. Teşekkürler Yusuf Soylu...
Yazarın Tüm Yazıları