Otomotiv sektörünün Türkiye’de başı bir ekonomik krizlerden bir de vergi artışlarından bir türlü kurtulamıyor. Ekonomik kriz olmadığı dönemlerde vergi silahına sarılan hükümet, iyi giden satışları bir bıçak gibi kesebiliyor. 90’lı yılların başından bugüne kadar düzenli olarak hep bu senaryo yaşandı.
Sektör adına satışların iyi gittiği bir yıldan sonra ikinci yıl kesinlikle bir sorun yaşanmasına neredeyse alışmıştık. Otomotiv firmaları planlarını ve hedeflerini bu doğrultuda yapıyor, ellerinde çok fazla stok bulundurmak istemiyordu.
AYNI PERFORMANS
Ancak 2002 yılından itibaren ekonomide yaşanan büyümeyle birlikte ilk kez otomotiv sektörü istikrarlı bir satış grafiği yakalamış, hükümetin hurda teşviki ile 2004 ve 2005 yıllarında rekorlara imza atmıştı. Herkes 2006 yılında da otomotiv sektöründen aynı performansı bekliyordu.
İlk 5 ay beklentilerin üzerinde bir büyüklüğe ulaşılacağının sinyalini verdi, ama beklentiler bir anda ’dalga’nın altında kaldı. İşin kötü tarafı otomotiv sektörü bu dalgaya hazırlıksız yakalanmıştı. Çünkü elinde talebe bağlı olarak stok vardı.
Bu noktada otomotiv sektörü dövizdeki yüzde 30’u bulan artışı fiyatlara tam olarak yansıtmadı. Artışı yüzde 5 ile 10 seviyeleri arasında tutmak zorunda kaldı. Çünkü ancak bu şekilde tüketiciyi ürkütmeden 2006 model yılı araçlarını satması mümkündü. Aksi takdirde 2007 modeller bazı firmalar için rötarlı olacak.
LÜKSLERİ YOK
Otomotiv firmalarının banka kredilerine yapabileceği bir müdahale yok. Emlak şirketleri gibi bankalarla anlaşıp faiz farkını üstlenerek kampanya düzenleme lüksleri bulunmuyor. Fiyatlarda dalganın etkisini pek görmeyen tüketiciler, kredi faizlerindeki artıştan psikolojik olarak etkilendi.
Biz de geçtiğimiz hafta başında, taşıt kredi faizlerindeki artışın öyle tahmin edildiği gibi aylık taksitleri çok fazla etkilemediğiyle ilgili bir haber yapacaktık ki Bankalar Birliği sanki bizi duydu. Tüm bankalar başta emlak ve taşıt olmak üzere tüketici kredilerinde ortak bir artışa giderek bizim haberin düşmesini sağladı.
İlk yapacağımız haberde Mayıs ayındaki faiz oranı ile son artırımdan önceki faiz oranı farkı öyle çok yüksek değildi. 10 bin YTL’lik bir kredi kullanımında aylık ödemelerinizde 20-30 YTL’lik bir fark oluşuyordu.
FARK 60 YTL’Yİ AŞTI
Kredi faizlerinin yüzde 2’yi geçtiği son müdahalede ise bu fark 60 YTL’yi aştı. Yani Haziran ayı başında yüzde 1.15 faiz ve 36 ay vadeyle 10 bin YTL kredi kullandığınızda ayda 354 YTL öderken, Temmuz ayı başında yüzde 2’ye yükselen kredi faiziyle aynı vadedeki aylık ödemeniz ise 417 YTL’li buldu.
Bırakın toplamda ödediğiniz faizi, aylık 60 YTL’nin üzerindeki fark kuşkusuz önemli. 20 bin YTL kredi kullandığınız takdirde aylık ödemeleriniz bir anda 120 YTL artıyor. 30 bin YTL’lik kredide bu 180’e, 40 bin YTL’de 240 YTL’ye çıkıyor. Bunlar aylık ödemelerdeki farklar.
Döviz kurundaki yükseliş geçtiğimiz hafta Merkez Bankası’nın müdahaleleri ve FED’in beklenenden az faiz artırımıyla durulmuşa benziyor. Ama ya taşıt kredi faiz oranları. Bugün otomotiv satışlarının büyük bir kısmı krediyle yapılıyor. Faiz oranları Haziran ayı başındaki seviyesine gerilemezse o zaman çanlar otomotiv sektörü için çalacak.
Rahatlıkla her yerden Mercedes alabilirsiniz
Satış sonrasıyla ilgili hazırladığımız özel dosyada, OYDER’in ’grey market’te satılan araçların garanti kapsamında olmadığı açıklamasını sayfalarımıza taşımıştık. Bu yazının üzerine bazı grey market firmaları bizi arayarak, "Veren markalar var" serzenişinde bulununca ben de hemen kendi köşemden, "Grey market’e garanti veren marka var mı?" diye sormuştum.
Şu ana kadar tek cevap Mercedes’ten geldi. Mercedes’in açıklamasını aynen aktarıyorum: "Grey marketten alınan Mercedes-Benz marka araçlara Türkiye’ye kimin tarafından ithal edildiğine bakılmaksızın garanti verilmektedir. Araç normal garanti koşullarını yerine getiriyorsa DaimlerChrysler’in tüm dünyada uyguladığı standart garanti haklarına sahiptir. Ancak Türkiye’de Mercedes-Benz Türk tarafından satılan araçlara uygulanan özel bir garanti koşulu söz konusu olduğunda, grey market araçlar bu haklardan yararlanamaz. Örneğin, Türkiye’ye özel şartlara sahip mobilo hizmeti grey market araçları kapsamaz. Grey market bir araç Türkiye’de herhangi bir servis noktasına ilk girdiğinde servis Mercedes-Benz Türk’e bilgi verir. Mercedes-Benz Türk de bu durumu DaimlerChrysler’e bildirerek söz konusu araç için servis onayı alır."
Sonuçta, bu açıklamadan anladığımız Mercedes markalı araçları Türkiye’de istediğiniz yerden rahatlıkla alabilirsiniz. Öyle yetkili satıcıya gitmenize gerek yok. Yeter ki fiyat konusunda anlaşın. Benim tek merak ettiğim Mercedes’in yetkili satıcılarının ne düşündüğü.