Son 2-3 yıldır dünya gündeminin ilk sıralarında Çin ve ürettiği ucuz malların yer aldığını hepimiz biliyoruz. Bir tarafta tekstilden otomotive, elektronikten oyuncağa kadar ucuz Çin mallarının dünyaya istila edeceği endişesi yaşanırken, diğer tarafta büyük potansiyele sahip Çin’e girip iş yapmanın yolları aranıyor.
Kuşkusuz otomotiv dünyası da bu gelişmelerden nasibini alıyor. Uluslararası otomotiv şirketleri hem olası Çin istilasında ayakta kalabilmek hem de bu büyük ülkede yer alabilmek için Çinli şirketlerle işbirliklerine gidiyor. Bunun sonucu olarak da Çinli otomotiv şirketleri hem bu işbirliklerinden elde ettikleri bilgi birikim, hem de devlet desteğiyle çok hızlı ilerleyip, kendi markalarını yaratıyorlar.
ÇİNLİ CEPTE DURSUN
Ama gözden kaçan bir gerçek, şu anda büyük Çinli otomotiv üreticilerinin birincil isteğinin dünyaya açılmak olmadığı. Onlar önce 1.3 milyar nüfuslu ülkelerinde büyümek ve satışlarını artırmak istiyor. Avrupa ve Amerika’ya açılmak ikincil planları. Yani Çin istilası onlar tarafından değil, daha fazla para kazanmak isteyen Çin dışı ülkeler tarafından yapılıyor. Bunun en basit örneği Türkiye. Bugün Türkiye’de hemen hemen her büyük holding bir Çinli markanın temsilciliğini almak için büyük bir yarış içinde. Sebebi açık... "Nasıl olsa Çin istilası dünyayı saracak. Biz şimdiden bir markanın temsilciliğini alalım da cebimizde dursun" mantığıyla hareket ediyorlar. Bu doğrultuda bu yıl başında Türkiye’yi ilk Çinli otomotiv markasıyla tanıştıran Mermerler Grubu oldu. Japon Mazda ile temsilcilik anlaşması bittikten sonra yönünü Çin’e çeviren Mermerler, 2 yıllık bir uğraşın sonunda, Chery markalı araçları Türkiye’de satışa sundu.
CHERY KAPIYI AÇTI
En başından beri şunu söyledim. Çinli markalara karşı değilim. Çin’e gittim ve gördüm. 5-6 marka dünya ölçeklerinde üretim yapıyor. Ama geri kalanları için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Türkiye’de Chery şimdi bir kapı açtı. Bu kapıdan şimdi bir çok marka girmenin yolunu arıyor. Yani kendi elimizle motosikletten sonra Çin malı oto istilasını başlatmış bulunuyoruz. Zaten Chery’nin ardından sırayla diğer büyük Türk gruplarından açıklamalar gelmeye başladı. Kia, Lada ve Isuzu’nun Türkiye temsilcisi Anadolu Grubu, Çinli Geely ile anlaşırken, Citroen ve Subaru’nun temsilcisi Bayraktar Grubu da bir başka Çinli Great Wall’la prensipte anlaşmış. Yani önümüzdeki günlerde iki Çinli oto markamız daha olacak. Kuşkusuz bunlara hızla bir çok yenisi eklenecek.
Çinli markalarla bir taraftan bu gelişmeler yaşanırken diğer taraftan daha küçük gruplar 1 yıldır farklı koldan Çin markası avına çıkmış. Bunlardan biri son yıllarda motosiklet üretiminde büyük atılım içine giren, Kanuni markasını yaratıp, bir çok uluslararası işbirliğine imza atan Kuralkan Grubu. 21 yıl önce motosiklet sektörüne giren Kuralkan Grubu, şimdi gözünü otomotiv sektörüne çevirmiş durumda. Kuralkan Grubu, Çinli Hafei markalı hafi ticari araçların Türkiye temsilciliğini alarak Eylül ayından itibaren, bu araçları satmaya hazırlanıyor. Hem de bu araçları Çin’de ’HFKanuni’ markasıyla ürettiriyor.
EN KÜÇÜK TİCARİLER
Bildiğiniz gibi bugün sahip olduğu vergi avantajı nedeniyle Türkiye’de satılan araçların yüzde 40’ı hafif ticari araçlardan oluşuyor. Ama bunların en küçüğü geçtiğimiz yıl Tofaş’ın Fiat, Peugeot ve Citroen için ürettiği Minicargo. Kuralkan ise Hafei markalı araçlarla geçmişte varolan mini hafif ticari sınıfına giriş yapıyor.
Yani Türkiye’ye gelecek Hafei markalı araçlar mini-kamyonet ve mini-vandan oluşuyor. Geçtiğimiz günlerde Kuralkan Grubu’nun sahiplerinden Sait Kuralkan ve Yusuf Kuralkan’la bu konuyu konuştuk. Kuralkanlar’a neden otomotiv sektörüne giriş yaptıklarını sorduğumda, bana şu cevabı verdiler: "Biz 1957 yılında kurulan bir şirketiz. Motosiklet öncesinde otomotiv sektöründe yedek parça ve servis hizmeti veriyorduk. Yani bizim ana işimiz otomotivdi. Daha sonra Alman motosiklet markası Mez’i alarak yönümüzü o alana çevirdik. Şimdi de gerek motosiklet bayilerimizden gerekse, esnaftan gelen talebe yönelik olarak otomotiv sektörüne yeniden giriş yaptık. Mahalle aralarına rahat girebilen, ekonomik ve yük taşıyabilen küçük ticari araçlara yönelik talebi gördük. Biz açıkçası, sucuya, tüpçüye özel araçlar getireceğiz. Motosiklet bayi ve servislerimizin de bu araçlara yoğun talebi var. Şu an en az 200 bayimiz bu araçları bekliyor. Bu araçlarla bir motosikleti çok rahat taşıma şansına sahipler."
EURO 4 NORMUNDA ÇİNLİ
Yusuf Kuralkan, son 1 yıldır Çin’de bu tip araçlar için yoğun bir araştırma yaptıklarını belirterek, "Öyle araçlar gördük ki gerçekten derme çatma yapılmış gibiydiler. Yoğun araştırmalar sonucunda 30 yıldır Suzuki’yle işbirliği yapan Hafei firmasını bulduk. Kendileri hem Avrupa standartlarında Euro 4 normunda ticari araçlar üretiyor hem de ileri teknolojiye sahip üretim yapıyor. Yıllık 400 bin adet üretim kapasitesine sahip olan firmanın modellerini ve üretim koşullarını görünce geçtiğimiz Aralık ayında kendileriyle anlaşma imzaladık" dedi.
Kuralkan Grubu, Çinli firmayla Türkiye temsilciliğinin dışında isim konusunda da çok önemli bir anlaşma yapmış. Sait Kuralkan bu konuda şunları söylüyor: "Biz motosiklette Kanuni markasını yarattık. Bunun gücünü otomotivde de kullanmak istedik. Yani tüketici herhangi bir Çinli araç almayacak. Kuralkan güvencesinde Kanuni markalı ticari araçları satın alacak. Bu yüzden Çinli firmayı ikna ederek Türkiye’de satacağımız araçlara HFKanuni markasını koydurduk" diye konuştu.
15 BİN YTL CİVARINDA
Sait Kuralkan, Euro 4 normundaki araçların Lüksembourg’dan tüm onayları aldığını ve gerekli düzenlemeler sonrasında Eylül ayında Türkiye’de satışa sunacaklarını belirterek, "Biz bu yıl 1000, 2009’da ise 3 bin adetlik bir satış hedefi koyduk. Öyle büyük grupları da etkileyecek agresif bir stratejimiz yok. Fiyatlarımız ise 15 bin YTL civarında olacak. Kesinlikle 20 bin YTL’nin altında olacağını söyleyebilirim" dedi.
Yusuf Kuralkan, Hafei’nin ticari araç dışında binek modellerinin de olduğunu belirterek, bu tip araçları da ileride getirebileceklerini sözlerine ekledi.
Yeşilkaya’nın Çinlisi 11 bin YTL’ye geliyor
Bir Çinli marka da Yeşilkaya Grubu bünyesindeki MGY Otomotiv tarafından Türkiye’ye getiriliyor. Rus GAZ markasıyla otomotiv sektörüne adım atan MGY Otomotiv, Çinli DFM markasının Türkiye temsilciliği almış. MGY Otomotiv, DFM’nin Kuralkan gibi mini kamyonet ve mini-vanlarını Türkiye’de satmaya hazırlanıyor. MGY Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Yeşilkaya, Chery’den sonra Türkiye’ye giriş izni alan ikinci Çinli otomotiv markası olduklarını belirterek, haziran sonunda Çinli araçları Türkiye’de satacaklarını söylüyor. Yeşilkaya Çinli araçlar hakkında şunları söylüyor: "İlk planda mini kamyonet ve mini-van getireceğiz. Düşük yakıt tüketimine sahip araçlara 100 bin kilometre garanti vereceğiz. İlk etapta ticari araçları Türkiye’ye sunduktan sonra yıl sonunda aynı markanın binek modellerini getireceğiz. Araçların satış fiyatları 10 bin 990 YTL’den başlayacak. Araçlar Türkiye’de küçük ve orta büyüklükteki işletmeler ile esnaf ve sanatçılar için ideal. Artık bu insanlarımız için nurda otomobillerle işini yapabiliyor olmak bir kader ya da mecburiyet olmaktan çıkacak."