CARLOS Ghosn, bugün otomotiv dünyasının en başarılı ve en ünlü yöneticilerinden biri.
Dünyanın en büyük otomotiv şirketlerinin yönetici ve hissedarlarının bile başarısını örnek olarak gösterdiği Ghosn, bu şöhretini 5 yılda Nissan’ı 20 milyar dolar borçtan kárlı bir şirket haline dönüştürürek elde etti. Kısa bir süre önce Renault’un başına geçen Ghosn için şimdi yeni bir dönem başlıyor. Dünyada iki şirketin başındaki tek otomotiv yöneticisi ünvanına sahip Ghosn’un Renault’da yapacakları merakla bekleniyor.
TÜRKİYE’DEN 5 GAZETECİ İZLEDİ
Geçtiğimiz hafta Paris’te düzenlenen uluslararası basın toplantısı ilk kez Ghosn’un Renault’ya ilgili planlarını ve düşüncelerini anlatması açısından büyük önem taşıyordu. Tüm dünya basının takip ettiği toplantı, 126 bin Renault çalışanı tarafından da canlı olarak izlendi. Türkiye’den aralarında benim de olduğum 5 otomotiv editörü de Ghosn’un toplantısını takip etti.
Ghosn’un konuşmalarıyla ilgili detaylar geçtiğimiz hafta tüm gazetelerde ayrıntılarıyla yer aldı. Ancak Ghosn’un konuşmasında başta eski Başkan Schweitzer olmak üzere Renault’un eski yönetimine göndermeler vardı. Ghosn, Renault’un sadece Avrupa odaklı ve tek bir ürüne bağımlı faaliyet gösterdiğini belirterek, ürün gamının çok yetersiz olduğu üzerinde durdu. "Formula 1’de şampiyon oluyoruz. Ancak bu alana yakın bir performans aracımız yok. Önümüzdeki yıl Formula 1’de yer alıp almayacağımızı gözden geçireceğiz" yorumu durumun ciddiyetini ortaya koyuyordu.
’BEN FARKLIYIM’ MESAJI
Ghosn, mevcut yapıya karşın ’Renault 2009 Sözleşmesi’ni hazırladıklarını belirterek, 3 yıllık hedef ve taahütlerini aktardı. Başta kárlılığı artırmayı hedefleyen Renault, bunu da 2009 yılına kadar 13’ü yepyeni olmak üzere 26 yeni modeli piyasaya sunarak yapacak. Ghosn, 3 yıl içinde satış hedeflerini ise 800 bin artırmayı planladıklarını söyledi.
Renault’un başında olmasına rağmen kendi şirketi hakkındaki eleştirileri ile "Ben farklıyım’ mesajı veren Ghosn toplantı sonrasında bir başka ilke daha imza attı. Renault’un iletişim bölümünü harekete geçiren Ghosn, toplantıya katılan tüm gazetecilerden sunumuyla ilgili görüşlerinin alınmasını istedi. Hem de bunu zorunlu tuttu.
4 SORU HAZIRLATMIŞ
Yani her gazeteci Ghosn’un konuşmasını, planları ve hedeflerini değerlendirek, görüşlerini aktardı. Tüm bu görüşler toplanarak daha sonra Ghosn’a iletilecek. Ghosn, bunun için 4 soru hazırlatmış. Bu sorular, Ghosn’un planını nasıl bulduğumuz, inanıp inanmadığımız ve en çok dikkat çeken yönleri şeklindeydi. Oyak Renault İletişim Direktörü Yeşim Onur Tekyürek, Türkiye’den katılan 5 gazetecinin tek tek görüşlerini aldı ve diğer ülkelerinde aynı yolu izlediğini söyledi.
Sonuçta, Ghosn’un iş yapma şekli açısından oldukça önemli bir ayrıntı. Otomotiv basınının görüşlerine de önem verdiği anlaşılan Ghosn, belki de gazetecilerin görüşleri doğrultusunda 2009 planında bazı değişiklikler yapacak. Bekleyip göreceğiz. Benim ve bir çok gazetecinin merak ettiği diğer bir konu ise Ghosn’un planlarını gerçekleştirememesi halinde 2010 yılında istifa edip etmeyeceği.
Türkiye’de Renault ve Nissan birleşmez
Carlos Ghosn’un konuşmasının ardından, Romanyalı gazetecilerle birlikte Renault’un Avrupa ve Akdeniz Bölgesi Sorumlusu Luc Alexander Menard ile görüştük. Dacia’nın Başkanı da olan Menard ağırlıklı olarak Türkiye ve Romanya ile ilgili planları hakkında açıklamalar yaptı. Ghosn’un Nissan’ın yüzde 44’üne sahip olan Renault’un 2009 yılına ilişkin planında Nissan ile ittifak yapacağını söylemesi üzerine biz de Menard’a Türkiye’deki Nissan’ın durumunun ne olacağını, Renault çatısı altına girip girmeyeceğini sorduk. Menard, böyle bir şeyin olmayacağını belirterek, "Bu konuda oturup konuştuk ve iki markanın birbirinden bağımsız bir şekilde satılmasına karar verdik. Nissan yine aynı distribütör tarafından Türkiye’de satılacak" dedi.
Tatil olmasaydı en iyi Ocak yaşanacaktı
2005 yılı Aralık ayında satışlar aylık bazda bir rekora imza atarak 110 bin adedi buldu. 2006 yılına girildiğinde otomotiv firmaları Aralık ayındaki satışların Ocak ayınının ilk haftasına da yansıdığını belirtmiş ancak araya 10 günlük bir bayram tatili girdiği için kesileceğini söylemişti. Uzun tatil ve arkasından yoğun kar yağışına rağmen satışlar Ocak ayında 30 bin adedi geçerek yine beklentilerin üzerine çıktı. OSD’nin rakamları açıklanmadan önce bir çok firmanın tahmini 20 bin adetler seviyesindeydi. İç pazarın 30 bin adedi bulması, ’Tatil olmasaydı 50 bin adedi geçerdi" yorumlarını da beraberinde getirdi.
Otomotiv pazarının ocak ayı verileri, satışların 10 yıllık ortalamanın yüzde 75.1 üzerinde olduğu bir ay yaşandığını gösteriyor. Ocak ayı 10 yıllık ortalama satışları 17 bin adet iken, ocak ayında bu rakam 30 bin adet oldu. Toplam araç pazarının yaşadığı ortalamanın üzerindeki satışlar otomobil satışları için de geçerli. Ocak ayı 10 yıllık ortalamasında 10 bin olan satış, bu yılın aynı döneminde 16 bin 500 oldu.
2006 yılı Ocak ayı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 30.7 oranında artış göstermiş. Ancak en iyi satış Ocak 1994’te gerçekleşmiş. 1994’te yaşanan ekonomik kriz öncesinde Ocak ayında 44 bin 418 adet araç satışı yapılırken, 2004 Ocak 38 bin 937 adetle ikinci, 1993 Ocak ise 36 bin 383 adetle üçüncü sırada yer alıyor. 2006 yılı Ocak ayı ise uzun tatile rağmen sıralamada 4’üncü sırada yer alıyor.