Geçtiğimiz hafta, 2007 yılında otomobil satışlarında en fazla kaybı Hyundai’nin yaşadığını yazmıştım. Hyundai, piyasaya sunduğu yeni modellerine rağmen satışlarında 7 bin 690 adetlik kayıp yaşayarak, 3’üncülükten 7’nciliğe gerilemişti.
Pazar payı ise yüzde 9.1’den 7.4’e düşmüştü. Bu yazım üzerine Hyundai Assan’ın Koreli Başkanı Joong-Geol Kim’den bir açıklama geldi. Açıklamasında yaşadıkları kayba gerekçe olarak Türkiye’de ürettikleri Accent Era ve Matrix modellerine yurtdışından gelen yoğun talebi gösteriyor. Yani bu iki modele öylesine büyük bir talep gelmişki, iç pazara istenilen araçları verememişler. Hyundai’nin kan kaybı yaşamasını sağlayan diğer bir neden olarak ise bayilerinden gelen talepler doğrultusunda Starex modelinin üretiminin 2007 ortasında planlanan tarihten 1 yıl önce sona ermesi gösteriliyor. Starex üretimi devam etseymiş kayıp daha az olurmuş.
KAPASİTE ARTAMAZMIYDI
Şimdi bu açıklamaların ardından Sayın Kim’e soruyorum. Accent Era ve Matrix’e eğer yurtdışından çok fazla telep gelmişse, üretim adedi neden artırılıp iç pazara daha çok verilmiyor. Çünkü bu modellere iç pazardan da ciddi talep varsa, bu fırsat neden kaçırılıyor. Hyundai, geçtiğimiz yıl 100 bin adetlik üretim kapasitesine çıktığını açıkladı. 2007 yılında da toplam 90 bin adet üretim gerçekleştirdi. Yani çok rahat vardiya artışıyla iç pazar için gereken adetler üretilebilecekken, neden bu tercih edilmedi. Açıkçası bana ihracat yüzünden iç pazara araç veremedik açıklaması çok inandırıcı gelmedi. Tabi bu benim yorumum.
Kim’in yaptığı açıklamada takıldığım diğer bir nokta ise bayilerin isteği üzerine Starex üretiminin planlanan tarihten 1 yıl önce sona ermesiydi. Türkiye’de artık neyin üretilip, neyin üretilmeyeceğine bayiler mi karar vermeye başladı. Sonuçta talep çok düşük ve fizibil değilse belki böyle bir talep iletebilirler. Ama ihracat ayağı olduğu için sonuçta böyle bir kararı ana firma verir. Ana şirketin böyle bir şikayette bulunması ise garibime gitti. Açıkçası, Hyundai Assan’ın yapısında Kore yönetimine geçtikten sonra birşeyler değişti ama Kim’in açıklamaları benim kafamı daha da karıştırdı.
İHRACAT KATLANDI
Tabi şunu da gözardı etmemek lazım. Hyundai Assan 2007 yılında ciddi bir ihracat hamlesi yaptı ve Koreli Hyundai’nin en önemli 5 üretim merkezinden biri olmayı başardı. Hyundai Assan İzmit Fabrikası’nda üretilen Accent Era modelinin ardından 2007 yılı Nisan ayından itibaren Matrix modeli de üretime alınarak ihracatta önemli bir artış yaşandı. Hyundai Assan, yeni üretime alınan Matrix ile birlikte, 2007 yılında 69 bin 336 adetlik ihracat gerçekleştirdi ve 2006 yılında yapılan 34 bin 630 adetlik rakamı iki katına çıkardı. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere 60’tan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren Hyundai Assan, 2008 yılında 80 bin adetlik ihracata ulaşmayı ve toplam satışlarını da 130 bin adede çıkarmayı planlanlamış.
Bu arada Kim, Nisan ayında, Getz’in yerine alacak i10’un Türkiye’de satışa sunulacağını da belirtiyor. 2008 yılında umarım Hyundai ürün gamına eklenecek yeni modeller ve doğru fiyat politikasıyla hedeflerine ulaşır.
Mercedes’in otomobil üretimini kaçırdık mı
Geçtiğimiz haftalarda Mercedes’in A ve B serisini üretmek için yeni pazarlar aradığını yazmış, aday ülkeler arasında ise Polonya ve Romanya’nın öne çıktığını belirtmiştim. Türkiye’nin 40 yıllık Mercedes tecrübesine bağlı olarak önemli bir aday olabileceğini, bunun için başta hükümet olmak üzere yatırım ajansı ve Mercedes-Benz Türk yetkililerinin harekete geçmesi gerektiği konusuna değinmiştim. Bu konuda geçtiğimiz hafta birden fazla gelişme oldu. İlk gelişme Daimler cephesinden geldi.
Daimler-Benz CEO’su Dieter Zetsche, Doğu Avrupa’da kuracakları fabrikanın 100 bin adetten fazla üretim kapasitesine sahip olacağını belirterek, fabrikanın yeni jenerasyon A ve B Serisi’nin üretimi için ek kapasite yaratacağını kaydetti. Mercedes, şu anda Almanya’daki Rastatt fabrikasında A ve B Serisi’nden yılda 280 bin adet üretiyor ve yeni fabrikayı ek kapasite olarak değerlendiriyor. Mercedes için aday ülkeler olarak Polonya ve Romanya’nın öne çıkması ise lojistik ve iş gücü maliyetlerinin düşük olmasından kaynaklanıyor. Bugün Almanya’da otomotiv sanayinde ortalama çalışan maliyeti saat başına 42.29 Euro’yken bu rakam Polonya’da 6, Romanya’da ise 3.23 Euro. Maliyetler yüzünden Romanya’nın önde olduğu kaydediliyor. Türkiye cephesinde ise geçtiğimiz hafta Sanayi ve Ticaret Bakanlığı harekete geçerek, konuyla ilgili bilgi toplamaya başladı. Ancak Mercedes-Benz Türkiye yetkilileri, otomobil üretiminin Türkiye’ye verilemeyeceğini, Türkiye’nin ticari araç üretim üssü olduğunu belirtiyorlar. Yani böyle önemli bir yatırım Mercedes Türkiye cephesinin mücadele etmemesi yüzünden kaçırılmış gibi gözüküyor.