Agresif olup can yakacağız ama üretim olmadan çok büyüyemeyiz

TÜRKİYE’de bir dönemin en çok satan markalarından biri olan Fransız Peugeot’un son yıllarda ciddi bir kan kaybı yaşadığı ortada. 2007 yılında 4 bine yakın kayıpla satışları en çok düşen markalardan biri oldu.

Fransız markanın bu düşüşünü modellerle ilişkilendirmek de çok doğru olmaz. Çünkü baktığımızda, 107, 207, 407 gibi yüzü yeni modellere yıl sonunda eklenen 308’le ürün gamları Türkiye şartlarına göre oldukça iyi. Uygun motor ve şanzımanları da var. Fiyatları derseniz o da rekabetçi düzeyde. Ama ortada bir başarısızlık var ve birine fatura çıkartmak gerekiyordu. Bu da kuşkusuz yönetim olacaktı ve fatura bana göre eski Genel Müdür Yann Carnoy’a (görev süresi de dolmuştu) çıkartıldı. Fransa, Carnoy’un yerine 6 ay önce kurtarıcı olarak uluslararası tecrübeleri olan bir başka Fransız Jean Pierre Vieux’i atadı. Bu atamanın dışında Peugeot yönetiminde başka bir değişiklik olmaması ise Carnoy’un tüm sorumluluğu üstlendiği gerçeğini de ortaya koydu.

HERKES BİLDİĞİ İŞİ YAPACAK

İlk toplantısında otomotiv pazarını spagetti’ye benzeterek Türkiye pazarına hızlı bir giriş yapan Vieux’in Türkiye’ye gelişinin üzerinden tam 6 ay geçti. Bu süre içinde sessiz kalan Viex’le geçtiğimiz hafta biraraya geldik. Türkiye’ye geldiğinde gerçekten kötü bir tablo ve şirketle karşılaştığını itiraf eden Vieux’in ilk işi organizasyonu yeniden yapılandırmak olmuş. "Şirkette herkes bildiği işin dışında işler yapıyordu. Bundan sonra bu değişiyor. Herkes işini yapacak" diye konuşan Vieux’in şu an için mevcut kadroyu değiştirme gibi bir planı da yok. Türkiye’deki ekibin genç ve yaratıcı olduğuna inanan Vieux, sıkıntılarının sebebini ise kendilerini doğru anlatamamak olduğunu söylüyor. Yani Viex, bir başka değişle ’Rakiplerimize göre doğru zamanda doğru pazarlamayı ve reklamı yapamamışız’ demeye getiriyor.

Türkiye’de biran önce bayilerini mutlu edip, müşteri memnuniyetini artırmaları gerektiğini söyleyen Vieux, markayı doğru anlatmak için kurumsal iletişim ve basınla ilişkiler olmak üzere iki ayrı birim kurup bunları da kendisine bağlamış. Otomotiv basının yakından tanıdığı Bürçin Karagemicioğlu, artık sadece reklam bölümünün yani kendine göre bildiği işin başında. Bana göre Türkiye’de son dönemde otomotiv firmaları arasında görmediğimiz bir yaklaşım. Herkes iletişimi koparırken, Vieux çıkış yolunu iletişimde görüyor.

AGRESİF OLUP CAN YAKACAĞIZ

Konuşmasından 6 ay gibi kısa bir sürede Jean Pierre Vieux’in Türkiye pazarını çözdüğü net olarak anlaşılıyor. Türkiye’de rakiplerinin Peugeot’un canını çok acıttığını söyleyen Vieux, bundan sonra kendilerinin de can yakacağını ve agresif olacağını iddia ediyor. Vieux, "Türkiye’de net olarak şunu gördüm. Bir modelinizle ilgili kampanya yapıyorsunuz ve ertesi gün hemen bir başka firma sizi ezerek daha agresif bir kampanyayla karşınıza çıkıyor. Bu durum Türkiye’ye özel, başka hiç bir yerde görmedim. Ama artık bizde rakiplerin canını yakacağız" yorumunu yapıyor.

Türkiye’ye Peugeot’nun pazar payını ve satışlarını artırmak için geldiğini açıkça söyleyen Vieux, 2008 yılında ilk etapta önce satışlarını yüzde 30 artırarak pazar paylarını yüzde 4.5’a çıkartmayı hedeflediklerini belirtiyor. Binek otomobilde kısa vadede yüzde 4.2, hafif ticari de ise yüzde 5’lik pazar payı hedeflediklerini kaydeden Vieux’in en çarpıcı yorumu ise üretim konusunda oluyor. "Türkiye’de üretim yapmıyorsanız pazar payınız en fazla yüzde 10’a çıkar" yorumunu yapan Vieux bu konuda şunları söylüyor: "Türkiye’de kár marjları eğer sadece ithalatçıysanız Avrupa’ya göre çok düşük. Bunun sebebi yüksek vergiler. Yani sadece ithal araçlarla satışlarınızı ve pazar payınızı çok fazla artıramazsınız. Ben açıkçası Peugeot’nun sadece ithalat yaparak pazar payını en fazla yüzde 10’a çıkartabileceğini düşünüyorum. Eğer Türkiye’de üretici kimliğine de sahip olsaydık bu oran yüzde 10’un çok üzerine çıkardı."

PEUGEOT MUTLAKA ÜRETİM YAPMALI

Türkiye’de özellikle kriz dönemlerinde üretici olmanın büyük avantajı olduğunu kaydeden Vieux’in açıklamaları gerçekten çok net ve doğru; "İthal araçlarda daralan kar marjını ve küçülen payınızı ihracatla kapatıp, krizde bile büyümeyi yakalayabiliyorsunuz. Türkiye’de bunun bir çok örneği var. Üretici firmaların bayileri mutlu. İthalatçıysanız, en ufak bir krizde döviz kurundan dolayı tepetaklak olabiliyorsunuz. Benim kişisel görüşüm Peugeot, Türkiye’de mutlaka üretim yapmalı. Bugün her ne kadar Tofaş tarafından Peugeot için Bipper, Karsan tarafından da Partner üretilse de bu iki modelin de ihracatı o firmalar tarafından yapılıyor. Yani Peugeot Türkiye’ye bir faydaları yok. Bize güç katacak bir üretim konusunda ise Peugeot’nun bir planı yok. Benim kişisel düşüncem, Türkiye’de bunu yapmazsanız büyüyemezsiniz."

30 yıldır Peugeot’da

55 yaşında evli ve iki çocuk babası olan Jean Pierre Vieux, iş hayatına 1978 yılında Peugeot’da adım attıktan sonra çeşitli kademelerde görev almış. Türkiye’ye gelmeden önce Peugeot’un Afrika, Denizaşırı ülkeler ve Sodexa’dan (Peugeot’un kiralama ve pazarlama şirketi) sorumlu direktör olan Vieux, 1998-2002 yılları arasında ise Peugeot markalı motosikletlerin üretim ve pazarlamasından sorumlu Global Satış Direktörlüğü görevinde bulunmuş. Vieux, Peugeot Polonya Genel Müdürlüğü, Güney Amerika Bölge Müdürlüğü ve Arjantin’de Peugeot Ürün Tanımla sorumluluğu görevlerinde bulunarak bir çok uluslararası tecrübeye sahip olmuş.


Magna 700 milyon Euro yatıracak otomotive 2 yatırım daha gelecek

BAŞBAKANLIK’a bağlı Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Alpaslan Korkmaz, son dönemin en faal kişilerinden biri. Türkiye’ye her alanda yeni yatırım çekmek için dünyayı geziyor. Korkmaz özellikle otomotiv konusunda büyük adımlar atarak, Türkiye’yi otomotiv yatırımı konusunda bir çok ülkenin gündemine sokmayı başardı. Korkmaz’ın başında olduğu ve sadece 1 yıl 4 aydır faaliyet gösteren Yatırım Ajansı’nın en büyük işi ise Kanadalı otomotiv devi Magna’yı Türkiye’de yatırıma ikna etmeleri oldu. Şu anda hem otomotiv hem de bilgi teknolojileri konusunda yeni yatırımları çekmek için Amerika ve Kanada’da temaslarda bulunan Korkmaz’la geçtiğimiz günlerde telefonla konuştum. Korkmaz, "Doğu Avrupa’da üretim düşünen kim olursa olsun Türkiye’yi de düşünmesi gerekiyor" diyerek, konuyu Magna yatırımına getirdi: "Magna’nın aklında kesinlikle Türkiye yoktu. Daha doğrusu Türkiye’yi hiç tanımıyorlardı. Biz onlara bir fırsat verin ve Türkiye’yi anlatalım dedik. Bize bu fırsatı verdiler ve sonunda Türkiye’yi seçtiler. Biz herkese bir fırsat verin diyoruz. Çünkü müstakbel yatırımcılar Türkiye’yi tanımıyor."

MAGNA’YI 10 AY AÇIKLAMADIK

Korkmaz’la konuşurken, konu dönüp dolaşıp 1 milyar Euro’luk meşhur yatırıma geldi. Bilmeyenler için geçtiğimiz yıl sonlarında Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye’ye 1.4 milyar Euro yatırım yapacak iki otomotiv şirketinin geleceğini söylemiş, bu yatırımın 400 milyon Euro’luk kısmının ise Magna tarafından yapılacağı ortaya çıkmıştı.

1 milyar Euro’luk yatırımı yapacak firma hakkında ise hiç bir ipucu vermeyen Korkmaz, "Size sadece şunu söyleyebilirim. Magna’nın Türkiye’de yatırım yapacağını 10 ay kimseye söylemedik. Şirket artık son kararını verip açıklama yapmak isteyince bunu açıkladık. Diğer yatırımlarda zamanı gelince açıklanacak. Ama şunu net olarak söyleyebilirim. Magna’nın yatırımı bahsedilen 1.4 milyar Euro’luk yatırımın yarısı kadar olabilir." Korkmaz’ın söylediği çok önemli. Kanadalı Magna, Türkiye’de 700 milyon Euro’ya yakın bir yatırım yapacak. Yani, sadece yedek parça değil, muhtemelen BMW, Mini Cooper gibi markalar için otomobil de üretecek.

MERCEDES FIRSATINI KAÇIRMADIK

Doğu Avrupa’yla ilgili söylediklerinde sonra Korkmaz’a, "Mercedes’te A ve B Serisi’ni üretmek için Doğu Avrupa’da yer arıyor. Bu konuda fırsatı kaçırdık mı?" sorusunu sordum. Korkmaz, "Bu konuda temaslar kuruldu. Türkiye’nin şansı var ve geç kalınmadı" cevabını verdi. Korkmaz son olarak, Türk otomotiv sektörünün elde ettiği büyümeyle çok cazip bir hale geldiğini belirterek, "Önümüzdeki dönemlerde bahsedilen yatırımların dışında 1-2 büyük yatırımın daha geleceğine söyleyebilirim" dedi.
Yazarın Tüm Yazıları