2006’da Türkiye ve dünyaya damgasını vuranlar gelişmeler
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
2006 yılının sonuna geldik. Hem Türkiye’de hem de dünyada otomotiv sektörü çok hareketli bir yıl yaşadı.
Dünyadaki gelişmelere geçmeden önce Türkiye’de 2006 yılında özetle neler olduğunu hatırlamakta fayda var. 2005 yılını rekorlarla kapatan Türk otomotiv sektörü bu yılın ilk 5 ayına da çok hızlı başladı. Satışlar 2005 yılına göre artarken, Mayıs sonunda yaşanan küçük çaplı kriz ise pazarın bir anda tepe taklak olmasını sağladı. Ama yine de ilk 11 ay sonuçlarına baktığımızda pazar yüzde 10 daralmasına rağmen yıl sonunda 600 bin sınırını aşacağının sinyalini verdi. Yani çok karamsar olmamak lazım. Çünkü bu pazar 2001-2002 yıllarında 200 binli adetleri bile bulamıyordu. Zaten üretim ve ihracat cephesi, Türkiye ekonomisi için bu durumu kapatıyor. Üretim 1 milyon sınırına gelirken, otomotiv ihracatı Türkiye’nin zirvesine çıktı.
YENİ YERLİLER VE ÖDÜL
2006 yılında yeni yerli modeller de Türkiye’de hızla devreye girmeye başladı. Renault’un başarılı modeli Clio III Bursa’da üretilmeye başlarken, Tofaş tarafından üretilen Fiat Linea ise dünya vitrinine çıktı. Üretim cephesinde başka bir iyi haber ise Ford Otosan tarafından üretilen ve bu yıl yenilen Transit’in Avrupa’da yılın hafif ticari aracı seçilmesiydi. Diğer taraftan Çinli otomotiv markaları bu yıl tüm dünyaya olduğu gibi Türkiye’ye de damgasını vurdu. Türkiye’ye girmeye hazırlanan Çinli markalar, sektörün en çok tartışığı konuların başında geldi.
ALTAVILLA GİTTİ KEKLİK GELDİ
Türk otomotiv sektöründe yönetim kademesinde de 2006 yılında önemli değişiklikler oldu. Alfredo Altavilla’nın 1 Kasım itibariyle yerini Ali Pandır’a bırakması bana göre en önemli gelişmeydi. Çünkü Türkiye’ye geldiğinden bu yana yönetim şekli tartışılan Altavilla’nın ani bir kararla görevden ayrılması bir çok dedikoduyu da beraberinde getirdi. Yönetim değişikliklerinin diğer bir önemli ismi ise Özcan Keklik’ti. Keklik, Opel, Chevrolet ve Saab markalarından sorumlu General Motors Türkiye’nin tepesine çıkan ilk Türk Genel Müdür oldu. Bunlar benim Türkiye’de ilk aklıma gelenler. Ama şunu söyleyebilirim otomotiv editörü olarak son yılların en yoğun dönemini geçirdik.
ALMANYA’DA YOLSUZLUK
Peki Türkiye’de bunlar olurken dünyada ve Avrupa’da neler yaşandı. Almanya’da otomotiv sektörüne damgasını yolsuzluk davaları vurdu. Yolsuzluk davalarının başında Volkswagen’de 2005 yılında ortaya çıkan rüşvet skandalı hakkındaki gelişmeler dikkat çekti. 1993 yılından beri VW’de iş direktörü olarak görev yapan Peter Hartz hakkında geçtiğimiz ay dava açılırken, hapse girebileceği açıklandı. Tabi bu arada aynı soruşturmadan dolayı VW’nin eski genel işçi temsilciliği üyesi Klaus Volkert’in de hapiste olduğunu açıklamakta fayda var. Diğer taraftan BMW’nin eski satın alma müdürü Günther Link’de Münih mahkemesi tarafından bir çok rüşvet olayına karıştığı gerekçesiyle 3 yıl hapse mahkum edildi.
MERCEDES’İN UCU BİZE UZADI
DaimlerChrysler’de yaşanan rüşvet soruşturmasını da unutmamak lazım. Soruşturma kapsamında görevlerinden ayrılan yöneticiler arasında Mercedes-Benz’in en önemli otobüs üretim merkezlerinden Türkiye’de üst düzey görevlerde bulunmuş Wolfgang Otto Diez ve Till Becker’in olması tüm bakışların Türkiye’ye çevrilmesini sağladı.
OTOMOTİV HAVACILARA TESLİM
Avrupa’da yönetim kademesindeki değişikler arasında ise 2006 yılına damgasını Volkswagen Grubu vurdu. VW Grubu’nun CEO’su Bernd Pischetsrieder sürpriz bir kararla görevinden ayrılırken, yerine Audi’nin başındaki Martin Winterkorn getirildi.
Eylül ayında PSA (Peugeot-Citroen) Grubu’nun CEO’su Jean-Martin Folz’da beklenmedik bir şekilde Şubat 2007’de görevinden ayrılacağını açıkladı. Folz’un yerine ise daha önce Airbus’ta çalışan Christian Streiff’in geleceği açıklandı. Tabi, Airbus’tan konu açılmışken Ford Motor’un CEO’luğuna da Boeing’in eski başkanı Alan Mulally’in getirildiğini hatırlatmakta fayda var. Bir başka değişle otomotiv sektörü eski havacılara teslim edilmeye başlandı.
DOĞU AVRUPA’NIN ÜRETİM GÜCÜ
2006 yılında Doğu Avrupa’nın otomotiv üretimindeki potansiyeli gözler önüne serilirken, Rusya uluslararası markalar için çok daha önemli bir ülke haline geldi. Genaral Motors Avrupa, Renault ve Volkswagen Grubu, Rusya’da yeni fabrika kuracaklarını açıkladı. Ford Avrupa, ülkedeki mevcut üretim kapasitesini büyüteceğini, Toyota ise önümüzdeki yıl Rusya’da Camry üreteceğini açıkladı. Diğer taraftan Orta ve Doğu Avrupa’da otomotiv üretimi açısından önemli gelişmeler yaşadı. Türkiye’nin elinin tersiyle ittiği bazı yatırımlar bu bölgede sırayla devreye girmeye başladı. Kia, Slovakya’da kurduğu fabrikada üretime geçerken, Türkiye’nin kaçırdığı Hyundai yatırımı ise çek Cumhuriyeti’nde karar kıldı ve 2008 yılında üretim kararı aldı. PSA Grubu, İngiltere’deki fabrikasını kapatacağını açıklarken, Slovakya’da üretime başladı. Son olarak ise General Motors Avrupa, Polonya’da üretimini artırdı ve Chevrolet Aveo üretimini de bu ülkeye kaydırdığını açıkladı.
SATILIK MARKALAR VAR
2006 yılı bir çok Avrupalı otomotiv markası için de çok zor bir yıl oldu. Mali sıkıntıdaki Ford Motor, Aston Martin’i satılığa çıkartırken, Jaguar ve Land Rover markaların da satılabileceği açıklandı. DaimlerChrysler, Smart markası için alıcı bulamadığı için, tek bir modelle ayakta kalmak için ForFour modelinin üretimini durdurdu.
GHOSN VE WAGONER GÖRÜŞMELERİ
2006 yılının otomotiv sektörü adına dünyada konuşulan en önemli hikayesi ise kuşkusuz General Motors ve Renault-Nissan’ın birleşme görüşmeleriydi. GM’nin hissedarı Kirk Kerkorian’ın yılda 240 milyar dolarlık bir dev yaratma planı, 3 aydan fazla süren görüşmeler sonrasında sonuçsuz kaldı.
Tabi Çinli otomotiv markalarını da unutmamak lazım. 2006 yılında en çok tartışılan konuların başında Çinli markaların Avrupa ve Amerika’ya ne zaman gireceğiydi. Bu yıl Çinli otomobiller küçük adetlerle Avrupa pazarına girmeye başladı bile. Şimdi otomotiv sektöründe tüm gözler 2007’de. Umarım 2007 Türk otomotiv sektörü için 2006’dan daha hayırlı bir yıl olur.