Twitter'ın 'kötü örnek' endişesi

Ankara, Twitter ile yapılan görüşmeleri bir başlangıç olarak görüyor ve gelinen noktadan tatmin olmuş durumda. Bir yetkili, dört noktada Twitter ile "ortak zemin" sağlandığını vurguladı:

1) Bu toplantılarla Ankara ve Twitter arasında "pozitif bir gündem" oluştu.

2) Twitter Türk mahkemelerinin kararları konusunda "daha hassas olacağı ve daha hızlı cevap vereceğini" bildirdi.

3) Türkiye, AB üyeleri ve Avustralya dahil 6-7 ülkenin Twitter ile "iletişim modellerini" harmanlayarak bir model önerdi. Twitter cevap vermek için süre istedi.

4) "Muhataplık sorunu" büyük ölçüde çözüldü. Gönenç Gürkaynak artık sadece Twitter’ın avukatı olmayacak, bunun ötesinde bir ‘contact person’ (temas şahsı) olarak şirketi Türkiye'de temsil edecek. Ayrıca iki Twitter yöneticisiyle bir BTK yetkilisi arasında e-posta yoluyla gayriresmi temasın sürdürüleceği belirtildi. Ankara bu "jesti" de memnuniyetle karşıladı.

* * *

Hükümete yakın yayın organlarında oluşturulmaya çalışılan "Twitter diz çöktü" imajının gerçekdışı olduğu açık.

Ancak Twitter’ın Küresel Kamu Politikalarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Colin Crowell'in dün Wall Street Journal'a "Ofis açma kararı vermedik" demesinin, söz konusu "ortak zemini" ortadan kaldırmadığı da ortada.

Bir Türk yetkili, "Zaten biz hiçbir zaman Twitter'ın ofis açmaya karar verdiği yönünde bir ifade kullanmadık. Evet, pazarda etkin bir oyuncu olmak istiyorlarsa ofis açmaları gerektiğini ve açacaklarını düşünüyoruz. Ama değerlendirme kendilerinindir. Bu değerlendirmenin birkaç haftada sonuçlanmayacağının da bilincindeyiz" diyor.

* * *

Peki, Twitter merkezi tüm bunlara nasıl bakıyor?

San Francisco'da küçük bir start-up olarak işe başlayan şirket, 2012'den itibaren hızla dünyaya açılmıştı.

ABD'deki 10 ve Avrupa'daki 6 ofisi geçtim; Japonya, Kore ve Singapur'da birer ve hatta Brezilya'da iki ofisi bulunan Twitter neden Türkiye'ye gelince bu kadar "direniyor"?

Bunun temel nedeni, başka ülkelere "kötü örnek" olma endişesinde gizli. Bugün Türkiye'de ofis açarlarsa, "Zamanlama manidar" diyecekleri şimdiden duyabiliyorlar...

Bir Twitter yetkilisi, "Bir yasağın hemen ardından o ülkede ofis açmamız, bizim açımızdan dünyada olumsuz bir algı oluşturacaktır" diyor.

Örneğin Twitter için en büyük beş pazardan biri olan Venezuela'nın otokratik yönetimi, sosyal medya tutkunu Hugo Chavez'in ölümünün ardından ya bu platformu yasaklamaya kalkarsa?

"Türkiye yasakladı, Twitter orada ofis açtı. O zaman gelsinler bir tane de Caracas'ta açsınlar" diyemezler mi?

* * *

Ofisin ötesinde, örneğin kullanıcıların özel bilgileri konusunda da bir "örnek olma" durumu var:

İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erkan Saka, Twitter ekibiyle görüşen akademisyenler arasındaydı.

Saka, toplantıyla ilgili blog yazısında, Twitter ekibinin şu sözlerini aktardı:

“Birçok ülkeden Türkiye meselesi izleniyor. Burada kullanıcılarımızın aleyhinde bir işleme başlarsak devamı diğer ülkelerde de gelecek. O yüzden bu konuda kararlı durmaya çalışıyoruz."

Kısacası Twitter'ın bir gün Türkiye'de ofis açması, Ortadoğu'dan Balkanlara dek geniş bir coğrafyada böyle bir merkeze duyduğu/duyacağı ihtiyaç düşünülürse, neredeyse kesin...

Fakat bir dünya markası haline gelen şirket, "Yine yasaklarız ha" kabilinden şantajvari çıkışlar yahut aniden peydahlanan "vergi meselesi" gibi aldatıcı bahaneler öne sürüldüğü sürece bunu yapmayacak gibi görünüyor.