Paylaş
Gezi Parkı protestoları sırasında iktidarın söylemselleştirdiği komplo teorisi neydi?
"Faiz lobisi" veya "küresel güçler" gibi muğlak tanımlanan bir takım (Batılı) odaklar, gelişmekte olan ülkelerin yükselişini durdurmak için harekete geçmişti!
Türkiye ve Brezilya başta olmak üzere bir dizi ülke bu yüzden "karıştırılıyordu!"
Akademisyenleri dahi komplo teorilerine pek meraklı olan ülkemizde şimdi iktidarda bulunan bu zihniyet, yolsuzluk soruşturmaları sürerken son üç gün içinde dünyada yaşanan dört gelişmeyi de pekala "küresel tezgahın yeni unsurları" olarak sunabilir.
1) Japonya'nın başkenti Tokyo'nun valisi Naoki Inose, hakkındaki yolsuzluk iddiaları nedeni ile istifa ettiğini 19 Aralık'ta açıkladı. Inose, neler olup bittiğini açığa kavuşturmak için büyük çaba harcadığını ancak halk arasındaki şüpheyi gideremediğini belirterek Tokyo halkından özür diledi. 2020 Olimpiyatları'nı Tokyo'nun kazanmasında önemli rolü olan Vali Inose, istifasını basın toplantısıyla duyurdu:
2) İspanya'da savcılık, iktidardaki Halkçı Parti'nin (PP) Madrid'deki merkez binasına polis göndererek arama yaptırdı. Savcılık, Halk Partisi'nin binasının onarımı için ödenen paranın yasal olmadığını ve faturalandırmadığını savunuyor. Polisler 14 saat süren aramanın ardından 20 Aralık'ta binadan çıktı:
3) Uruguay Ekonomi Bakanı Fernando Lorenzo adının rüşvet iddialarına karışmasını içine sindiremeyerek 21 Aralık'ta istifa etti. İstifa kararını kabul eden Uruguay Devlet Başkanı Jose Mujica, siyasi yoldaşının parlak bir geçmişi olmasına rağmen yargının önünü açmak için istifa ettiğini söyledi. Mujica (solda) ile Lorenzo'nun (sağda) arasından su sızmazdı:
4) Yunanistan Başbakanı Andonis Samaras, kendi partisinden olan eski bakan Mihalis Liapis’i sahte plakalı araç kullandığı için gözaltına alan polisleri 21 Aralık'ta tebrik etti. Samaras, “Yasaları çiğneyen kim olursa olsun cezalandırılır. Görevlerini yerine getiren polis memurlarına bravo” dedi. Liapis salı günü hakim karşısına kelepçeli çıkarılmıştı:
Yoksa bu dört ülke de sırf Türkiye'deki hükümeti rahatsız etmek, üzerindeki baskıyı artırmak için bir takım "kurgular" peşinde mi?!!
"Samimiyet noktasında" neredeler acaba?!!
Hükümetin ve hükümet medyasının bu tür safsataları ciddi ciddi savunma ihtimalinin yüksekliğinden de korkunç olan, okumayan ve kulaklarını ısrarla dünyaya kapatmaya kararlı olan kaydadeğer bir kitlenin, bunlara inanmaya dünden hazır oluşudur.
İşte bu yüzden demokrasinin bir numaralı önkoşulu, 'tam olarak bilgilenmiş bir seçmen'dir, ki tam da bu nedenle tüm demokratlar basın özgürlüğüne sıkı sıkıya sahip çıkmalıdır.
Ne acıdır ki bu cümleleri, Emniyet'in Türkiye çapında gazetecilere yasak getirdiği ve İtalyan gazetesi Corriere della Sera'nın “Erdoğan’ın yabancı komplo saplantıları" başlığını kullandığı bir günde yazdım...
Yine de kimsenin karamsar olmasına gerek yok. Her karanlık gecenin ardından güneş doğar. Ve nereden baktığınıza bağlı olarak, bazen de her gün karanlığın içinden bir Dünya doğar. İnanmıyorsanız, NASA'nın 1968'te Ay'da çekilen fotoğrafları birleştirerek yeni yayınladığı videoyu izleyin:
Paylaş