Paylaş
Uzmanlar, Türkiye’de kamuoyunun Türk dış politikasına olan bakış açısını ortaya koymak ve dış politika ile ilgili konulara yaklaşımlarını saptamak üzere 24 Eylül 2013 – 28 Ekim 2013 tarihleri arasında 24 ilde 1000 kişiyle bilgisayar destekli telefon görüşmeleri yaptı.
Anketin değerlendirilmesi sonucu oluşturulan raporda göze çarpan bulgular şöyle:
* Genel anlamda Ankara’nın dış politika uygulamalarını “başarısız” bulanların oranı yüzde 36 olarak gerçekleşti. (2010’da yüzde 44.3, 2011’de yüzde 33.5, 2012’de yüzde 38.2 idi.)
* “Hükümetin dış politika uygulamalarını başarılı buluyorum” diyenlerin oranı ise yüzde 25.1’de kaldı. (2010’da yüzde 32.1, 2011’de yüzde 35,8, 2012’de yüzde 34,7 idi.)
* Ortadoğu’daki son gelişmeler özelinde Ankara’nın dış politikalarını başarılı bulanların oranında da düşüş sürüyor. 2011’de yüzde 37.7 olan bu oran, Kasım 2013 itibariyle yüzde 26.7’ye gerilemiş durumda.
* “Sizce en çok hangi ülke veya ülkeler Türkiye’ye tehdit oluşturmaktadır” sorusuna verilen yanıtlarda, 2011 ile kıyaslandığında fark edilen en çarpıcı gelişim, Suriye’nin bu yıl 3’üncü (yüzde 23.9), İran’ın 4’üncü (yüzde 18.4) sıraya yükselmiş olmasında.
* ABD (yüzde 41.7) ve İsrail (yüzde 37.1) bu alanda zirvede yer almayı sürdürse de, bu iki ülke de dâhil tüm ülkelere karşı Türklerin tehdit algısında ciddi bir gerileme olduğu anlaşılıyor. Örneğin 2011’de ankete cevap verenlerin yüzde 53’ü Ermenistan’ı tehdit olarak görürken, bu yıl bu oran yüzde 7.2’ye gerilemiş durumda.
* Anketin belki de en çarpıcı sonucu, “Sizce Türkiye hangi ülke veya ülkelerle daha çok işbirliği ilişkisi içinde olmalıdır” sorusuna verilen yanıtlar... “AB mi, NATO mu, Şanghay İşbirliği Örgütü mü” tartışmasının yoğunlaştığı bir dönemde Türkiye kamuoyunun birinci tercihi, “Türki Cumhuriyetler” (yüzde 17). Son üç yılda yüzde 24’lerden yüzde 13’lere düşen “Müslüman Ülkeler” seçeneği bu yıl toparlanarak yüzde 17.1’e çıkmış.
* Yüzde 37’lik bir kesim Türkiye’yi “bir İslam ülkesi” diye tanımlarken, yüzde 24.3’ü bir Avrupa ülkesi olduğunu, yüzde 21.6 ise bir Orta Doğu ülkesi olduğunu söylüyor. Yüzde 71.9 Türkiye’nin Müslüman ülkelere bir örnek veya rol model olabileceği görüşünde. “Olamaz” diyenler sadece yüzde 28.1.
* Ankete cevap verenlerin yüzde 26.1’i, AB üyeliğinin alternatifi olarak “Türk Birliği kurulmalı” diyor. NATO-ABD, İslam Konferansı Örgütü ve Rusya ile daha sıkı işbirliği seçeneklerinin üçünde oran yüzde 12’lerde… Yüzde 11.2’lik bir kesim ise “AB üyeliğinin alternatifi yoktur” kanaatinde…
* ABD ile daha sıkı işbirliği yönünde kamuoyundaki talep artışı sürse de, yüzde 14.6’da kalıyor. AB’ye destek üç yıl önceki yüzde 21,1’lik seviyeden çok gerilerde, fakat geçen yılki yüzde 4.6’lık oranın çok üstünde, bu yıl yüzde 13.5 olarak gerçekleşiyor. Rusya son üç yıldaki yüzde 2-3 bandından, yüzde 10’a çıkmış durumda.
* Ankete cevap verenlerin yüzde 47.5’i Türkiye’nin AB’ye üye olmasını istiyor (geçen yıl yüzde 50.4’tü). Yüzde 38.4’ü karşı (geçen yıl yüzde 49.6) idi. Her iki oranın da düşmesinin sebebi bu yıl kararsızların artması (yüzde 14.1).
* ABD’nin Türkiye’nin müttefiki/dostu olduğuna inananların oranı 2010’daki yüzde 9.6’dan, son iki yılda hızla artarak yüzde 26.5’e çıkmıştı. Son anket bu yükselişin sürdüğünü ve ABD konusunda pozitif değerlendirme yapanların oranının yüzde 38.9’a çıktığını gösteriyor. Buna karşın, olumsuz değerlendirme yapan çoğunluk içinde yüzde 32.6’lık bir kesim, ABD’yi “sömürgeci ülke” diye tarif ediyor. Bu, tüm seçenekler içinde en yüksek oran…
* Dış politika konusunda en dikkat çekici değişimlerden biri, Suriye konusunda… Suriye’deki gelişmeler karşısında Ankara’nın izlediği politikaları başarılı bulanların oranı yüzde 33.2’den bu yıl yüzde 24.1’e gerilemiş. “Başarısız” diyenler yüzde 46’dan, yüzde 49’a çıkmış durumda.
* Anketi yanıtlayanların yüzde 41.7’si, Suriye konusunda Türkiye “tarafsız kalmalı, herhangi bir müdahalede bulunmamalı” görüşünde. Ocak 2013’te yüzde 11.4 olan “silahlı muhalif güçlere destek olmalı” diyenlerin oranı da bugün yüzde 5.2’ye gerilemiş durumda.
* Buna karşın, uluslar arası güçlerin Suriye’de güç kullanmasını destekleyenlerin oranında, hedefler açısından hemen her dalda (Esad rejimini değiştirmek, Türkiye’nin sınır bölgesinde yaşayanları korumak, vb.) yükseliş var. Kabaca şu sonuç çıkıyor: Türkiye kamuoyunda büyük bir kesim, “Suriye’de güç kullanılsın, ama bunu Türkler değil başkaları yapsın” diyor.
* Yaklaşık bir yıllık trende bakıldığında, güvenlik sorunu (Reyhanlı saldırısı, vb.) ve mülteci akını gibi yollarla Suriye krizinin Türkiye’ye doğrudan zarar vermeye başlamasıyla birlikte kamuoyunun bu konuda Ankara’ya karşı daha eleştirel bir pozisyon aldığı görülüyor. Bu nedenle, ankete cevap verenlerin yüzde 65.5’inin Türk dış politikasının bir numaralı gündem maddesi olarak Suriye sorununu görmeleri çok şaşırtıcı değil. (İkinci sıradaki ‘terörle mücadele’yi seçenlerin oranı yüzde 9.9. “Mısır” seçeneği ankette yer almasa da, Mısır’ı da kapsayan Arap Baharı’nın yüzde 2.7’de kalması kaydadeğer…)
* Mısır’da askeri müdahale sonrasında Türkiye’nin izlediği politikayı “başarısız” bulanların oranı yüzde 48, “başarılı” diyenler ise yüzde 29.8’de kalıyor. Ankete cevap verenlerin yüzde 46.4’ü, Ankara’nın darbe sonrası kurulan yeni yönetimi tanımasından yana. “Tanımamalı” diyenlerin oranı yüzde 30.6. Ankete cevap verenlerin yüzde 33.3’ü Arap Baharı sonrası Ortadoğu’nun geleceğini öncelikle ABD’nin şekillendirdiğini düşünüyor. Türkiye diyenlerin oranı yüzde 23.8. Üçüncü sıradaki Mısır yüzde 10’da kalıyor.
* “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” savı kamuoyunun ciddi bir kesiminde gücünü koruyor. Zira “Türkiye’nin en yakın dostu hangi ülkedir” sorusuna, anketi yanıtlayanların yüzde 38.6’sı “Dost yoktur,” yüzde 28’i Azerbaycan, yüzde 7.4’ü ABD yanıtını veriyor. KKTC’nin bu yıl yüzde 3.8, Pakistan’ın yüzde 2.9’da kalması da kaydadeğer...
* * *
TESEV’in Ortadoğu’daki “dış algıyı” ölçen çalışmasından hemen sonra Kadir Has Üniversitesi’nin “iç algıyı” ortaya koyan bu araştırmayı yayınlaması, Türk dış politikasının halklar nezdindeki son durumunu bir bütün olarak görmek açısından güzel bir tesadüf oldu.
Buna karşın iki araştırmanın ortaya koyduğu sonuçların, Ankara açısından olumlu bir gidişata işaret ettiği söylenemez.
Bir yandan, hemen tüm kamuoyu yoklamalarında olduğu gibi son araştırmalar da halkımızın bazı konularda kafa karışıklığı yaşadığını gösteriyor.
Fakat örneğin bu konulardan biri olan AB meselesinde en uzman yetkililerimizin bile çok net bir tavır takınmadığını hatırladığımızda, bu durumu mazur görmek ve en hayati noktalardan (Suriye, Mısır gibi) ders çıkarmak gerekiyor.
Sonuçta halkımızın, birçok kritik konuda duygusallaşan liderlerden daha gerçekçi olduğu ortada…
Sürekli sandığa ve halk iradesine gönderme yapanların, dış politika konusunda da biraz halkın nabzını tutmasının vakti gelmedi mi?
Paylaş