Paylaş
YouTube'un çocuk istismarı videolarının üstünde ünlü markaların reklamlarını göstermesiyle patlak veren skandal sonrası şirketler bu platformda artık çok daha dikkatli.
Kişisel verileri reklam amaçlı kullanan iş modelleri uygulayan diğer platformlar konusunda sadece şirketler değil, vatandaşlar da giderek bilinçleniyor.
Amerikalı bir ürün tasarımcısı olan Lauren Hallden'ın blog yazısını geçen hafta okuyunca bu tepkilerin nasıl çeşitlendiğini gördüm.
Hallden yazısında, son günlerde Instagram akışına düşen 30'u aşkın reklamı sıralamış.
Yazının ilk bölümünün çevirisi şöyle:
"Hey Instagram, merak ediyorum da...
şirketiniz hiç kadınların görüşünü alıyor mu?
Soruyorum, çünkü ben de bir kadınım ve sponsorlu içeriklerinizin biraz...
...kendisini tekrarladığını fark ettim.
Neden olduğunu anladım: Çünkü bir şekilde algoritmanız yoga yaptığımı (doğru) tahmin etmiş.
Son dönemde 1-2 spor sutyeni satın aldığım da doğrudur.
Başka sutyenler de almıştım.
Siz de doğal olarak daha da çok sutyen almamı istiyorsunuz.
Of ya, uygulamanızda ne kadar çok sutyen var.
Bir şirketin bir çift göğüsü kaldırmak için birbirine böyle benzeyen bu kadar çok strateji uygulayabileceğini düşünemezdim! Gerçekten müthiş.
Yani gözlerimi açtığınız için teşekkürler. Ama şöyle bir durum var: Belki de yarı çıplak, aşırı zayıf kadınlardan oluşan sonsuz bir diziye beni maruz bırakmanızın, benim gibi insanları ne kadar kötü etkileyebileceğinin farkında değilsiniz."
Yazının devamında bu tür reklamların insanları depresyona sokabileceğini, bu reklamları kapatmanın bir yolunun da olmadığını ekleyen Hallden, "Oysa ben sadece eşimin-dostumun fotoğraflarına bakmak için Instagram'a girmiştim" diyor.
Üstelik burada yetişkin bir kadından bahsediyoruz. YouTube yazısında da belirttiğim gibi, ekranları ellerinden almak için uğraştığımız çocuklarımız ne olacak?
Apple'ın en büyük yatırımcılarından ikisi bu hafta yayınladıkları açık mektupla, çocukların ve gençlerin akıllı telefon bağımlılığına karşı iPhone yapımcısının daha etkin önlemler almak zorunda olduğunu kaydetti. Mektupta, "Hiçbir şirket bu sorumluluğu başkalarına yükleyemez," denildi.
Yani aşırı akıllı telefon kullanımının da etkisiyle depresyona giren, hatta intihar eden çocuklar bilimsel raporlara girmişken, o telefonu üreten veya o telefonla ulaşılan platformları yöneten şirketler, "Biz telefonu yaparız, gerisine karışmayız, çocuğa annesi-babası baksın" diyemez.
Yeni nesil dijital platformlara toplumların ve devletlerin verdiği açık çek, 2017'deki ağır hataları sonucu tükenmişti.
Kurucusu Mark Zuckerberg, "2018'de Facebook'u tamir edeceğim" diyerek en azından olumlu bir niyet beyanında bulundu.
Burada kalmayacak. 2018'de kamuoyu bilincinin daha da artması ile bu şirketler üzerinde devletlerin de çoktan yapmaları gereken sıkı denetime başlayacağını göreceğiz.
Bu da gayet doğal.
Gazeteciliğin aksine kamu yararına bir işlevi olmadığı; hatta çocuklar başta olmak üzere kamu yararını tehdit eden etkileri saptandığı halde, vergi ödemeden ve hiçbir denetime tâbi tutulmadan bu kadar büyüyebilen kaç tane şirket var dünyada?
Paylaş