Paylaş
Güzel söz; kökü yerde, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzer. O ağaç, Rabbinin izniyle meyvelerini her zaman verir. Allah, insanlara böyle örnekler verir ki, düşünüp ibret alabilsinler. Kötü bir söz ise gövdesi toprağın üstünde destek bulmuş bir ağaca benzer, dayanağı yoktur onun. (İbrahim suresi 24-26)
- Gerçek bir inanana yakışan şey güzel söz söyleyip kötü sözden uzak durmaktır.
- Ayette verilen benzetmeye bakıldığında güzel sözlerin insanlar arasında köklü ve sağlam ilişkiler kuracağına, kötü sözlerin ise insanları birbirinden uzaklaştıracak kopukluklara sebep olacağına dikkat çekilir.
*
Kırıp dökmek, çirkin ve yakışıksız sözler sarf ederek sövüp saymak kolay olandır. Zor olan ise öfkelenildiği anlarda dahi bir inanana yakışır şekilde kendine hâkim olarak güzel söz etmeyi bilmektir. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır atasözümüzde olduğu gibi insanlara güzel söz ve muhabbet ile yaklaştığınızda karşınızdaki insanın da kalbini yumuşatacak ya da hiç olmazsa inanan kimliğinizle çatışmayacak bir davranışta bulunacaksınız. Rahmet sahibi Rabbimiz, azgınlıkta sınır tanımayan Firavun’u uyarmaya gidecek olan Hz. Musa ve Hz. Harun’a, ona yumuşak ve tatlı bir söz söylemelerini buyurmuştur:
- İkiniz Firavun’a gidin; çünkü o azdı. Ona yumuşak ve tatlı bir sözle hitap edin; belki öğüt alır yahut ürperir. (Taha suresi 43-44)
SESLERİN EN ÇİRKİNİ
- Kuran’da bahsedilen tüm peygamberler bizler için güzel örnek teşkil ederler. Biri de Hz. Lokman’ın oğluna erdemli bir insan olması için vermiş olduğu öğütlerdir. Hz. Lokman oğluna şu şeklide öğütlerde bulunmuştur:
*
- “Oğulcuğum; şu bir gerçek ki, yaptığın, bir hardal tanesi ağırlığında olsa, bir kayanın bağrına veya göklere yahut yerin bağrına konsa, Allah onu yine de ortaya getirir. Çünkü Allah latiftir, lütfu sınırsızdır;
- Habirdir, her şeyden haberdardır.
- “Yavrucuğum; namazı kıl, iyilik ve güzelliği belirlenene özendir, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındır, başına gelene sabret. Çünkü bunu yapabilmek, zorlu/önemli işlerdendir. Kibirlenerek insanlardan yüzünü çevirme, yeryüzünde kasılarak yürüme. Çünkü Allah, kurula kurula kendini övenlerin hiçbirini sevmez.”
- Yürüyüşünde doğal ol, sesini alçalt. Şu bir gerçek ki, seslerin en çirkini eşeklerin sesidir.” (Lokman suresi 16-19)
DİNİ, DÜNYA İŞİNE ALET ETMEYENDİR
Menfaat: Kuran’daki Müslüman, dini, dünya işlerine alet etmeyendir. Din üzerinden çıkar sağlamayandır. Karşılığı yalnız Allah’tan bekleyendir. Allah’ın ayetlerini tebliğ edip o ayetlere uyarak örnek olan peygamberler şunu söylemişlerdir:
- “Ben sizden buna (bu tebliğime) karşılık bir ücret istemiyorum; ücretim yalnızca âlemlerin Rabbine aittir.” (Şuara suresi 109)
*
Allah’ın ayetlerini insanlara bildiren elçilerin bunun karşılığında hiçbir ücret ya da beklenti içinde olmadıkları vurgusunun birçok ayet ile birlikte Yasin suresinin içinde de yapılması son derece manidardır:
- “Sizden ücret/karşılık istemeyenlere uyun, onlar hidayet bulmuş kimselerdir.” (Yasin suresi 21).
*
Tüm peygamberlerin ortak özelliklerinden, tebliğ karşılığında maddi beklenti içinde olmama davranışının inananlara örnek olması gerekir.
Her dönemde olduğu gibi günümüzde de dini duyguların istismar edildiğini ve aradaki bağın maddi çıkar ilişkisine dönüştürüldüğünü görebiliyoruz. Meşhur düşünür Muhammed İkbal, bu duruma şu şekilde dikkat çekiyor:
- “Sofi ve mollanın eserisin. Kuran’daki hikmetten hayat almıyorsun. Kuran ayetleri ile senin alâkan ‘Yasin’ okutup rahat ölmekten ibarettir...
- Sofi ve mollaya benden selam olsun. Allah’ın emirlerini bize söylediler. Fakat onların söyledikleri, Allah’ı da, Cebrail’i de, Hz. Peygamber’i de hayret içinde bıraktı.”
*
Mehmet Âkif Ersoy da çok keskin bir gönderme yapıyor:
- “Sofuluk satıyorsun, elinde boy boy tespih, çevrende dalkavuklar; tapınır gibi, la-teşbih! Sarık cüppe ve şalvar; hepsi istismar, riya, şekil yönünden sanki Ömer’in devri, güya!
- Herkes namaz oruçta; hepsi sözünü dinler, zikir Kuran sesinden, yerler ve gökler inler! Ha bu din, iman, takva; inan ki hepsi yalan, sen onları kendine, taptırırsın vesselam!
- Derdin davan sadece, hep nefsi saltanatın, şimdilik putu sensin, tapılan menfaatin! Hey kukla kafalı adam, dinle sözümü tut, bunların dilinde Hak; ama kalbi dolu put!”
ALLAH’IN İSİMLERİ
MALİK
Varlığın ve mülkün mutlak sahibi olan.
EKREM
En büyük kerem ve cömertlik sahibi. Cömertliği sonsuz, ikramı sürekli olan.
MODERN CEBRİN BABASI: MUHAMMED EL HAREZMİ
Harezmİ (780-850), Diofantus’la birlikte modern cebrin babası olarak gösterilir.
- Lineer ve ikinci dereceden denklemlerin sistematik çözüm yöntemlerini geliştirdi.
- Batı’da da kullanılacak ilk trigonometri tablolarını yaptı.
- Arap rakamlarını, sıfırı ve onluk sayı sistemini Batı’ya tanıttı.
- Çeşitli şehir, dağ ve ırmakların koordinatlarını tespit etti. Coğrafya alanında yaptığı çalışmalar Dünya haritalarının temelini oluşturdu.
- İngilizce’deki ‘algebra’ ve bunun Türkçe karşılığı olan ‘cebir’ sözcüğü, Harezmî’nin denklemleri çözme yöntemlerinden biri olan ‘el-cebr’den gelmektedir.
- Yine bütün Batı dillerinde kullanılan ‘algoritma’ kelimesi, bu kavramı ilk geliştiren kişi olduğu için, onun adının Latince çevirisi olan Algoritmi’den gelmektedir.
Paylaş