Yüksek yargıda utanç tablosu

SEVGİLİ okuyucularım, bugün size öyle bir olay anlatacağım ki, şaşıracaksınız, inanmak istemeyeceksiniz. Ancak tümü doğrudur ve belgelidir. AKP iktidarının yüksek yargı ile nasıl oynamaya kalkıştığının ibret verici öyküsüdür. Öykümüzün üç ayağı var.

Yargıtay, Danıştay, Sayıştay.

Önce Sayıştay rezaletinden başlayalım. Devlet hesaplarını denetlemek ve kesin hükme bağlamakla yükümlü olan bu Anayasal kurumun üyelerini yasa uyarınca Meclis seçiyor. Sayıştay Genel Kurulu, boşalan her üyelik için dört aday seçip Meclis Başkanlığı’na bildiriyor. Plan Bütçe Komisyonu, bu adayları her boş üyelik için ikiye indiriyor. Son aşamada Meclis Genel Kurulu iki adaydan birini seçiyor.

Yani Sayıştay üyelerini Meclis’teki AKP çoğunluğu, kendine en yakın gördüğü adaylar arasından seçiyor!

Şimdi günümüze gelelim! Sayıştay Genel Kurulu, iki yıl önce boşalan yedi üyelik için 2005 yılında 28 aday seçti ve isimlerini Meclis Başkanlığı’na bildirdi. Fakat gelin görün ki, bu adayları AKP iktidarı beğenmedi! Onlar kendilerinden değildi. Bu durumda ne oldu?

Sayıştay’a üye seçimini geçen yılın, yani 2006’nın ocak ayından beri yapmıyorlar. Evet, aradan tam 14 ay geçti ve Sayıştay üyelerini -gösterilen adaylar kendilerinden değil diye- seçmiyorlar.

Rezaletin böylesi görülmüş, duyulmuş şey değil.

YARGITAY VE DANIŞTAY

Şimdi adli yargının en üst kurumu olan Yargıtay’a, idari yargının en üst kurumu olan Danıştay’a bakalım. Aynı olay orada var. Yargıtay ve Danıştay üyelerini Hákimler ve Savcılar Yüksek Kurulu seçiyor. Bu kurul yedi kişiden oluşuyor. Başkanı Adalet Bakanı. Bakanın emrindeki müsteşar, kurulun doğal üyesi. Ayrıca kendi kurumlarından seçilerek gelen üç Yargıtay üyesi ile iki Danıştay üyesi var.

Geçmişteki uygulamada genellikle bakan-müsteşar ikilisi ile öteki üyeler arasında pazarlık yapılır, seçilecek kişiler önceden belirlenir, oylamada dört oy alan kişi üye seçilirdi. Fakat şimdi olay değişti! Kurulun yargıdan gelen beş üyesi bu konuda siyaset ekibiyle pazarlık yapılmayacağını, adayların kurulda yapılacak özgür oylamayla seçilmesi gerektiğini Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e bildirdiler.

İktidar telaşlandı. Yargıtay ve Danıştay için gösterecekleri AKP’ye yakın adayların seçilemeyeceği ortaya çıkmıştı.

Şimdi Danıştay cephesine bakalım: Danıştay’ın 96 üyesi var ve şu anda dokuz üyelik boş... Çünkü kurulda aylardır üye seçimi yapılamıyor.

Yargıtay cephesi: Yargıtay’da 250 üyelik var. Şu anda 23 üyelik boş. Yasa uyarınca 10 üyelik boşaldığında seçim yapılması gerekiyor. Ancak ağustos ayından beri seçim yapılamıyor. Yargıtay Başkanı, Adalet Bakanlığı’na tam üç kez yazı yazdı. Korkunç dosya yükü altında işlerin aksadığını, seçimin bir an önce yapılmasını istedi ama sonuç değişmedi.

* * *

Peki ama Hákimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Yargıtay ve Danıştay üyeliklerine niçin seçim yap(a)mıyor?
Eksik olan üyeleri niçin aylardan beri tamamlamıyor?..

İşin püf noktası işte burada... Çünkü yasa uyarınca kurulun gündemini, Kurul Başkanı olan Adalet Bakanı belirliyor. Kendi istediklerini seçtiremeyeceğini, kurulun yargıdan gelen beş üyesine bu konuda söz geçiremeyeceğini anladı. Bu yüzden ’seçim’ maddesini gündeme bir türlü getirmiyor ve seçim yapılamıyor.

Yargıtay ve Danıştay iş yükü altında boğuluyormuş, işler aksıyormuş, kimin umurunda!

* * *

AKP
iktidarının bir tek düşüncesi var:

Aynen Sayıştay’da olduğu gibi, Yargıtay ve Danıştay’da da ’AKP’den olmayan’ üye sayısı artmasın, sayı dengesi iktidar aleyhine değişmesin.

Meclis’e Sayıştay Genel Kurulu tarafından gönderilen üyeleri beğenmediler!.. Ve beş dakikada bitecek bir seçimi bir türlü yapmıyorlar.

Yargıtay ve Danıştay’a üye seçimini ise Hákimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun gündemine seçim maddesini getirmeyerek savsaklıyorlar. Bu üyeliklere kendilerinden olmayanların seçileceğinden korkuyorlar!

Pekiii, AKP iktidarı anayasal kuruluşlarla, yüksek yargı organlarıyla, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay’la bile ’particilik oyunu’ mu oynuyor? Yüksek yargıya bile partizanlık mı bulaştırmaya kalkışıyor?

Ne yazık ki evet.

Bir şey daha söyleyeyim...

Hákimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yargıdan gelen beş üyesi günün birinde bir basın toplantısı yapıp bu konuda olanları açıklarsa, AKP iktidarı o işin altından kalkamaz. Söyleyecek söz bulamaz, fena halde ezilir. Üstelik dış dünyaya bile rezil olur.
Yazarın Tüm Yazıları