Yüksek yargıda rezalet devam ediyor

SEVGİLİ okuyucularım, geçen salı günü burada yazdığım yazının başlığı "Yüksek Yargıda Utanç Tablosu" idi. Adli yargının en üst kurumu olan Yargıtay ve idari yargının en üst kurumu olan Danıştay, korkunç bir iş yükü altında boğuluyor. Adalet aksıyor.

250 üyesi olan Yargıtay’da şu anda 23 üyelik boş. 96 üyesi olan Danıştay’da ise 9 üyelik boş. Boşalan üyeliklere seçimi, yedi kişiden oluşan Hákimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yapıyor. Kurulun Başkanı Adalet Bakanı. Onun emrindeki müsteşar doğal üyesi. Öteki 3 üyeyi Yargıtay, 2 üyeyi de Danıştay seçip gönderiyor ve kurul böyle oluşuyor. Ancak kurul gündemini Adalet Bakanı belirliyor.

Kurulun yargıdan gelen 5 üyesi, Yargıtay ve Danıştay’da boşalan üyelikler için seçim yapmak istiyor. Ancak bu iki yüksek yargı organına istediği kişileri seçtiremeyeceğini anlayan Adalet Bakanı, gündeme seçim maddesini bir türlü koymuyor.

Seçim ertelendikçe erteleniyor, yüksek yargıda işler biriktikçe birikiyor. Adalet aksıyor, adalet yara alıyor.

Artık bıçak kemiğe dayandı. Kurulun yargıdan gelen 5 üyesi rest çekti:

"Salı günü (bugün) yapılacak ilk toplantıda seçim yapılmazsa tutanak tutacağız, bundan sonra kurul toplantılarında başka hiçbir konuyu görüşmeyeceğiz. Önce üye seçimleri demokratik oylama ile yapılacak, sonra öteki konulara sıra gelecek. Adalet Bakanı yine gündeme koymazsa, gerekirse seçimi bakan ve müsteşar olmadan biz yapıp bu işi bitireceğiz."

Bugün, bu açıdan önemli bir gün. Bugün olmazsa perşembe günü dananın kuyruğu kopacak gibi görünüyor... Çünkü kurul her hafta salı ve perşembe günleri toplanıyor.

* * *

Bir iktidar düşünün ki, Yargıtay ve Danıştay’a kendi adamları üye seçilmeyecek korkusuyla, Hákimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun çalışmalarını bile engellemeye kalkışıyor.

Yüksek yargıda işler aksıyormuş, ilgili daireler iş yükü altında boğuluyormuş, adalet yara alıyormuş, AKP iktidarının umurunda bile değil.

Onlar şimdi anketle cumhurbaşkanı seçme (!) peşinde. Anket torbasından civciv çıkacak kuş çıkacak değil ya, bu kez de cumhurbaşkanı çıkacak!

* * *

Yine geçen salı günü yazmıştım. Devletin hesaplarını denetleyip kesin hükme bağlamakla yükümlü olan Anayasal kuruluş Sayıştay’da 7 üyelik boşaldı. Sayıştay üyelerini TBMM seçiyor. Sayıştay Genel Kurulu, boşalan her üyelik için 4 aday gösteriyor. Son olayda 7 boş üyelik için 28 aday seçildi ve TBMM Başkanlığı’na bildirildi.

Ne zaman? Taa 2005 yılı sonlarında!

Fakat gelin görün ki, AKP, Sayıştay Genel Kurulu tarafından seçilen bu adayları da beğenmedi! Kendi istedikleri değildi.

Sayıştay’a üye seçimini 2006 yılının ocak ayından bu yana yapmıyorlar. Aradan 14 ay geçti.

Rezaletin böylesi görülmüş, duyulmuş şey değil.

* * *

AKP iktidarı
döneminde yüksek yargıda karşımıza çıkarılan utanç tablosu aynen böyle. Bütün kurumlara el attılar, akla hayale gelmeyecek bir kadrolaşma yaptılar. Binlerce insanımızı işten çıkardılar, oradan oraya sürdüler, aileleri perişan ettiler... Ve bütün kurumları ele geçirmeyi başardılar.

Yüksek yargı hariç... Çünkü orada sözleri geçmiyor.

Şimdi ne yapıyorlar?


Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay’a üye seçmeyerek hem yasaları çiğniyorlar, hem işleri aksatıyorlar, hem de kendilerince intikam alıyorlar.

Bunları yazıyoruz, ekranlarda söylüyoruz, belgeliyoruz. İktidardan ses çıkmıyor. Gerçekler ortada. Yalanlamaları zaten mümkün değil. Kulaklarının üzerine yatıyorlar, duymazdan geliyorlar!

Zannediyorlar ki hep o makamlarda kalacaklar ve yaptıklarının hesabı bir gün sorulmayacak!

İşte burada yanılıyorlar.

Faşist, komünist ve dinci diktatörlükler hariç dünyanın hiçbir ülkesinde yargı üzerinde böyle oyun oynanmasına izin verilmez. (Muhalefet partileri bu konuda kıyameti koparmak için daha ne bekliyorlar?)

Yargı üzerinden siyaset oyunu oynamaya kalkışanlar, yakın gelecekte aynı yargının önüne çıktıklarında söyleyecek söz bulamazlar.
Yazarın Tüm Yazıları