Yüksek yargı ayakta

BÖYLESİNİ ilk kez görüyoruz. AKP iktidarının yüksek yargı üzerinde oynamaya kalkıştığı oyunda dün patlama yaşandı.

Anayasal kuruluş Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yargı tarafından seçilen -yedek üyeler dahil- 10 üyesi dün hem basın toplantısı yaptı, hem de yazılı açıklama ile rezaleti kamuoyunun gündemine taşıdı.

Adalet Bakanı dünkü toplantıya katılmadı. Müsteşarını da göndermedi. Böylece Yargıtay ve Danıştay’daki boş üyeliklere seçim yapılmasını bir kez daha -şimdilik- engellemeyi başardılar! Nedenini bir kez daha ve açıkça yazıyorum:

"Yedi kişiden oluşan Kurul’un yargıdan gelen beş üyesi, Yargıtay ve Danıştay’a bizim iktidarımızın istediği kişileri üye seçmeyecek. Oylamada biz, Bakan ve Müsteşar olarak azınlıkta kalacağız. Dolayısıyla bu seçimi yaptırmamak gerekiyor."

Korkunun ecele faydası yok. Kurul tarafından dün yayınlanan basın açıklamasında bu seçimin Bakan ve Müsteşar’a rağmen en kısa zamanda yapılacağı açıkça belirtildi. Burada bir şeyi daha anımsamak gerekiyor:

Türk yargı tarihinde ilk kez, yüksek yargı organlarının temsilcileri böyle bir açıklama yaparak ve böyle bir bildiri yayınlayarak, hukuk ve adaletle oynamaya kalkışan iktidarı kamuoyuna şikayet etmek zorunda kaldılar.

Yazılı açıklamada şu ağır sözler yer aldı:

"Bu durum Yargı Bağımsızlığına karşı bir duruş, Yüksek Kurul’un faaliyetlerini engelleme, Yargıya müdahale niteliği arzetmektedir... Bu konuda sorumlular hakkında yasal gereğinin yapılması açısından tutanak düzenlenmiştir."

Yüksek yargı üzerinde bile böyle particilik oyunları oynamaya kalkışan bir iktidar, bu işin sonunu getiremez. Bunlar, o iktidarın gidici olduğunun göstergeleridir.

NEVRUZ

ORTADOĞU ülkeleri ile Türk ve Müslüman dünyasının bayramlarından biri. Anlamı "yeni gün". Binlerce yıllık bir gelenek. Baharın gelmesi kutlanıyor. Ateşler yakılıyor, oyunlar oynanıyor, halaylar çekiliyor, coşku yaşanıyor.

Türkiye’de ise neredeyse 20 yıldan bu yana çoğu kez kana bulanıyor!

PKK
sayesinde kan dökme, devletle kavga etme gününe dönüştü.

Bugün nevruz. Herkes kuşkuyla bekliyor:

Acaba olay çıkacak mı? Yine kan dökülecek mi? Kentleri yine altüst edecekler mi? Kadınları ve çocukları ön saflara sürüp onların arkasında PKK bayrakları, Öcalan posterleri açacaklar mı?

Yakın geçmişte nice nevruz günleri yaşattılar ki, ortalık kan gölüne döndü. Yüzlerce insanımız öldü. Kentler PKK’nın gösteri alanına döndü. Silahlar konuştu.

Bugün özellikle Güneydoğu’da yine gösteriler yapılacak. Yine PKK bayrakları, Öcalan posterleri açılacak. Güvenlik güçleri büyük olasılıkla bunları görmezden gelecek, olay çıkmasın ya da büyümesin diye müdahale etmeyecek.

İşin acı tarafı, bunların destekçileri hep Avrupa’dan, AB’den!

Şu anda başta Diyarbakır olmak üzere Güneydoğu’da nevruzu izlemek için çeşitli AB ülkelerinden gelen 200 dolaylarında temsilci ve gözlemci var! Olacakları ellerini ovuşturarak izleyecekler!

Bir bayram gününde inşallah kan dökülmesin, olay çıkmasın.

ONUR VE TEŞEKKÜR

ÖNÜMDE Galatasaray Üniversitesi tarafından gönderilen faks mesajı:

"Galatasaray Üniversitesi ’EN 2006’ ödül töreni. Üniversitemiz öğrencileri arasında yapılan anket sonuçlarına göre en beğenilen Köşe Yazarı kategorisinde yüzde 46 oy oranıyla birinci oldunuz.

21 Mart 2007 günü Üniversitemizde düzenlenecek ödül töreninde sizi de aramızda görmekten mutlu olacağız."

Çok teşekkür ediyorum. Birkaç gün önce telefonla sordum, bu anket üniversitenin 1.700 öğrencisi arasında yapılmış. Ayrıca aynı ankette Hürriyet, yüzde 26 oyla en iyi gazete seçilmiş.

Ankara’da gündemimiz çok yoğun. O nedenle bugünkü törene katılamayacağım. Bundan birkaç hafta önce de Kabataş Lisesi öğrencileri, mezunları ve okulun hocaları arasında yapılan ankette yine birinci seçilmiş, ancak ödül törenine katılamamıştım.

Masa başında ayarlanmayan böyle gerçek ödüller benim için en büyük onurdur.

Gazetecilik görevimi biraz olsun yerine getirebildiysem ne mutlu bana.
Yazarın Tüm Yazıları