ANKARA’da yaşıyorum. Birkaç milyonluk kentte neler olduğunu Ankara’da yaşayanlar gibi ben de yüzüm kızararak izlemek zorunda kalıyorum.
Günlerden 25 Aralık Pazartesi. Önceki gece. Her zaman olduğu gibi semtimizde (saat 17.30’da) elektrik kesildi. Gece saat 23.00’te yattığım zaman henüz gelmemişti!Ankara’nın Çankaya, Kavaklıdere, Küçükesat, Gaziosmanpaşa semtleri, büyükelçilikler, işyerleri, konutlar karanlıktaydı.
Dışarıda ısı eksi 7 derece. Bir süre sonra kaloriferler soğudu, evler buz gibi oldu. Elektrik olmayınca sular kesildi. Tam bir sefalet yaşıyorduk. Arıza servislerine binlerce vatandaş başvurdu. Alınan yanıt aynı idi:
"Büyükşehir belediyesinin yaptırmakta olduğu bulvar kavşağında elektrik kablolarını kopardılar. Yedi trafo devre dışı kaldı. Ne zaman yapılacağı belli değil."
Bizim gazete Ankara’nın göbeğinde. Çevremiz bankalar, işyerleri, konutlarla dolu. Her gün elektriğimizin en az 20 kez kesildiğini söylesem bana inanır mısınız?İnanmazsanız çevremizdekilere sorun.Ayrıca sular da çoğu zaman kesik.
Büyükşehir belediye başkanı olan şahıs kuraklığı suçluyor ve demeç veriyor: "Suyumuz kalmadı. Yağmur yağması için Ankaralılardan dua bekliyorum. Ayrıca hanımlar bayram öncesinde halı yıkamasınlar. Yılbaşı sonrasında suların kesilip kesilmemesi konusunda anket yapacağım!"
Mizah şaheseri! Ankara halkının büyük çoğunluğu herhalde "Suları kes, biz su istemiyoruz" yanıtı verecektir!
Elinde yüzlerce trilyon var. Ankara’nın su sorununu çözmek için çaba harcamamış, şimdi halktan dua istiyor, "Halı yıkamayın" diyor.
Dün sabah evden çıktığım zaman elektrikler yine kesikti. Gazeteye geldiğimde ise henüz elektrik kesintisi olmamıştı. Aylardan beri ilk kez kesinti yoktu. Bütün arkadaşlar tahtaya vurduk, "Maşallah, nazar değmez inşallah" dedik!
***
Size acıklı bir "başkent manzarası" daha sunayım. Ankara’nın havası doğalgazın etkisiyle, birkaç yıl öncesine kadar pırıl pırıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın bunu başarmıştı. Nefes alabiliyorduk. Artık her şey değişti. Korkunç bir duman, pislik... Acayip bir kömür kokusu. Şimdi devletin Anadolu Ajansı tarafından önceki gün geçilen haberden birkaç alıntı yapayım:
"Başkentteki hava kirliliği. Çevre ve Orman bakanlığı yetkilileri: ’Ankara içinde Belko (bir belediye şirketi) tarafından vatandaşlara dağıtılan (kalitesiz) kömür hava kirliliğine neden oluyor. Denetimlerde el konulan kaçak kömür de vatandaşlara dağıtılıyor.’ Müsteşar Yardımcısı Öztürk: ’Türkiye’de hiçbir belediye kalitesi düşük kömür satamaz, dağıtamaz.’"
Türkiye’nin herhangi bir yerinde yaşıyor olabilirsiniz. Elektriğiniz sürekli kesiliyor, suyunuz akmıyor, duman soluyor iseniz, sakın üzülmeyin!
Cumhuriyet’in başkenti perişan Ankara’yı gözünüzün önüne getirin, "Beterin beteri varmış" deyip teselli bulun.
BOZDUR BOZDUR HARCA
Hükümet asgari ücretle çalışanlara yeni yıl zammı yaptı. Bu ülkede asgari ücretle çalışan 16 yaşından büyük olanların sayısı 2 milyon 800 bin kişi. Asgari ücret şu anda net 380 lira 46 kuruş. Hükümet bu rakamı 1 Ocak 2007 tarihinden başlayarak 403 lira 03 kuruşa yükseltti.
Yapılan net zam ayda 22 lira 57 kuruş.Bozdur bozdur harca.
Yahu, bu milyonlarca insan bu parayla ev geçindiriyor, ayın sonunu bulmaya çalışıyor. Bu rakam hem devlette, hem de özel sektörde geçerli olan rakam.
Şimdi hükümet ve özel sektörün görüşü şu: "Kardeşim, bu işsizlik ortamında milyonlarca insan iş arıyor ve bulamıyor. İşsizler bu paraya bile razı. Yeter ki iş bulsunlar. İşine gelen çalışır, gelmeyen çalışmaz."
Elbette bunu açıktan söyleyemezler. Ama olayın içyüzü bu.
Çalışan bir emekçiye ayda 22 lira 57 kuruş zam yapmak!.. Ve o parayı da, yaptıkları zamlarla bir anda fazlasıyla geri almak!
Asgari ücreti daha fazla artıramazlar, çünkü IMF, başlarının ucunda bekliyor.Ancak bu kadarına izin veriyor.
Aylık zam 22 lira 57 kuruş! Bir buçuk kilo et parası. Günlük harcama hakkı 13 lira 43 kuruş! Alay mıdır, insanlara hakaret midir, ne haliniz varsa görün demek midir?
Ve işin acı tarafı nedir biliyor musunuz!.. Bu sömürü çarkının altında ezilen, inim inim inleyen o milyonlarca asgari ücretlinin bir bölümü, seçimde gidip yine bunlara oy verecek.
Emin Çölaşan’ın notu:
Hem vergi ve mali konularla, hem de mizahla ilgileniyorsanız, gazetemizin yazarı vergi uzmanı Şükrü Kızılot’un yeni çıkan kitabını bayramda okuyun, biraz gülün, hoşça zaman geçirin.