Türk kadını... Ne o, ne öteki

ADINA türban denilen nesne son yıllara kadar yoktu. Bunu icat eden belli kimseler oldu. Bu yeni keşif benimsendi ve erkeklerimiz tarafından derhal uygulama alanına konuldu. Anadolu kadınının geleneksel başörtüsüyle uzaktan yakından ilgisi olmayan bu nesne, her yerde üniformaya dönüştürüldü.

Biz bunları yazdıkça ve eleştirdikçe, bu kesimin erkekleri mesaj, faks gönderir!

‘Vay dinsiz imansız, sen Müslüman değil misin? Ahirete inanmıyor musun? Allahsız adam!’

Bunlar, kutsal dinimizi bir metrekarelik bir bez parçasına indirgeyen ve Müslümanlığı sadece şekil olarak görenlerdir.

Bunlar, siyasetçilerin türban üzerinden oynadığı oyunu görmek istemezler. Türban sömürüsünü bilirler de, görmezden gelirler.

Erkekler topluluğu olarak kadınları ve kızları bu amaçla kullanırlar.

Biz bunu eleştiririz.

* * *

Hadise son olarak Ulaştırma Bakanı’nın eşinin fotoğraflarıyla gündeme geldi. O fotoğraflardaki dışlanmış kadın, Türk kadınını temsil etmiyordu. Eleştirdik, yazılar yazdık.

Kızdılar!

Onlar zanneder ki, biz karşımıza medyada hemen her saat çıkarılan baldırı çıplak kadınlardan yanayız!

Oysa hiç ilgisi yoktur. Biz aile yapımız olarak tutucu, muhafazakár, yüreğinde Allah korkusu ve Allah sevgisi taşıyan, dinimize inanan insanlarız.

Laikliği, çağdaşlığı, Atatürkçülüğü savunan insanların çok büyük çoğunluğu böyledir.

Kadınlarımız örtünmez ama onurlarından, namuslarından, inançlarından ödün vermezler.

* * *

Türkiye’de hemen hepimiz televizyon kanallarını izliyoruz, belli gazeteleri okuyoruz. Oralarda karşımıza çıkarılan manken, popçu, artist, şarkıcı, sosyetik belli kadınları görüyoruz.

Yaşam biçimleri tuhaftır. Çoğu zaman yüz kızartıcı, utanç vericidir. Bu tipler her gün bir başkasıyla gezer, yozlaşmış ilişkileri vardır. Diskolarda, barlarda ve benzer yerlerde sabahlara kadar süren yaşamları, şahsen benim midemi bulandırır.

Kimin eli kimin neresinde, asla belli değildir!

Bilmem kaçıncı sevgilisinden dayak yemiştir, medyada olay olur. Bilmem kimle düzeyli birliktelik (!) yaşamaya başlamıştır, manşetlere çıkar. Çoğu makyaj güzelidir. Makyajsız görseniz tanımanız mümkün olmaz.

Bacaklar açık, göğüsler fora, frikikler önceden planlanmış!

Böyle olacak ve böyle görüneceklerdir ki, medyada isimleri geçsin!

İşte bu gibiler magazin programlarında ön sırada, her zaman manşetlerde gezinir...

Türkiye’de bunların sayısı 200 kişiyi geçmez. Ama manşetler, programlar ne acıdır ki, hep onlarla ve onların eşleri, sevgilileri, metresleri ve paralı zamparaları ile doludur.

Bir aylık düzeyli birliktelik onların erkeklerine çok lüks bir cipe, mücevherlere ve büyük paralara mal olur! Ama kadınlarla birlikte onlar da ‘ünlü’ oluverir.

Şeriatçı kesim ise laikliği, çağdaşlığı bu yozlaşmış, yoldan çıkmışların temsil ettiğini zanneder. Ya da öyle yutturmaya kalkışır.

Etki tepki meselesinden dolayı kızlarına, kadınlarına baskı yapıp onları olabildiğince örterler, harem-selamlık uygulaması yaparlar... Çünkü bilinçaltlarında kadını ikinci sınıf yaratık olarak görmek vardır.

* * *

Türk kadını ne önceki türban üniformasına bürünmüş kesimdir, ne de sonraki soyunan kesim.

Türk kadını ne Müslümanlığı gerekçe gösterip onu örten, ikinci sınıf yaratık olarak görenlerin esiridir, ne de yozlaşmış bir yaşam sürmeyi kendisine yakıştıran tiplerden oluşur.

Türbanı savunan bazı erkeklerden mesajlar alırım:

‘Örtünmesinler de, sizin mankenler gibi mi olsunlar!’

Böylesine komik bir şey olabilir mi? Onları en çok biz eleştiririz, aile yapılarımızla biz karşı çıkarız.

Bu konuda medyamıza düşen çok önemli bir görev var ama işlerine gelmez.

Topluma kötü örnek olan bu tipleri ekranlardan, sayfalardan uzaklaştırmak.

Onları ekranlarda, sayfalarda gördüğümde, sizler gibi ben de üzülürüm, hatta acırım. Sırf isimleri gündemde devam etsin diye yapmadıkları şaklabanlık, yaratmadıkları rezillik kalmaz.

Atatürkçü, çağdaş, laik ve hatta muhafazakár Türk kadını ve aile yapısı ne bunlar, ne de dinimizi bir kumaş parçasına indirgemeye kalkışanlardır. O yapı Türk örf ve ádetlerine bağlı, dinimize sonsuz saygılı insanlardan oluşur.

Ne onlar, ne ötekiler! Anlamak istemeyenler için yazdım, bizler işte böyleyiz.
Yazarın Tüm Yazıları