Terör yuvası orası, Avrupa

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

PKK terörü sürüp gidiyor. Çarşılar yakılıyor, araçlar bombalanıyor, masum insanlar öldürülüyor. Türkiye'de hiçbir yayın organı bu iğrençliğe destek veremiyor. Vermek istese bile veremiyor!

Ama ‘‘uygar’’ Avrupa'da durum farklı.

Özellikle Almanya bu açıdan başı çekiyor. Almanya'da yayınlanan ve PKK'nın yayın organı olan bir gazete her gün Türkiye'deki terör eylemlerini teşvik ediyor, manşetler atıyor, teröre övgü düzüyor.

Alman yetkililer bu gazeteyi görmüyor mu?

Bu nasıl iştir? Bu fikir özgürlüğü müdür? Nedir bu?

Terörde Anadolu insanı can veriyor. Bugüne kadar 40 bin'e yakın insanımızı yitirdik, binlerce insanımız sakat kaldı.

Bu rakama PKK'lı teröristler de dahil.

Ben, onların teşvikçilerini de ‘‘bizim insanımız’’ olarak görüyorum. Anadolu insanları.

Avrupa'da bu terörün binde biri olsaydı kıyamet kopardı. Teröre Avrupa'nın tuttuğu çanağın milyonda biri kendileri için tutulsaydı, ortalık birbirine girerdi.

***

Med-TV isimli televizyon, PKK adına yayın yapıyor, PKK'nın terör eylemlerini alkışlıyor, terörü açıkça teşvik ediyor.

Peki nereden yayın yapıyor bu Med-TV isimli televizyon kanalı?

Merkez stüdyoları Brüksel'de, yayın Londra'dan yapılıyor.

Terör gazetesi Almanya'da yayınlanıyor, terör televizyonu yayınını Belçika ve İngiltere üzerinden yapıyor.

Avrupa izin veriyor, Türkiye terör yaşıyor.

Bizim insanımız, Anadolu insanı, bunların yüzünden can veriyor.

Avrupa acaba utanıyor mu?

Türkiye'ye ‘‘demokrasi’’ ve ‘‘insan hakları’’ konusunda haftada bir nasihat verip heyetler gönderen Avrupa ülkeleri ve kuruluşları, acaba bu gerçeklerin farkında değil mi?

Ülkelerinde bu terör yayınlarına nasıl izin veriyorlar?

Nasıl, nasıl, nasıl?

MECLİS GÜLDÜRÜSÜ

Tekmili 36 kısımlık ‘‘küskünler güldürüsü’’ bugün Meclis çatısı altında devam edecek. Fakat iş şimdi yön değiştirdi ve Fazilet'in güdümüne girdi!

Küskünlerin tümü ve bu arada CHP, şimdi Fazilet'i ve Bay Erbakan'ı kurtaracaklar. Bu amaçla da, eğer sayıları yeterse seçimi erteletip Bay Erbakan'ın aday olmasını sağlayacaklar.

Eğer buna ‘‘Hayır’’ diyorlarsa, o takdirde tavırlarını bugünkü toplantıda net bir biçimde ortaya koymaları gerekir.

Şimdi şu tabloya bir bakınız! Bir ibret tablosudur! Birkaç örnek vereyim de, bu amaçla kimlerin kimlerle işbirliği içinde olduğunu iyice görünüz:

Ayseli Göksoy ile Salih Kapusuz!

Mümtaz Soysal ile Ömer Bilgin!

Hasan Denizkurdu ile Kubilay Uygun!

Emre Gönensay ile Korkut Özal!

Gencay Gürün ile Fethullah Erbaş!

Ne günlere kaldık, ne ittifaklara kaldık!

Bazıları seçimini erteletip milletin vekili olmanın dayanılmaz avantalarından bir süre daha yararlanmanın, diğerleri ise bunların zaafından yararlanıp Necmettin Hocaefendi'yi yeniden milletvekili seçtirmenin peşinde!

Vay vay vay!

CHP NEREDE?

Bu olayı sadece küskünlerin ve Fazilet'in çabası olarak görmeyin! Bunun ardında bir de CHP var. Şu bizim anlı şanlı, ‘‘Atatürk'ün partisi’’ CHP.

Neredeydi bu parti cumartesi günü yapılan Meclis toplantısında? Genel Başkan yok, Genel Sekreter yok, Grup Başkanvekilleri yok, bir adet parti yöneticisi yok.

Böylesine önemli bir Meclis gününde CHP ortada yok.

Ondan sonra da ‘‘CHP barajı geçemeyecek’’ kuşkuları gündeme geliyor.

Gelir elbette. Barajı da geçemeyebilir. Nesiyle geçecek? Hangi kararlılığı, hangi yürekliliği, hangi tavrı ve tabanına verdiği hangi güvenle geçecek?

Bay Erbakan ve Fazilet Partisi'ne cumartesi günü verdiği dolaylı destekle mi?

Yarabbim, koskoca CHP'yi bu duruma kimler nasıl düşürdü?

Burada partiyi ve onun inançlı tabanını suçladığımı sanmayın. Bütün suç CHP'yi yönetenlerde.

Bakınız, cumartesi günü bütün partiler Meclis toplantısına katılmıştı. Fazilet, ANAP, DSP, DYP, DTP, MHP, BBP... Hatta tek kişilik partiler bile. Beğenelim veya beğenmeyelim, hepsinin bir tavrı vardı.

Ortalıkta olmayan, toplantıya katılmayan, tavrını belli edemeyen tek parti CHP idi!

Ve katılmayarak bırakın küskünleri falan bir yana, o kritik oylamalarda Fazilet Partisi'nin ve Bay Erbakan'ın amaçlarına hizmet etmiş oldu.

Genel kurula bugün katılacaklarmış. Teşekkür ederiz!

***

Kitleler bir partiden boşuna soğumaz. Yüreklerini ve beyinlerini durup dururken partiden koparmaz. CHP'nin genel başkanı geçenlerde ‘‘Bizi bu duruma medya getirdi’’ gibi laflar ediyordu.

Yanılıyor. Medya hiçbir partiyi bu ölçüde aşağı çekecek güce sahip değildir. Keşke olsaydı.

Hatayı kendilerinde arasınlar. CHP'yi bu duruma yöneticileri getirdi. Çok yazık oldu.



Yazarın Tüm Yazıları