Seçim sonrası acı tablo

HANGİ parti iktidar olursa olsun, hiç fark etmez. Seçimden hemen sonra, yeni hükümet kurulmadan önce, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere su kesintileri başlayacak. Oy yitirmemek için kesintileri bile ertelediler.

Milleti afyonlamak için seçim öncesinde bol kepçe dağıttıkları kömür yardımı, gıda paketleri, alışveriş çekleri uygulamasına ara verilecek... Çünkü bütçede ve belediyelerde paralar suyunu çekti.

Hangi parti iktidar olursa olsun, hükümet kurulduktan sonra zamlar yağmur gibi yağacak. Elektrik, mazot, benzin, tüpgaz, doğalgaz, belediye hizmetleri, gıda maddeleri fiyatlarına zam yapılacak. AKP iktidar olursa kendi eserini (!) bu yolla temizleyecek, başka bir iktidar oluşursa, AKP’nin başarısının (!) hayrını görecek.

AKP iktidardan düşer ve zamları yeni hükümet yapmaya başlarsa hiç kimsenin "AKP gitti, zamlar başladı" demeye hakkı olmayacak... Çünkü oy uğruna ertelediler.

Kim gelirse gelsin zamları sineye çekeceğiz.

Ülkeyi yediler bitirdiler, beş yıl boyunca ulusal varlıklarımızı peşkeş çekerek, hiç utanmadan satarak durumu idare ettiler. Seçim öncesinde kesenin ağzını iyice açıp bütçeyi eksiye getirdiler.

VE GÖREVİNİ YAPANLAR

Sevgili okuyucularım, bizler görevimizi yaptık. Duruşumuzu bozmadan, korkmadan, çekinmeden, kelle koltukta yazdık, konuştuk, eleştirdik.

Kendi adıma söylüyorum, yazılarımı sadece yurt sevgisiyle, ülke çıkarları doğrultusunda yazdım. Korkmadım, kalemimi satmadım, ülkeyi yönetenlere, egemen güçlere ve bugüne kadar hiçbir iktidara yağcılık ve yalakalık yapmadım. Bir o yana, bir bu yana dönmedim, kıvırtmadım.

Omurgasız olmadım.

Karşımızda dev gibi bir tek parti iktidarı vardı ve pek çok kesimi korkutmuş, sindirmişti. Bizler bunların karşısına dikildik.

Bu görevi yerine getiren az sayıda gazete, televizyon kanalı, köşe yazarı ve muhabirin başına hep iş açmak istediler. Geçmişimizi didik didik ettiler, banka hesaplarımıza korsan girdiler, tehditler yağdırdılar, tetikçileri şantaj yapmaya yeltendiler. Yılmadık, hiçbiri tutmadı.

Yine kendi adıma söylüyorum, hayatım boyunca bir tek açığım olsaydı, alnımda bir tek leke bulsalardı, beni lime lime ederlerdi. Sadece bunlar değil, geçmişte eleştirdiğim nice iktidar sahipleri de aynı şeyi yapardı. Çok aradılar ama bulamadılar. Bir tek açığımı bulsalardı yıllardır yazdıklarımın binde birini bile yazamaz, sizin karşınızda olamaz, sokağa çıkmaya bile utanırdım.

* * *

Bu, seçim öncesinde son siyasi yazı. Yarın seçim var. Ya bir parti iktidar olacak, ya da koalisyon hükümeti kurulacak. Hiç kuşkunuz olmasın ki, kim kazanırsa kazansın ben burada asla yalakalık yapmayacağım, yanlışları olduğu sürece eleştirmeyi sürdüreceğim.

AKP, CHP, MHP, DP, Kürtçüler vesaire, hiç fark etmez.

Gazetecinin görevi suya sabuna dokunmayan, iktidarlara övgüler düzen, olumsuzlukların üzerine gitmeyen veya bilerek ıskalayan, bazı siyasetçiler gibi "Benim hırsızım iyidir, ben onu görmem" anlayışına sığınan, egemen güçleri yağlayıp yıkayan yazılar yazmak değildir. Eğer egemenlerden, iktidarlardan bir çıkarı yoksa!

Özellikle bizlerin konumunda olan, her gün milyonların karşısına çıkan köşe yazarı, eleştirmek, çarpıklığı göstermek, hırsızlığa, yolsuzluğa, haksızlığa, adaletsizliğe, ülkesinin soyulmasına karşı çıkmak, Cumhuriyet rejiminin ilkelerini korumak için vardır. Benim gazetecilik konumum ve anlayışım budur.

Pazartesi günü Türkiye’de -bugünden bilemediğimiz- herhangi bir iktidar olacak. Kim gelirse gelsin, hangisi olursa olsun, benim tarzım değişmeyecek. Taa ki devletin ve milletin parasını yasa tanımadan, kendisinin, ailesinin, yandaşlarının ve partisinin çıkarları doğrultusunda peşkeş çekip cukkalayan son hırsız bile hesabını verene kadar.

Gazetecilik görevimi bugüne kadar yaptım, bundan sonra da aynı doğrultuda yapacağım.

MHP korkusu dağları bürüdü

Şimdi düzmece anketler zamanı! Masa başında oturup anket üretiyorlar! AKP yüzde 48! Korku dağları bürüdü, bu yolla milleti etkilemeye kalkışıyorlar. Hem CHP’den, ama özellikle MHP’den korkuyorlar.

Üçüncü sınıf tetikçilerini ekranlara çıkarıp MHP’yi uyarıyorlar, çağrıda bulunuyorlar, rahmetli Alparslan Türkeş’in ismini kullanıp düzmece belgeleri kendi gazetelerinde ve ekranlarında yayınlıyorlar.

CHP
ve MHP geliyor. Her ikisi de bu iktidarın yolsuzluklarının, vurgunlarının hesabını soracaklarını açıkça ilan ettiler. Bundan geri dönüş yok. Dokunulmazlıklar kalkacak, hırsızlar Ağır Ceza Mahkemeleri ve Yüce Divan’da yargılanacak. Türkiye’nin beş yıl boyunca nasıl soyulduğu, yandaşlara, işbirlikçilere ve yabancılara nasıl peşkeş çekildiği, iktidar sahiplerinin malı çoluk çocuk, aile boyu nasıl götürdüğü yargı önünde belgelenecek.
Yazarın Tüm Yazıları