TÜRKİYE’nin, Türk devletinin ve Türk milletinin kimler tarafından nerelere sürüklenmek istendiğini her gün hayretle, ibretle, dehşetle ve acıyla izlemeyi sürdürüyoruz.
İçeride ve dışarıda üzerimizde oynanan oyunlara şimdi bir yenisi daha eklendi: Eyalet sistemine geçelim!
Paşamız Marmaris’ten konuşmuş, eyalet sistemine geçmemiz gerektiğini vurgulamış! Sekiz eyaletin adını bile sıralamış: Ankara, İstanbul, İzmir, Erzurum, Adana, Eskişehir, Trabzon ve özellikle Diyarbakır!
Eyaletler kurulunca (!) her birinin ayrı yönetimi olacak...
Belki simgeleri, bayrakları olacak. (Örneğin, Ankara eyaleti AB yıldızları ve kubbeli, minareli, baş aşağı ay’lı hilkat garibesi simge! Diyarbakır eyaleti PKK bayrağı!)
Valileri, yargı organlarını, hákim ve savcıları oranın halkı seçecek...
Bütçeleri, meclisleri, yönetim birimleri ayrı olacak...
Ve kendi çıkardıkları yasaları olacak...
Bu iş açıkça Diyarbakır eyaleti için pazarlanmaktadır.
Bu işin sonunu ne eyalet oyuncağını önerenler, ne bu konuda hayal kuran sapkınlar, ne eyalet kurulmasını tartışmaya açanlar, ne de başkaları bilir.
Bunun sonu hüsrandır. Ayrılıktır. Bölünmedir.
Üzerimizde oynanmak istenen son oyun bu. Şimdi hiç kuşkunuz olmasın ki, başımızda binbir bela yokmuş gibi piyasaya bir de eyalet goygoycuları çıkacak.
Vatana ihanet bu değil de nedir?.. Ve Kenan Evren bu işe 90 yaşında nasıl alet olmaktadır? DTP’nin, Kürtçülerin bile sözünü etmekten ürktüğü konuyu nasıl dile getirmiştir?
* * *
Ankara’da parti kongresi toplayıp nutuk atıyorlar. "Kuvayı Milliyeci mantığa karşı durmamız gerekiyor... Sayın Öcalan’a af... Genel af çıkarılsın... PKK’ya siyaset özgürlüğü verilsin..." gibi laflarla milletin sinirini bozuyorlar.
Milyonlarca insanla, üstelik devletle de alay ederek ırkçılık sergiliyorlar, Kürtçülük yapıyorlar... Çünkü biliyorlar ki AB ve ABD arkalarında.
Adam Diyarbakır’da nutuk atıyor, "Türk ordusu tarafından Kerkük’e yapılacak bir saldırıyı Diyarbakır’a yapılan bir saldırı olarak kabul ederiz" diyebiliyor.
ABD Dışişleri Bakanı, Kuzey Irak’tan inadına Kürdistan diye söz ediyor. PKK için Kürdistan İşçi Partisi deyimini kullanıyor.
AB olayın zaten bire bir arkasında ve Kürtçülük olayının destekçisi. İki paralık Barzani ve Talabani, Türkiye’ye posta koyabiliyor.
Şimdi başımıza bir de eyalet belası açılmak isteniyor ve ne acıdır ki, bu oyuna Kenan Evren alet oluyor. Rastlantılar zincirine bakın ki, bunlar tam da Kıbrıs, AB, Ermeni konularındaki yenilgilerimizle çakışıveriyor!
* * *
Acaba günümüzün başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan, bu "eyalet sistemi" konusunda ne düşünüyor? Önümüzdeki günlerde ne diyecek? Ne diyeceğini elbette bilmiyoruz. Çok da önemli değil. Ama geçmişte ne dediğini size "2. Cumhuriyet Tartışmaları" isimli kitaptan somut belgesiyle vereyim. Kitapta kendisiyle yapılan söyleşiyi özetliyorum:
- "RTE: Şu anda Türkiye’de 27 etnik grup yaşamakta. Bu 27 etnik grubun da varlıklarının tanınması gerekmektedir. TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR GİBİ TEZLER YANLIŞTIR.
- Soru: Bu değişim sürecinde eğer ülke içinde yaşayan bazı grup insanlar milli yapı içerisinde kalmak istemezlerse ne olacak?
- RTE: Onun kararını yine halk verecek.
- Soru: Örneğin, Kürtler biz ayrı yaşamak istiyoruz diyebilirler...
- RTE: Bu durumda belki Osmanlı eyaletler sistemi benzeri bir şeyler yapılabilir.
- Soru: Bağımsızlık isterlerse? Tamamen ayrılmak isterlerse?
- RTE: Böyle bir bağımsız yapıyı kurma kudreti varsa kurar..."
Evet, eyalet sistemi konusunda başbakanınız geçmişte bunları söylüyor, eyalet sistemine yeşil ışık yakıyordu.
Pek çok konuda "değiştiğini" biliyoruz! Acaba bu konuda değişti mi, değişmedi mi!
Vallahi onu şu anda bilemiyoruz.
* * *
Sevgili okuyucularım, Türkiye Cumhuriyeti’nin iç ve dış çevreler tarafından nasıl ketenpereye getirilmek istendiğini, başta TCK’nın 301.maddesi olmak üzere üzerimizde nasıl oyunlar oynandığını iyi izleyin, iyi bilin, iyi görün.
Siz bakmayın ekranlardan ve sayfalardan sıkılan palavralara, okunan pembe masallara. Bu tezgáhlar bir ülke ne zaman en zayıf durumdaysa, o zaman gündeme getirilir.
Şimdi bizi yöneten bu aymazlar sayesinde bu utanç sürecini yaşıyoruz. Daha da bir süre yaşayacağız.