SEVGİLİ okuyucularım, Türkiye’nin kalbi önümüzdeki pazar günü İzmir’de atacak.
Öylesine görkemli bir Cumhuriyet mitingi yapılacak ki, belki Tandoğan ve Çağlayan’ı bile geride bırakacak... Ve Ege’nin yurtsever insanları bu kez ellerindeki Türk bayraklarını, Atatürk resimlerini ve AKP iktidarıyla ilgili posterlerini İzmir’de açacak.
Kırmızı beyaz devrim orada devam edecek.
İzmir, önümüzdeki pazar günü, kendilerine hiç utanıp sıkılmadan "gavur İzmir" diyen iktidar yetkililerine hak ettikleri dersi fazlasıyla verecek.
Genci, yaşlısı, erkeği, kadını, işçisi, memuru, esnafı, çiftçisi, öğrencisi ile birlikte...
O gün aynı zamanda Anneler Günü. Tayyip Erdoğan Mersin’de kendisine "Anamız ağladı" diye yakınan çiftçiyi "Al ananı da git" diye kovmuştu.
İzmir mitingine on binlerce ana da evlatlarıyla katılacak. Bakalım Beyefendi’nin gücü onlara da "Alın ananızı da gidin" demeye yetecek mi!
* * *
İzmirli Hürriyet okurlarından çok ilginç mesajlar geliyor. İki ezeli rakip Karşıyaka ve Göztepe’nin ateşli taraftarları da mitinge katılıp topluca ve el ele Cumhuriyet ve laiklik sloganları atacakmış.
Okuyucum Barış Tezer’den aldığım mesaj:
"Pazar günü Anneler Günü nedeniyle, Cumhuriyet mitingi öncesinde Ata’mızın biz Karşıyakalılara emaneti olan Zübeyde anamızın mezarını topluca ziyaret edip oradan mitinge gideceğiz. Atatürk’e layık evlatlar olduğumuzu göstereceğiz.
Atatürk’ün ilkelerine ve Cumhuriyet’e sahip çıktığımız için bunlar bize ’gavur’ dediler. Bizler pazar günü, ’gavurluğumuzla (!)’ gurur duyduğumuzu haykıracağız."
Evet, İzmir ve Ege’de pazar günü yer yerinden oynayacak. Şaşkına dönen Tayyip Erdoğan miting sonrasında Mustafa Kemal Atatürk’ün yüz binlerce evladı için belki yine konuşacak ve "Bunlar bizim çelik çomak oynattığımız bindirilmiş kıtalar" diyecek!
Cumhuriyet mitingini bazı televizyon kanalları canlı yayınlayacak. Başta kendisi olmak üzere Bülent Arınç, ABdullah Gül vesaire gibi elemanlarının da ekran başında izlemelerini -ve eğer yürekleri yeterse- ders almalarını tavsiye ederim.
TEMMUZ SEÇİMİ!
YÜKSEK Seçim Kurulu (YSK) Türkiye gerçeklerini hiçbir biçimde dikkate almadan seçim tarihi ilan etti. Türkiye’de yaz aylarının göbeğinde seçim olmaz. Bugüne kadar da sadece bir kez oldu.
Tek parti döneminde 21 Temmuz 1946 seçimi. Bundan tam 61 yıl önce!
Bu ülkede seçim ayları bellidir. Nisan, mayıs, ekim ve bazen de, son seçimde olduğu gibi kasım.
22 Temmuz’da yüz binlerce aile tatilde olacak. Sıcak yörelerin insanları yaylalara çıkacak. Tarım işçileri yüzlerce kilometre ötede çalışıyor olacak.
Üniversite öğrencilerinin seçmen kayıtları üniversitelerin olduğu yerlerde yapıldı. Yüz binlerce öğrenci temmuz ayında tatilde.
Siz bu büyük kitleleri 22 Temmuz günü oy vermek için seçim bölgesine nasıl getirteceksiniz?
Burada bir konuyu açıkça yazmak gerekiyor:
Tatile çıkan kesimler, çoğunlukla AKP’ye oy vermeyecek olanlar. AKP şimdi bu durumu ellerini zevkle ovuşturarak izliyor ve Yüksek Seçim Kurulu’na, açıkladığı bu tarih için teşekkür ediyor! Elbette açıktan değil, içlerinden!
* * *
Şimdi gündemde çok önemli ve mutlaka açıklık kazanması gereken bir soru var:
Seçim günü şu veya bu nedenle evinde, yani seçmen kaydının yapıldığı yerde olması mümkün olmayanlar ne yapabilir? Kayıtlarını şimdiden alıp 22 Temmuz günü bulunacakları yerlere götürmeleri ya da göndertmeleri mümkün müdür?
Evet mi, hayır mı?
Teknik bir konudur. Ben bu sorunun yanıtını bilemiyorum. Hiç kimse bilmiyor. Dolayısıyla, YSK bu konuda açıklama yapıp yol göstermekle yükümlüdür.
Burada bir konuyu sık sık vurgulayacağım:
Lütfen önleminizi şimdiden alın ve işinizi, tatilinizi, her şeyinizi 22 Temmuz’da oy kullanacak biçimde ayarlayın.