Paylaş
Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'i bir kez daha kutluyorum. Kendini her şeyin ve özellikle ulusal onurun üzerinde gören şımarık Amerika'ya verdiği yanıt muhteşemdi.
Anayasa Mahkemesi, Refah Partisi davasını önümüzdeki haftalarda karara bağlayacak. Bu bizim sorunumuz. Tamamen hukukla ilgili. Mahkeme şu veya bu doğrultuda bir karar verecek.
Amerika ise yırtık şeyden çıkar gibi yine piyasaya çıkıyor ve Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün ağzından Türkiye'ye nasihat gönderiyor:
‘‘Türkiye'deki çok partili sisteme güveni yaralayıcı bir karar, kaygılandırıcı olur.’’
Diplomatik bir dille söylenen ve ‘‘Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla’’ demek olan bu sözlerin Türkçe çevirisi şöyle:
‘‘Refah Partisi'ni kapatmayın.’’
Size ne? Siz kimsiniz?
***
Bu utanmazlığa Yekta Güngör Özden en güzel yanıtı verdi:
‘‘Değil Türkiye'de, dünyada bile Anayasa Mahkemesi'ne etki yapacak kurum yoktur. Türkiye, Amerika'nın uydusu veya uşağı değildir.’’
İşte, adına ‘‘Ulusal onur’’ denilen ve ülkemizde giderek yok olan kavram budur.
Amerikan Devleti'nin resmi sözcüsü taaa oralarda piyasaya çıkmış, ahkâm kesiyor. Türkiye'de yargının vereceği bir karar üzerine şimdiden ambargo koymaya yelteniyor. Bunu da nasihat verircesine ve küstahça yapıyor.
Ne acıdır, Refah Partisi'nin avukatlığını artık Amerika üstleniyor!
Amerika'nın korumasına sığınan sayın partimizde ise tık yok! Her gün dümdüz gittikleri Amerika şimdi onların işine gelen bir laf ettiği için içlerinden alkış tutuyorlar...
‘‘Yaşa, varol Amerika’’ diyorlar ama sessizce ve kendi aralarında diyorlar.
Ayıp olur diye sesli alkış tutamıyorlar!
İnşallah onu da yaparlar. Anayasa Mahkemesi kapatma kararı vermezse, Beyazıt Meydanı'nda bir namaz sonrasında hep birlikte toplanırlar, yeşil bayrakları açarlar, ‘‘Amerika'ya teşekkür mitingi’’ düzenleyip takdir duygularını açıktan belirtirler.
Bazen yaktıkları Amerikan bayrağını bu kez göndere çekerler!
Yaşasın Amerika!.. Çok yaşasın Refah Partisi'nin avukatı Amerika!
İ. MELİH'İN CEZASI!
Önümüzdeki pazar günü yapılacak nüfus sayımı için Ankara'daki İ. Melih yine kendince esip gürlemiş!
Kendisini ciddiye alan pek kimse olmasa da, söylediği sözler gerçekten komik. Bunları, kendi partisinin yayın organı olan gazeteden aktarıyorum:
‘‘Pazar günü Ankara dışında olacaklar dikkat etsinler!.. Sayılmayanlar not edilecek. Onlardan su parası 10 yıl boyunca altı kat pahalı, doğalgaz ücreti yüzde yüz zamlı alınacak. Abone olmayanlara doğalgaz bağlanmayacak. Temizlik vergisini en üst kademeden ödeyecekler. Ayrıca gecekonduların tapuları ve tapu tahsis belgeleri iptal edilecek. Ankara dışına yolcu götüren yolcu otobüsleri, dönüşte Ankara'ya sokulmayacak. Aileden bir kişi bile eksik olsa bunları yapacağım...’’
Vay be, adam İ. Melih değil, adeta Dördüncü Murat!
Su parasını altı kat, doğalgaz parasını bir kat fazla alacakmış, gecekondu tapularını iptal edecekmiş!
Gülerler adama, gülerler!
Bir belediye başkanı bu kadar komik olabilir mi? Böylesine boş konuşabilir mi?
Örneğin pazar günü ben Ankara'da olmayacağım. İ. Melih eğer sözünün eri biriyse, benim su makbuzumu, doğalgaz makbuzumu zamlı tarifeden göndersin de, boyunu görelim!
Bu sözlerinin gerekçesini de şöyle açıklıyor:
‘‘Sayımda Ankara'nın nüfusu ne kadar fazla çıkarsa, bizim o kadar avantajımız olur ve devletten o kadar fazla para alırız...’’
Devletten kelle başı daha çok para almak çok önemlidir. Parayı çok alacaksın ki, Alfagas gibi imalathanelere birkaç trilyon daha fazla ödeyesin! Muradiye Vakfı gibi şeriatçı kuruluşlara daha çok para akıtasın!
İ. Melih bir de telefon numarası veriyor ve o gün Ankara'da olmayanların bu numaraya ihbar edilmelerini istiyor! Muhbir vatandaşlar pazar günü telefon edecek:
- Alooo, İ. Melih sen misin? Bizim yan komşu köyüne gitti. Bu ihbar karşılığı ikramiyemi isterim!..
***
İ. Melih bir zamanlar o ekran senin, bu ekran benim gezip durur ve sağa sola sert çıkardı!
‘‘Bir ajans kuruyorum. Kameralarımı falancanın filancanın peşine takacağım. Görsünler bakalım günlerini...’’
Sonra davaları birbiri ardına yiyince, mahkemelerde hesap vermeye başlayınca, suspus oldu. Eğer ajansını kurduysa, kameralarını bugünden tezi yok Ankara'nın çıkış noktalarında pusuya soksun ve kentten gidenleri tek tek belirlesin!
Ondan sonra da, gidenlere su ve doğalgaz makbuzlarını zamlı tarifeden bindirsin! Tapularını iptal etsin!
***
Unutmayın ey ahali, Ankara'da İ. Melih gibilerin ‘‘Adil düzen’’ döneminde yaşıyoruz. Komedinin ve rezaletin böylesi hiçbir dönemde görülmedi.
Nitekim İçişleri Bakanı Başesgioğlu bile dün açıklama yapıp ‘‘Söyledikleri hukuka aykırı. Böyle bir yetkisi yok’’ demek zorunda kaldı.
Vallahi bizi çok güldürdün İ. Melih!
Sen neymişsin be İ. Melih!
Seni gidi milli görüşçü, adil düzenci, fıskıyeci İ. Melih!
Paylaş