Paylaş
Refah kapatıldıktan sonra yeni kuracakları partinin başına kim gelecek? Vallahi şimdiden post kavgası başladı. Hiç olur mu canım, insan bir genel başkanlık için hocasını mocasını kırar mı?
El Tayyip vakitsiz öten horoz olunca hemen yanıtını aldı.
Kibarca ‘‘Sana yedirmeyiz’’ dediler.
Necmettin Bey karşı çıktı.
Dünkü Posta Gazetesi'nin manşeti çok ilginçti:
‘‘Hoca'nın saz takımı.’’
Refah'ın yerine kurulacak partide imaj değişikliği olacakmış, bu nedenle yeni isimler alacaklarmış. Bu isimler partiyi ‘‘şirin’’ gösterecekmiş. Alınması düşünülen isimlerden bazıları şunlarmış:
Nuri Sesigüzel, Ahmet Özhan, Burhan Çaçan, İzzet Altınmeşe.
Ayrıca milli mankenlerimizden Gülay Pınarbaşı da ekipteki yerini almaya hazırlanıyormuş. Eski dansözlerden Leyla Sayar'ı da unutmayalım. O da örtündü, onu da alabilirler.
Ayrıca bizim televizyon kanallarında reytingi çok yüksek olan Hülya Avşar'la Sibel Can'a da teklif götürmeye değer.
***
Posta Gazetesi'ndeki haberin devamı daha da ilginç. Yeni partiye ayrıca bazı gazetecileri de almayı düşünüyorlarmış. Bu isimlerden bazıları şunlarmış:
Ahmet Altan, Ayşe Önal, Nazlı Şirin (Ilıcak), Ali Bayramoğlu, Cengiz Çandar.
Çok isabetli olur, ama bence, özellikle gazeteciler konusunda eksik var. Ben onların yerinde olsam, bu vatanın değerli evlatları olan Liboş Mehmet, Mehmet Altan, Mehmet Ali Ilıcak, Mehmet Ali Birand dörtlüsünü de mutlaka transfer ederim.
Bunları ‘‘Dört Mehmet'ler’’ ya da ‘‘Kare As’’ ismiyle Anadolu'ya salar, böylece Türkiye'nin yüzde 100'ünü partime üye kaydederim.
Bunlarla da yetinmem, Melek Hanım'ın tosunu olan insanüstü yaratığı(!) da mutlaka partiye alırım.
Onun yanına tüccar gazeteci İlnur Çevik'le birlikte takkeli liboş adıyla tanınan, vaiz Fethullah Bey'in sağ kolu Fehmi Koru'yu eklerim.
Kadroya ayrıca saygın ve uyanık işadamı Ahmet Özal ve amcası Korkut'u da dahil ederim. İktidara oynayan Yeniden Doğuş Partisi'nin genel başkanı Hasan Celal Güzel'i de unutmam.
Sonra, sanatçılardan, gazetecilerden, siyasetçilerden ve işadamlarından oluşan bu seçkin grup için her gece bir ilde salon kiralayıp konserler verdiririm, söyleşiler yaptırırım, nutuklar attırırım.
Şarkılar ve türküler bittikten sonra gazetecilere sahne aldırırım.
Örneğin, misafir sanatçı Tansu-Özer ikilisini Liboş'la Nazlı'nın karşısına oturtup düzmece ve şike sorularla söyleşi yaptırır, onlara yağ çektiririm.
Sonra aynı ikili, Necmettin Bey'le söyleşi yaparlar. Çanak tutan sorularını bu kez Hocaefendi'ye sorarlar, onu bir güzel aklayıp paklarlar.
***
Bu kadro, yeni kurulacak partiyi kesinlikle iktidara taşır. Ancak kendilerine tavsiyem, bu arada çok iyi bir genel başkan seçmeleridir. Refah kapatıldıktan sonra bu genel başkan kim olabilir?
Benim kafamda bir tek aday var.
İ. Melih!
Bu şahsı seçerlerse, büyük başarı elde ederler. Ankara'yı ne duruma getirdiyse, Türkiye'yi de ona benzetir ve olur biter!
Genel başkan olunca, bu kez milyonlarca insanı mahkemeye verir, kazandığı paralarla Boğaz Köprüsü'nü satın alır ve para basan turnikeler yeni kurulacak parti için çalışır.
Bu yazıda geçen isimleri dikkate alsınlar, bunlar üç aya kalmaz kesin iktidar olurlar.
Böylesine seçkin bir kadroya askerler bile alkış tutar!
Haydi, yolunuz açık ossun!.. Türkiye Cumhuriyeti size kurban ossun!
SİHİRBAZ GÜNEŞ
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner, sihirbazlığa merak saldı. Gittiği her yerde sihirbazlık gösterileri yapıyor.
Lokantaya mı gitti, hemen yanında taşıdığı çantadan aletler çıkarıyor, bul karayı al parayı yapıyor. Yemek yiyenler kendisine alkış tutuyor!
Evine gelen konuklarını aynı numarayla ağırlıyor.
Ankara'da IMF heyeti ile yapılan resmi görüşmelerde yine sihirbazlık yapıyor. IMF heyeti şaşkın, neşesini buluyor!
Aletleri Amerika'dan satın alıp buraya getirmiş.
***
Elinde tuttuğu ip, bir anda metal çubuk oluyor!.. Bir başka ipi bıçakla kesiyor, sonra ‘‘Hop’’ diye bağırınca ip yeniden tek parça oluyor.
Okus pokus!
Sizden dolar isteyip üzerine bir rakam yazdırıyor. Sonra onu metal bir çubuğun içine sokup kilitliyor ve aynı doları cebinden çıkarıyor.
Ne sihirdir ne keramet, el çabukluğu marifet!
IMF heyeti, Güneş'in bu numaralarını şaşkınlıkla izledikten sonra herhalde Washington'a rapor gönderiyor:
‘‘Müthiş bir sihirbaz. İnanılmaz numaralar yapıyor. Muhteşem bir el çabukluğuna sahip. Bizi çok eğlendirdi. Ancak bir tek kusuru var, ekonomiden hiç anlamıyor.’’
O kadar kusur kadı kızında da olur!
Hem el çabukluğu yapıp eğlendiren, hem de ekonomiden anlayan birini nereden bulsun Mesut Yılmaz büyüğümüz! Buna da şükür.
***
Güneş, televizyon söyleşileri için peşin 5 bin dolar alıp Güneydoğu'ya gönderiyordu.
Ben onun yerinde olsam, her gece Amerikan ve Avrupa televizyonlarına çıkıp sihirbazlık yaparım. Elin gâvurundan program başına en az 1 milyon dolar alır ve bütçe açığını bu yolla kapatırım! Bütün dünya bu programları izler, onu ekrana çıkaranlar reyting alır:
‘‘Şimdi karşınızda Türk ekonomisinin büyük sihirbazıııı, enflasyon canavarınının gıda mühendisiiii, heykeli dikilecek Türk büyüğüüüüüü.... Güneeeeş Taneeeeer...’’
Okus pokus, okus pokus!
Paylaş