Paylaş
SEVGİLİ okuyucularım, gazetecilik görevi gereği, Ankara'da bazen çeşitli ülkelerin diplomatları ile bir araya gelip sohbet ediyoruz ve bazı çok acı gerçekleri onlardan öğreniyoruz. Her umre ve hac zamanı öncesinde özellikle Ankara'daki Arap ülkelerinin diplomatları, başta Suudi Arabistan, korkunç bir sıkıntı yaşıyor.
Bazı bakanlar, parti genel başkanları ve milletvekilleri doğrudan Suudi Arabistan Büyükelçiliği'ne başvurup yakınları için hac vizesi istiyor. Bazıları diğer Müslüman büyükelçileri devreye sokup aracılık yaptırıyor.
En başta Suudi Arabistan, Ankara'daki İslam ülkelerinin büyükelçilikleri büyük sıkıntı yaşıyor ve bunlarla alay ediyor. Bu durum ülkemizi rencide ediyor.
Bu milletvekillerinden çoğunun hacca gitmek isteyen yakınları, partili yandaşları, delegeleri ve adamları var. Bunlar Diyanet İşleri Başkanlığı'na yeterli sayıda verilen kontenjanlar yerine Suudi Arabistan Büyükelçiliği'ne yalvarıp yakarma mektupları yazıyorlar, büyükelçiliğin kapısını aşındırıyorlar ve torpille vize istiyorlar.
Mektupların bazıları İngilizce, bazıları Türkçe.
İçlerinde, hele İngilizce olanlarda inanılmaz hatalar var.
Hatta çoğu, Ankara'daki Suudi Arabistan Büyükelçisi'nin ismini bile farklı yazıyor. İşte size birkaç örnek:
Muhammed Abdurrahman El Bassam, Mohamed Ali Bassam, Mohammed Al Bassam, Muhammed Bessam, Muhammed Albasan...
Başvuruların tamamı TBMM başlıklı resmi káğıtlarla yapılıyor.
Çoğu el yazısı, bir bölümü daktilo.
Hepsinin ilişiğinde bir isim listesi var.
‘‘İlişikteki isimlere vize verilmesi...’’
Bazen iki ayrı milletvekili, aynı isimler için vize istiyor.
Örneğin Mevlüt Bozkurt ve Mürüvvet Bozkurt isimleri iki ayrı Fazilet'li milletvekilinin, Ahmet Derin ve Sait Açba'nın torpil mektuplarında yer alıyor.
Bunlar çok önemli kişiler olmalı!
Torpil mektuplarının hepsinde, TBMM'deki unvanları da yer alıyor:
‘‘Doç. Dr. Sait Açba. Afyon milletvekili. Plan ve Bütçe Komisyonu Sözcüsü.’’
‘‘Cengiz Altınkaya. ANAP Genel Başkan Yardımcısı, Aydın milletvekili.’’
‘‘Seyit Haşim Haşimi. Diyarbakır milletvekili. İnsan Hakları Komisyonu üyesi.’’
‘‘Recai Kutan. Fazilet Partisi Genel Başkanı.’’
Bu sıfatlar mutlaka çok etkileyici oluyor!
Kutan üç kişi için vize torpili istiyor. Bunlardan biri İhsan Fincan, Ankara'da EGO Genel Müdürü... Ve onun eşi ile çocuğu. Torpil mektubunda hiç sıkılmadan ‘‘Bu kişilerin Fazilet Partisi üyesi’’ olduklarını vurguluyor. (The people whose names are given below are members of our party.) Vay vay vay! Suudi elçiliğinden particilik yaparak Hac vizesi almaya çalışıyor.
* * *
Peki kimler, hangi bakanlar, hangi genel başkanlar ve milletvekilleri kendi imzalarıyla vize torpili istiyor? Bildiklerim şunlar:
FP Genel Başkanı Recai Kutan, ANAP'lı Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, DYP milletvekilleri Erdoğan Sezgin, Necmi Hoşver, Sebahattin Karakelle, İsmail Karakuyu, Necati Yöndar, ANAP milletvekilleri Seyit Haşim Haşimi, Cengiz Altınkaya, Fazilet milletvekilleri Sait Açba, Ahmet Derin, Mehmet Özyol, Şeref Malkoç, Yakup Budak, Mahmut Göksu, Mahfuz Güler, Yaşar Canbay, Kemal Albayrak, Osman Yumakoğulları.
Fazilet milletvekili Sait Açba, torpil mektubuna Arapça yazıyla başlıyor ki, daha etkili olsun!
* * *
Milletimizin koskoca vekilleri Suudi Arabistan Büyükelçiliği'nin kapısını aşındırıyor. Onlarcası başvuruda bulunuyor. Telefonla taciz ediyorlar. Karşı taraf çoğu zaman telefona çıkmıyor. Ayrıca diğer İslam ülkelerinin diplomatlarını da Suudi'lere torpil için devreye sokmaktan utanmıyorlar. Bazıları, mektuplarını ve ricalarını onlar aracılığı ile gönderiyor. Bazıları da büyükelçilik kapısına geliyorlar, içeriye alınmıyorlar.
Dahası var. Bu adamlar İngilizce bilmiyor, Türkçe de bilmiyor. Birkaç örnek vereyim:
Cengiz Altınkaya, Büyükelçi'ye yazdığı mektupta ‘‘Saudiya Arabiya Büyükelçisi’’ diye hitap ediyor!
Mahmut Göksu İngilizce yazmış:
‘‘Embassy of Kingdorn of Saudi Arabia.’’ Sözcük ‘‘Kingdorn’’ değil ‘‘Kingdom’’ olacak.
Recai Kutan'ın birkaç satırlık İngilizce mektubunda bir sürü hata var.
* * *
Bütün bunlar Ankara'daki İslam ülkeleri diplomatları arasında biliniyor. Adamlar isyan ediyorlar, ‘‘Sizin siyasetçileriniz Hacca bile siyaset karıştırıyor’’ diyorlar!
Bizimle alay ediyorlar. Ama bu kez alay edilen kişiler bakanlar, parti genel başkanları ve milletvekilleri.
Hacca gitmek isteyen yakınları, partililer ve delegeler için Diyanet İşleri Başkanlığı'nı ıskalayıp yabancıların önünde ricacı olanlar, eğilip bükülenler, torpil isteyip Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni bile küçük düşürenler.
Aslında kendileri küçük düşüyor. İşte, Türkiye'yi bunlar yönetiyor!
Paylaş