SEVGİLİ okuyucularım, bugün size ancak Türkiye’de olabilecek bir olaylar zincirinden söz edeceğim. Tamamı belgelidir. Hele yargı bölümü muhteşem! Ankara’da bir Süper Lig takımı var. Ankaraspor A.Ş.
Ortanın altında bir takım. Belediye takımı. Seyircisi, destekçisi yok. "Onursal" başkanı Melih Gökçek! Futbol şubesinin başında oğlu Ahmet Gökçek var! Şimdi olayımızı adım adım götürelim.
Bu takım ev sahibi olduğu maçlarını 19 Mayıs Stadı’nda değil, Ankara’ya 30 kilometre uzakta ASAŞ isimli özel sektör stadında oynamak istiyor. Ancak Futbol Federasyonu buna izin vermiyor. Şimdi adım adım gidelim, komediyi izleyelim!
1- Tarih 4 Şubat Pazar: Ankaraspor ev sahibi. Ankaragücü ile 19 Mayıs Stadı’nda maçı var. Maça Ankaragücü seyircisi gelmesin diye bilet fiyatlarını 150-200-250 lira yaptılar. Sanki dünya kupası finali oynanacaktı! Nitekim maça sadece 123 seyirci gelebildi ve Ankaragücü kazandı.
2- Tarih 16 Şubat Cuma: Ankaraspor üyesi olduğunu iddia eden Emrullah Ayaz isimli biri, Ankara’da mahkemeye başvurdu ve kulübün maçlarının özel ASAŞ stadında oynanması için mahkemenin karar vermesini istedi. Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi bu başvuruyu binlerce dosyanın arasında jet hızıyla inceledi ve aynı gün karar verdi: "Ankaraspor bundan sonra maçlarını ASAŞ’ta oynayacaktır." (Esas 2007/12 D.iş.Karar 2007/12 D.iş.)
Bu karar hemen yazıldı, Futbol Federasyonu’na aynı gün mesai saati bitimine iki dakika kala, saat 16.58’de yine jet hızıyla tebliğ edildi! Hiç kimse yakınmasın, yargıda işler "çok çabuk" yürüyordu! Mahkeme dilekçeyi incelemiş, kararını derhal vermiş ve tebligat aynı gün yapılmıştı! Maça sadece 22 saat kala stat değiştirilmişti. Böyle bir karar ilk kez verilmişti! Futbol Federasyonu şaşkındı. Gece yarılarına kadar süren toplantılar yapıldı ve ortada yargı kararı olduğu için maçın orada oynatılmasına karar vermek zorunda kaldı.
3- Tarih 17 Şubat Cumartesi: Ankara’nın bütün semtlerinde belediye araçlarından hoparlörle anonslar yapılıyor, yarınki Ankaraspor-Gençlerbirliği maçı için ASAŞ stadına ücretsiz otobüsler kaldırılacağı, ayrıca gelen herkese top ve forma armağan edileceği duyuruluyordu. Büyükşehir, devletin ve milletin parasıyla takımına seyirci topluyordu.
Ne de olsa, görülmemiş bir hızla elde etmeyi başardıkları mahkeme kararı ceplerindeydi!
4- Tarih 18 Şubat Pazar: Ankara’nın dört bir yanından ücretsiz belediye otobüsleri, Melih Gökçek’in takımının maçına doğru yola çıkarıldı! Yüzlerce belediye otobüsü bedavaya seyirci taşıdı. Maçın bilet fiyatları ise komikti: 50 kuruş ve bir lira! Bu yöntemle stada 15 bin kişi ücretsiz taşındı. Ayrıca içeri giren herkese bir adet Ankaraspor forması, çıkışta ise herkese bir top verildi. Fakat Ankaragücü’ne olduğu gibi Gençlerbirliği’ne de yenildiler.
Bu paralar, bu harcamalar nereden karşılanmıştı?Belediye bu iş için kaç lira ödeme yapmış, masrafa girmişti?Bunların hesabını kim soracaktı?Bir önceki Ankaragücü maçına seyirci gelmesin diye 250 lira fiyat koyanlar, Gençlerbirliği maçında bu rakamı nasıl 50 kuruşa indirmişti?
İki maçta da ev sahibi aynı takım ve bilet fiyatları arasındaki uçuruma bakın! Ankara’da herkesin gözü önünde bunlar oluyordu!
5- Günlerden 19 Şubat Pazartesi: Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi kararından şaşkına dönen Futbol Federasyonu avukatları, aynı mahkemeye itiraz dilekçesi verdiler. Özetliyorum:
"Başvuruda bulunan şahsın kulüp üyesi olup olmadığı bile belli değildir. Bu bile araştırılmamıştır. Mahkemenin muhatabı, anonim şirket olan kulüp tüzel kişiliğidir. Kulübün böyle bir başvurusu yoktur. Güvenlik ve uygunluk belgesi olmayan hiçbir statta maç oynanamaz. FIFA ve UEFA kararları da böyledir. Mahkemeler bu yolda karar alamaz. Yetki tamamen özerk Federasyon’a aittir. Yasalara, yönetmeliklere, yargı kararlarına ve uluslararası kurallara aykırı olan bu kararın derhal kaldırılması..."
6- Günlerden 27 Şubat Salı: Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi o gün itirazı görüşecek ve karara bağlayacakmış!
* * *
Bugün size ilginç, sadece Ankara’da olabilecek bir olayı anlattım. Bu olayın parasal maliyeti Ankara Büyükşehir Belediyesi açısından nedir? Bu harcamalar yasal mı? Değirmenin suyu nereden geliyor?
Ama burada vurgulamak istediğim çok önemli bir konu daha var. Bundan sonra hiç kimse "yargı yavaş çalışıyor" demesin! Gerektiğinde yargı jet hızıyla çalışıyor. Dilekçeyi okuyor, kararını anında veriyor, karar yazılıyor ve tebligat işlemi bile aynı gün bitiriliyor. Yeter ki işinizi iyi bilin...