Mankenlerimiz!

30 Nisan günü İstanbul’da tesettür defilesi yapılacak. Defilede ünlü ve anlı şanlı mankenlerimiz sıkmabaşlarla, topuğa kadar pardösülerle boy gösterecek.

Parayı veren düdüğü çalar!

O mankenlerin pek çoğunun vıcık vıcık yaşamını ekranlardan ve gazetelerden izliyoruz.

Alkol, birbirini izleyen paralı zampara sevgililer, onlar tarafından armağan edilen son model arabalar, mücevherler, görkemli villalar ve ’seviyeli’ birliktelikler!.. Parayı bastırana düdüğü çaldıran, kapanın elinde kalan cicili bicili bayanlar ve yozlaşmış yaşamlar! (Düzgün yaşantılı mankenlerimiz bu sözlerimin elbette dışındadır.)

Lale Belkıs
geçmiş yılların dünyaca ünlü mankeni. Anılarını anlattığı ve Doğan Kitap tarafından yayınlanan "İpek Çoraplar" isimli kitabında şöyle diyor: "Utanıyorum. Devremülk benzeri ilişki yaşayıp haftada bir sevgili değiştiren ve adına manken denilen kişilerden utanıyorum."

Bastır parayı, bir defile düzenle, sokakta bile soyunsunlar. Hatta bazen danışıklı dövüş, medyanın ilgisini çekmek için podyumda göğüslerini fora ediversinler...

En tahrik edici iç çamaşırlarıyla salına salına yürüsünler...

Sonra bastır parayı, tesettüre bürünüp podyuma örtülü çıksınlar!

Her şeyin ucu para.


Tesettür defilesinde 21 ünlü mankenimiz örtünecekmiş. Defileyi düzenleyen firmanın sahibi, Haftalık Dergisi’ne konuşmuş:

"AKP döneminde yüzde 150 büyüdük. Bunda Emine Erdoğan’ın katkısı büyük. Müşterilerimiz arasında Hayrünisa Gül ve Münevver Arınç var. Şimdi 23 şubemiz oldu. AKP beş yıl daha iktidarda kalırsa Türkiye’nin her yerinde mağaza açarız."

Büyümek onların hakkı. Türk kadınını tesettürlü olmaya zorlayan iktidarı bulmuşken büyüyeceksin. Ama burada birkaç söz de anlı şanlı ve ünlü mankenlerimiz için söylemek isterim:

Hayatta her şey para için mi? Hanginiz tesettür defilesinden alacağınız paraya muhtaçsınız?

Değer mi?

İnsanın bir yaşam biçimi vardır. İnsanda biraz ilke, biraz da omurga olmalıdır. Sizde bunlar hiç mi yok?

Belki şöyle diyecekler: "Biz profesyonel meslek sahibiyiz. Soyunuruz, örtünürüz, ne olsa yaparız. Yeter ki paranın ucunu görelim..."

Bu anlayış benim bir süre sonra "daha fazla maaş verdiler" bahanesiyle gerici basına geçip orada yazı yazmama benzer mi!

"İlkeli, omurgalı, Türk kadınının yüz akı" mankenlerimize sıkmabaşlı hayırlı defileler diliyorum. Yakışacak yani!

AÇIKLAMA

TRT’nin Yayınlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Muhsin Mete’den beklenen açıklama sonunda -dün- geldi. Özetliyorum:

"Hiçbir zaman ve hiçbir yerde ne yazdıklarımı, ne de ’Ekranın Büyüsüne Kapılmadan’ adı ile yayınlanan kitabımı inkár ettim. Bu kitap bana aittir. Abbas Abalı müstearıyla (takma adıyla) yayınlanan eserin gizli kapaklı bir yanı olmamakla birlikte, bugün gizli kapaklı bir takım emellere alet edilme gayretlerini esefle karşılamaktayım.

Kitap bundan on yıl öncesinin iletişim dünyasını irdelemektedir. Bu yazılarda Kuran-ı Kerim’den ayet yer aldığı gibi, Papa’nın Hıristiyan álemine çağrısı da vardır.

Kitapta yaptığım değerlendirmeler ne şu an Yayın-Programdan sorumlu olduğum TRT’yi bağlar, ne de onu yönlendirecek bir el kitabı niteliğini taşır. Hizmetin usul ve esasını kişiler değil, kurumsal kimlik belirler.

Kitaptan yaptığınız alıntılar ve televizyon yayınlarıyla ilgili tespitleriniz körler ve fil hikáyesinde olduğu gibi, filin neresinden tuttuğunuza bağlı olarak değişecektir."

Bay Mete o kitabı yazdığını doğrulamak zorunda kaldı. Kemalizm, Cumhuriyetçilik gibi konulara karşı çıkan, "TRT demokrat olmak yerine Cumhuriyetçi olmuştur... Rejim çığırtkanlığı... Malum çevreler, laikperestler... Mihenk taşı DİN olan yayın anlayışını benimsemeliyiz" diye takma isimle kitap yazan bir kişi, şimdi TRT’nin başında oturuyor, tüm yayın ve programları yönetiyor.

Gönderdiği yazılı açıklamada o yazdıklarına nedense hiç değinmiyor.

TRT yayınlarının ne duruma düşürüldüğünü, kimlerin eline teslim edildiğini hep birlikte izliyoruz. Üstelik iş bununla da kalmadı, Muhsin Mete’nin ismi RTÜK’ün AKP’li üye çoğunluğu tarafından TRT Genel Müdürü adayı olarak hükümete gönderildi!

Kendisiyle ilgili yazdığım yazılarda iki soru sormuştum:

"Bu kitap kimin?.. TRT hangi kafaların elinde?"

İlk sorunun yanıtı geldi! İkincisi malum!
Yazarın Tüm Yazıları