FUTBOL otoritesi falan değilim. Şimdi yazacaklarımı maç öncesini, maçı ve sonrasını ekrandan izleyen sıradan bir seyirci olarak yazıyorum.
Maçtan önce kim olduğunu bilmediğim, spor yazarı olduğunu tahmin ettiğim bir arkadaş CNN Türk ekranında konuşuyor:
‘İsviçre kafilesine İstanbul’a gelişinde domates ve yumurta atılması gayet normaldir. Eleştirecek bir yanı yoktur. Bu dünyanın her yerinde olabilir. Blair’e bile atmışlardı.’
İlginç! Hayretle dinliyorum!
Maç başladı. Hepimiz izledik. Almanya finallerine gitmeyi kılpayı kaçırdık.
Sonrasında Fatih Terim açıklama yaptı. Elbette üzgün. Sözleri şöyle:
‘Hem İsviçre’de, hem de burada oynadığımız maçın hakemleri ahlaksızdır. Bunlar hırsızdır. Futbolcularımızın emeğini çaldılar.’
Bu da çok ilginç! Hakemleri ahlaksız ve emek hırsızı olmakla suçlamak çok ağır. Nitekim bunu Terim de biliyor olsa gerek ki, konuşmasının bir yerinde ‘Belki bu sözlerim yüzünden ağır bir ceza alırım’ diyor.
Hakemler gerçekten kötü müydü? Bizim Almanya finallerine katılmamızı onlar mı önledi? İsviçre’yi mi tuttular?
Belki hataları oldu ama ben ‘vatandaş’ gözüyle her iki maçta da böyle bir izlenim edinmemiştim. Ama otorite olmadığım için yanılabilirdim. Son maçtan sonra ekranda yorumcuları izledim. Bazıları ‘hakemler iyi idi’ derken bazıları onlardan yakınıyordu.Dün spor sayfalarını okudum. Karşıma yine aynı tablo çıktı. Örneğin bizim gazetede Vedat Okyar hakemlerin iyi olduğunu söylüyordu. Bazıları tersini savunuyordu.
Önceki gece maç sonrasında en ilginç yorumu spor yazarı Ogün Altıparmak yaptı:
‘Allah’a şükür hepimiz Müslümanız. Ancak Türk futbolunu bundan sonra tarikatların, cemaatlerin elinden kurtarmak gerekiyor. Bu yapılmazsa gidiş hep kötüye doğru olacaktır.’
Herhalde Hakan Şükür, Emre Belözoğlu gibi oyuncuları kastediyordu. Sözleri çok doğruydu. Futbola özellikle Fethullah Gülen ekibi el atmıştı.
Dün sabah dayanamadım, spor yazarı arkadaşlara yeniden sordum:
‘Bu hakemler gerçekten iki maçta da bizim aleyhimize çalıştı mı? Maçları İsviçre lehine mi yönetti?’
Hepsinin ortak yanıtı aynıydı:
‘Hayır, her maçta olabilecek hakem hataları oldu ama biz abarttık.’
Dahası, aynı arkadaşlar ilginç bir şey söyledi:
‘Maçta sahaya şişe, sopa ve her türlü madde yağdı. Türkiye’ye ağır bir ceza gelecek. Ayrıca biz bazı olayları da görmezden geldik. Ülkemiz zarar görmesin diye ekranlardan vermedik, yazı ve haberlerimize konu etmedik.’
Bunları da anlattılar da, burada açıklamak benim görevim değil!
ALLAH AFFETSİN
İslamcı gazete dün birinci sayfasında kocaman bir haber veriyor. Başlığı: ‘Yoğun bakımda kahkaha’. Haber şöyle:
‘Tutuklu Rektör Yücel Aşkın’ın rahatı için yoğun bakım odası boşaltıldı. Aşkın için dışarıdan özel yemekler getirildiği ileri sürülürken, tutuklu rektörün keyfinin yerinde olduğu, dün sabah kahvaltısını yaptığı sırada koridorlara kadar yansıyan kahkahalardan da anlaşıldı. Aşkın’da kalp krizi ve kalp spazmı bulgusuna rastlanmadığı, hiçbir hayati tehlikesinin bulunmadığı ortaya çıktı.
Rektör Aşkın’ın hastanede yatışının uzaması için kendisine anjiyo yapılmasının planlandığı öğrenildi.’
Allah bunları affetsin. Bunca yalan, dinin siyasete böylesine alet edilmesi, bunca kin ve nefret!..
Van Savcısı, Rektör Yücel Aşkın için 2.150 yıl hapis cezası istemiş! Peki Aşkın’ın kurduğu iddia edilen ‘çetenin’ öteki üyeleri nerede? Yok! Onları herhalde şeytan aldı götürdü, kaçamadan getirecek!
Dün görülen İhlas Finans davasında ise halkı 1 milyar dolar dolandırdığı iddia edilen ve binlerce garibana bugün bile yüz milyonlarca dolar borcu olan patron Enver Ören beraat etmiş.Kimdir Enver Ören? AKP hükümetinin en büyük destekçisi ve övücüsü olan Türkiye gazetesi ile TGRT’nin sahibidir!
Adalet mülkün temelidir! Adalette adamına göre muamele olmaz!
* * *
Emin Çölaşan’ın notu: Hacettepe Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrencileri dün bir hareket başlattılar. Yücel Aşkın ve üniversitelere yapılan yakışıksız davranışları protesto etmek, özgür, çağdaş ve laik üniversite kavramında birlikteliği sağlamak için yakalarına beyaz kurdele takıyorlar. Hareket anında Ankara Üniversitesi, sonra ODTÜ’de yayıldı. Sıra öteki üniversitelerimizde.