Lütfen geliniz Fethullah Bey!

TELEVİZYONU açıyoruz, karşımızda vaaz veren Fethullah Gülen Hazretleri! Fethullahçı kanal, beyefendinin yıllar önceki vaazlarını tek tek yayınlıyor.

Ağlıyor, geriniyor, gerdan kırıyor, konuşuyor.

Fethullahçı gazeteyi açıyoruz, Hazret’in demeçlerini görüyoruz.

Fakat gelin görün ki, ne hikmetse Hazret ABD’de yaşıyor. Hem de yıllardan beri.

Efendim sağlığı bozukmuş da, o yüzden gelemiyormuş da!.. Zaten ABD’de yaşadığı çiftlik evinden çıkmıyormuş, orada yaşadığını bile anlamıyormuş da!.. Tamamen hikáye.

Bu ‘sağlığı bozuk’ lafı artık inandırıcı olmaktan çıktı.

Sen bu kadar insana hükmedeceksin, bu kadar büyük paralar emrinde olacak, dünyanın dört bir yanında okullar açacaksın, Türkiye’de binlerce okulun ve dershanen olacak, yüz binlerce öğrencinin ve devletteki nicelerinin yönetimi senin kadrolarının elinde olacak...

Ve siz Fethullah Gülen Hazretleri, yaşamınızı ABD’de sürdüreceksiniz!

Orada çok sayıda ziyaretçi kabul edip siyaset yapacaksınız, direktifler vereceksiniz. Ama sağlığım bozuk diye Türkiye’ye bir türlü gelmeyeceksiniz!

Hiç korkmayınız, Türkiye’de size yakın bir iktidar var. Van Rektörü değilsiniz ki, hiç kimse zat-ı alinize dokunamaz.

Ama korktuğunuz ve çekindiğiniz başka bir şey varsa, onu bilemeyiz.

Bunca müridi Türkiye’de kendisini beklerken, Hazret’in ABD’de yaşaması biraz tuhaf kaçıyor.

Atlasın uçağa, geliversin canım! Vallahi ayıp oluyor.

YAKIŞMIŞ MI?

Pazar günü bizim gazetenin spor sayfasını okuyorum. Gözüme bir haber ilişti. Aynen şöyle:

‘Basketbol liginde sezonun ilk derbi maçında Beşiktaş Cola Turka ile Galatasaray Cafe Crown bugün karşı karşıya gelecek...’

İyi bir spor sayfası okuyucusu değilim. O yüzden bazı şeyleri bilmem. Beşiktaş ve Galatasaray’ın isimlerindeki bu ekleri ilk kez duyuyordum. Yadırgadım. Yakıştıramadım.

Beşiktaş Cola Turka!

Galatasaray Cafe Crown!

Sonra konuyu iyi bilen arkadaşlara ‘nedir bu’ diye sordum. Anlattıkları ilginçti.

Basketbol ligi, takımların ardında böyle sponsor firmalar ve onlardan gelen para desteği olmazsa devam etmezmiş. UEFA karar almış, futboldan gelen para, o çark dönsün diye ancak futbol için harcanabiliyormuş.

Basketbol için takımlar para bulamıyormuş. Bilet fiyatları sinemadan bile ucuz olduğu halde, derbiler dışında maçlara seyirci gelmiyormuş. Derbilere gelenler ise 100-200 kişiden oluşan fanatiklermiş.

Geçen yıl maçları naklen yayınlayan TRT bile takımların parasını vermemiş.

Dün, Beşiktaş Cola Turka ve Galatasaray Cafe Crown’la ilgili bir gerçeği daha öğrendim.

Hem Cola Turka, hem de Cafe Crown, Ülker firmasının ürünleri imiş. Yani o zaman ortaya çıkan tablo şöyle:

Ülker firması, basketbol ligi devam etsin ve kendi reklamı daha iyi yapılsın diye rakip takımlara para yardımı yapıyor.

* * *

Günümüzde her şey para oldu! Para, ticaret ve kazanç. Ramazan olayından, iftar çadırlarından, görkemli iftar sofralarından spora kadar her işin içinde büyük paralar ve ticaret dönüyor.

Süper ligin adı bile Turkcell!

Her kesim o dev çarkın dişlileri arasında eziliyor.

İsimleri Türk spor tarihine geçmiş iki saygın takımımız bile işin kolayını bulmuş!

Bu yeni isimleri karşılığında 1 milyon 300 bin dolar almışlar.

Aynı öneri Fenerbahçe’ye de yapılmış ve onlar kabul etmemiş.

Firmalardan formalara reklam almak ayrı, ismini değiştirmek ayrı.

Beşiktaş Cola Turka!

Galatasaray Cafe Crown!

Ben bu gerçeği geç öğrendim. Öğrenince hem şaşırdım, hem de üzüldüm.

100 yıllık geçmişi olan iki takımımız... Koskoca Beşiktaş ve koskoca Galatasaray...

Yakışmış mı?
Yazarın Tüm Yazıları