YARIN çok önemli bir olayın 75. yıldönümü: Kubilay faciası.
23 Aralık 1930 günü sabahın erken saatlerinde İzmir’in Menemen İlçesi’ni basan bir yobaz güruhu tekbirler getirerek gösteri yapmaya başladı. "Biz şeriat ordusuyuz" diye çığlıklar atan yobazlar önce, kendilerini önlemeye çalışan Hasan ve Şevki isimli iki bekçiyi şehit etti. Bağırıyorlardı:
"Ey ahali din elden gidiyor. Şapka giyen káfirdir. Yakında yine şeriata dönülecektir. Bize kurşun işlemez."
Yedeksubay Mustafa Fehmi Kubilay, bir manga silahsız askeriyle olay yerine gelip bunları uyardı. Derviş Mehmet ve adamları, üzerlerine gönderilen Kubilay’a önce ateş ettiler.
Sonrasında, yerde yaralı yatmakta olan yaralı Kubilay’ın üzerine üşüşüp başını kıtır kıtır, oracıkta kestiler.
Gövdeden koparılan Kubilay’ın kesik başını Müftü Camisi’nden aldıkları yeşil bayrağın sopasına geçiren yobazlar yine tekbir getirerek ortalıkta dolanmayı sürdürdüler.
Kesik baş ellerindeydi. Akan kanı avuçlarına akıtıp içtiler.
Birkaç dakika içerisinde 3 şehit verilmiş, birinin başı kesilmişti.
***
Menemen korkunç bir olay yaşıyordu.Olay yerine gönderilen takviye askeri birlik, yobazların üzerine ateş açtı. Bazıları orada öldürüldü, bazıları yakalandı. Bir bölümü ise kaçmayı başardı.
1930 yılının 23 Aralık günü yaşanan Menemen faciası, genç Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra yüz yüze geldiği ikinci büyük irtica olayı idi. Hükümet derhal sıkıyönetim ilan etti. Kaçan sanıklar yakalandı.
General Mustafa Muğlalı başkanlığında kurulan Harp Divanı, sanıkları yargılamaya başladı. 18 gün süren yargılama sonunda karar açıklandı.
40 kişi suçsuz görülerek salıverildi. 27 sanık beraat etti. 41 sanık çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı.
36 kişiye idam cezası verildi. Ancak bazılarının yaşı küçük olduğundan, ölüm cezaları ağır hapse çevrildi.
28 yobaz 3 Şubat 1931 gecesi Menemen’de idam edildi.
Bazıları yedeksubay Kubilay’ın başını kestikleri yerde asıldı.
***
Atatürk, Menemen olayına çok kızmıştı. Söylentiye göre Menemen’in haritadan silinmesini emretti. Daha 10 yıl önce Yunan işgali altında inleyen bir ilçede yobazların yarattığı bu olay ve halktan bazılarının bu sürüye alkışlarla destek vermesi, Atatürk’ü çileden çıkarmıştı.
Olayın ardından, şehit edilen yedeksubay Kubilay ve iki bekçinin anısına Menemen’de görkemli bir anıt dikildi. Üzerinde şöyle yazar:
Yarın 23 Aralık, Menemen irtica olayının 75. yıldönümü. Menemen yarın "gávur İzmir" ve Ege ahalisini bekleyecek. Anma törenlerine binlerce yurtsever katılacak.
ÇEVİR KAZI YANMASIN!
Başbakan İzmir AKP örgütüne yaptığı konuşmada "gávur İzmir" değil, (Başbakan’ın resmi düzeltmenine göre) "solun kalesi İzmir" demek istemiş!
Dün 2002 seçim sonuçlarına baktım. İzmir’de CHP yüzde 29 oy almış.Geri kalan oyların tümüne yakını AKP dahil sağ partilerin.
Bu durumda İzmir nasıl "solun kalesi" oluyor? AKP iktidarı böyle komik açıklamalarla kimi kandıracağını zannediyor?
"Çevirelim kazı da bari yanmasın" dediler! Fakat tutmadı!
SARIKAMIŞ ŞEHİTLERİNE DUA
Yıl 1914, aralık ayı. Birinci Dünya Savaşı sürüyor. Doğu cephesinde korkunç bir kış var. Başkomutan vekili çılgın Enver Paşa, çıplak ordumuzu Sarıkamış alınsın diye Allahüekber Dağları’na sürdü. On binlerce Mehmetçik o dağlarda vuruşamadan, donarak şehit düştü. Bu trajedi 1915 yılı başında noktalandı. Olan olmuş, iş bitmişti! Şimdi Sarıkamış faciasının 90.yılındayız.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu imzasıyla bütün valiliklere ve müftülüklere gönderilen genelge özetle şöyle:
"Anadolu’nun vatan kılınmasında önemli kilometre taşlarından biri de 60 bin şehitle sonuçlanan Sarıkamış harekátıdır... 23 Aralık Cuma günü vaizlerimizin camilerde bu konuya temas ederek vatandaşlarımızın duygularına tercüman olmaları ve bütün şehitlerimiz için dua etmeleri hususunda bilgi ve gereğini rica ederim."
Yarın ülkemizdeki bütün camilerde Sarıkamış dahil bütün şehitlerimiz için dualar okunacak.
Asla unutmayın, çileyi onlar çekti ve onlar can verdi.Bugün bile öyle.Sayelerinde biz yaşıyoruz. Sizler de, bugün camilerde olun veya olmayın, şehitlerin ruhlarına bir Fatiha esirgemeyin.