Kırık tehlikesi bizi bekliyor

ANNEM düşüp omzunu ve ayağını kırdı. Başkent Üniversitesi hastanesinde ameliyat edildi. Oraya gidip gelirken ortopedi uzmanlarına sordum:

"Bu havada size gelen kırıklı hasta sayısında herhalde büyük artış olmuştur."

Henüz olmadığını söylediler, nedenini de şöyle açıkladılar:

"Şu anda çok az kimse evinden dışarı çıkıyor. Özellikle riskli grubu oluşturan yaşlılar hemen hiç çıkmıyor. O yüzden karda ve buzda kayarak düşmeler ve bunun sonucu oluşan kırıklar henüz yok. Ama birkaç gün sonra insanlar sokağa çıkmaya başlayınca düşmeler ve kırıklar başlayacak ve ortopediye gelenlerin sayısı artacak."

90’
ına yaklaşan rahmetli Osman Bölükbaşı bir gün gazeteye ziyaretime gelmişti. Yine karlı, buzlu bir havaydı. Koluna girdik, kapının önünde güçlükle arabaya bindiriyoruz. Orada şu sözü hep kulağımda kaldı:

"İhtiyarlıkta iki şeyden korkacaksın. Üşütmekten ve düşüp bir yerini kırmaktan."

Özellikle yaşlılıkta kırık zor oluyor. Birkaç gün evde kapalı kalmaktan sıkılanlar şimdi yavaş yavaş sokağa çıkmaya başlayacak... Ve doktorların beklediği yoğunluk belki o zaman gerçekleşecek. Kırık olayları artacak.

Dikkat edin, tehlikeli günler herkesi bekliyor. Dışarıda adımlarınızı çok dikkatli atın!

Ankara’ya iki gün kar yağdı. Ana yollar bile zaman zaman tıkandı. Ara sokaklara hiç girilmedi. En ufak bir yokuşu olan cadde ve sokaklara ancak yürüyerek çıkılabildi.

Düşünün ki, başkentin ana yolları olan Cinnah yokuşu ile Protokol Yolu bile önceki gün kapandı. Neredeydi kar araçları? Neredeydi bu yolları açık tutmakla yükümlü olan görevliler?

Ortalıkta hiç kimse yoktu. Başkentin durumu böyleydi. Anadolu kentlerinin ve köylerinin durumu tam içler acısıydı. Belediyeler ve ilgili kurumlar başarısız olmuştu.

Bu soğuklarda ortaya bir de doğalgaz krizi çıktı. Tümüyle ithal malı olan doğalgazla ısınıyoruz... Ve İran’dan sonra Rusya da bize verdiği doğalgazı azaltıyor. Tehlike kapımızda.

Doğalgaza her yıl milyarlarca dolar ödüyoruz, paramızla rezil oluyoruz.

UNAKITAN BOMBASI!!!

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Deniz Baykal için "Bankada trilyonlarca lira, muazzam para hesabı var" dedi mi? Maliye Bakanı herkesin banka hesabına "makamı" sayesinde ulaşma ve öğrenme yetkisine sahip. Ancak bu hesapların açıklanması suç.

Hükümetin yarı resmi yayın organı olan İslamcı Yeni Şafak gazetesi bu "Unakıtan bombası" haberini manşetten patlattı! Maliye Bakanı telaşlandı, böyle bir şey söylemediğini açıkladı. O halde gazete yalan haber mi yazmıştı?

İş iyice karıştı. Dünkü Tercüman gazetesinin manşeti ilginçti. Bu haberi yazan Yeni Şafak muhabiri Veli Toprak gazeteye verdiği demeçte şöyle diyordu:

"Bakan, Baykal’ın adını verdi. Teypte kaydı yok ama Unakıtan bizzat iki defa (Baykal’ın ismini) telaffuz etti. Bakan’ın iki ayrı dost grubunda bunu söylediğine tanığım. Haberimin arkasındayım. Unakıtan, basın müşaviri aracılığı ile bana (bu sözlerine ilişkin) teyp kaydı olup olmadığını sordurdu. Olmadığını söyledim. Kasetin sorulması da çok anlamlı! Haberim kesinlikle doğrudur. Haberimin arkasındayım."

Veli Toprak
daha sonra ekliyor:

"Sayın Unakıtan dar bir grupla sohbet ediyordu. Bürokrat var, siyasetçi var. Dost sohbeti...(Baykal’ın) Banka hesabı konusu orada konuşuldu. Deniz Baykal’ın ismini telaffuz etti. Ama bana teypte var mı diye sordurması bile düşündürücü."

Muhabir doğru yazdığını söylüyor. Demek ki Unakıtan, böyle "dost sohbetlerinde" gizli ve açıklanması suç oluşturan bilgileri uluorta söylemekte sakınca görmüyor.

Şimdi dünkü Yeni Şafak gazetesinde genel yayın yönetmeni Mustafa Karaalioğlu’nun yazısına bakalım. Şöyle yazıyor:

"Haberin kaynağı kesinlikle Unakıtan değildir."

Hiçbir gazete ve gazeteci, elbette ki haber kaynağını açıklamaz.

Ancak Veli Toprak itiraf ediyor, bu haberi Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın sözlerinden almıştır. Bu sırlar belki "dost meclisinde", açıklanmış, belki de gazeteye doğrudan söylenmiştir...

Ve bir gerçek böylece ortaya çıkmıştır:

Oğlunun ödediği vergileri bile ’yasa uyarınca gizlidir’ diye açıklamaktan kaçınan Kemal Unakıtan, hoşlanmadığı kişilerin banka hesaplarını makamı gereği elde etmekte ve yasa uyarınca yine gizli olan bu rakamları -doğru veya yanlış!- bir yerlerde uluorta, hatta dedikodu üslubuyla söylemektedir.

Bu haberin gerisinde bilmediğimiz başka bir husus yoksa -ki öyle görünüyor- Maliye Bakanı açıkça suç işlemiştir.

Ağzını sıkı tutması gerekir.
Yazarın Tüm Yazıları