BUGÜN DTP kongresi Ankara’da toplanacak. Bu partinin elemanları bugüne kadar pek çok parti kurdular. Bazıları kapatıldı, bazen isim değiştirdiler ve günümüzdeki DTP’ye geldiler. Her zaman, hepsinin en önde gelen bir tek özelliği vardı:
Kürtçülük yapmak!
Bugün de öyle. Fakat bunu bile istedikleri ölçüde tutturamadılar. Hiçbir seçimde yüzde 6’nın üzerinde oy alamadılar. O oy oranının büyük çoğunluğu da başta Diyarbakır olmak üzere Güneydoğu’dan elde edildi.
Kürtçülük Türkiye genelinde tutmadı.
Burada bir hususu belirlemekte yarar var. Bu ülkede hiç kimsenin Kürtlerle arasında en ufak bir sorun bile yok. Bizim o kardeşlerimize karşı hiçbir önyargımız yok. Kürtler, öteki kökenlerden gelenlerimiz gibi, bu ülkenin eşit insanlarıdır. Önlerine bugüne kadar en ufak bir engel bile çıkarılmamıştır. Özgürce okurlar, iş sahibi olurlar, devlette yükselirler, ticaret yaparlar, zengin olurlar, herkes gibi işsiz kalırlar, fakirlik yaşarlar.
Fakat bazı ayırımları iyi yapmak, kafalarda iyi oluşturmak gerekir.
Örneğin dindarlara saygılıyız ama dincilere, din baronlarına, din tüccarlarına karşıyız.
Aynı biçimde Kürtlere saygılıyız, Kürtçülere karşıyız.
Kürtçü kimdir? Eline silahı alıp bu vatanın 35 bin insanının can vermesine, binlercesinin sakat kalmasına, cezaevlerinde sürünmesine neden olanlar ve onların yandaşlarıdır.
Ekmeğini yediği bu ülkeden nefret eden, Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmesi için elinden geleni ardına koymayanlardır.
Altımızı oyan, bizi içimizden vuran, yabancı güçlerle işbirliğine girişenlerdir...
* * *
Ve bugünün DTP’si de, aynen devamı olduğu partiler gibi, işte bu Kürtçülük hevesi peşinde koşmaktadır. Hiçbiri Türkiye’nin partisi olamadı. Sadece ve sadece Kürtçülük sömürüsü ile siyaset piyasasında var olmayı denediler.
AB arkalarında oldu, ABD arkalarında oldu. Yabancı unsurların desteğini aldıkça güçlü olduklarını zannettiler!
Ama açık konuşalım, toprağa attıkları ayrılık ve ırkçılık tohumları bir miktar tuttu.Özellikle Güneydoğu’da.Şimdi "Bizim Türkiye’den ayrılmaya niyetimiz yok" dediklerine bakmayın siz. Türkiye en ufak bir zayıflama sürecine girse üzerimize balıklama atlayacaklar ve Türkiye’den kopup Irak Kürdistanı ile birleşmek için ellerinden geleni yapacaklar.
Nasıl olsa güneyimizde -ABD’nin kucağında- Kürt devleti kuruldu. Barzanisi Talabanisi vesairesi artık Türkiye’ye açıktan posta koyuyor... Ve biz seyrediyoruz. Dış politikada bir başka hezimet daha!
* * *
DTP bugün Ankara’da kongre yapıyor.Neler olacağını hep birlikte göreceğiz. Salonda Türk bayrağı olacak mı? İstiklal Marşı okunacak mı? Aslında bunlar göstermelik şeyler. Olduğu takdirde Kürtçülükten vazgeçtikleri mi ortaya çıkacak!
Kongrede partinin yeni yönetimi seçilecek. Seçilecek isimler konusunda Abdullah Öcalan’dan onay ve icazet geldi.
Şu garip işe bakın ki, Abdullah Öcalan Türkiye’de siyasetin bir bölümünü İmralı cezaevinden yönetebiliyor! Bu iş nasıl oluyor, anlamak mümkün değil gibi görünse de, pekala mümkün!..
Bu iş AB sayesinde oluyor. Adam Türkiye’de hiçbir davası kalmadığı halde ayda birkaç kez avukatlarıyla buluşuyor, mesajlarını onlar aracılığı ile Türk ve dünya kamuoyuna aktarıyor.
Peki bizimkiler ayakta mı uyuyor? Hayır! O halde?..
Çünkü bizi yönetenler AB’den korkuyor... Çünkü bunu AB istiyor.
AB, Türkiye Cumhuriyeti ile kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor.
Bizim toplumsal belleğimiz zayıftır. Leyla Zana ve saz arkadaşları bundan bir süre önce cezaevinden -hem de durup dururken- AB’nin isteği üzerine topluca -süreleri bitmeden- tahliye edilmediler mi?
Dikenli tohumlarını toplumun içine serpmeyi sürdürecekler.Aşağımızda kurulan Kürt devleti ile birlikte ABD ve AB, şimdi onların en büyük güvencesi.
Günün birinde sadece Kürtçülük peşinde koşmaktan, ülkemizi bölmekten, altını oymaktan belki vazgeçip Türkiye’nin partisi olmayı düşünürler. O zaman ilk kez olumlu bir iş yapmış olurlar.