Paylaş
Dünyanın her yerinde belli konular birbirinden ayrılır. Yakalanan sanıklar, suçları ancak yargı tarafından belirlendiğinde suçlu sayılırlar.
Son günlerde Uğur Mumcu suikastıyla ilgili olarak fırtınalar koparılıyor. Körün fili tarifi gibi, her kesim hadiseye işine geldiği gibi bakıyor.
Örneğin dinci kesim, yakalandığı açıklanan sanıkları koruyup kollama ve aklama peşinde.
Sanıklardan biri, tam Mumcu'nun öldürüldüğü gün, yani 24 Ocak 1993 günü öğle saatlerinde evleniyormuş. Bu adamın, üzerinde tarih de bulunan düğün davetiyesini gazetelerinde basıyorlar ve ‘‘O gün onun düğünü vardı. Suikasta nasıl karışır’’ diyorlar.
Bunun soruşturması gayet basit bir biçimde yapılır. O tarihte evlenip evlenmediğini nikáh memurluğuna sorarsınız, olur biter.
Ama sorulsa bile bunlar diyecektir ki: ‘‘Efendim, bizim adamımız o gün imam nikáhı yapmıştı...’’
***
Yobaz kesimin bu mantığı, doğrusu pek muhteşem! Senin ismin geçmişte bir olaya karıştı ve kaçtın mı? İleride yakalandığın zaman suçlu bulunmamak için suç tarihindeki bir nikah davetiyesi bastırmak beş dakikalık iştir.
‘‘Hiç olur mu, ben o tarihte ve o saatte evlenmiştim...’’
‘‘Hani evlilik belgen?..’’
‘‘İmam nikáhı yaptırmıştım. İmam nikáhının belgesi mi olur...’’
Her şey bu kadar basit. Bundan sonra suçlulara bu yol açılacak. Suç işlediği tarihte imam nikáhı yaptırmış olduğunu gösteren bir davetiyeyi sonradan bastırmak!
Git bir matbaaya, geçmiş tarihli bir düğün davetiyesi bastır ve o tarihte evlendiğini, dolayısıyla suçsuz olduğunu iddia et! Nasılsa kaydı kuydu yok, yerlerse!
Bunları, Mumcu suikastında sanık olarak yakalanan kişiyi savunmak için yazmıyorum. Sadece dinci kesimin geliştirmeye çalıştığı yeni bir mekanizmayı gözler önüne sermeye çalışıyorum.
Bundan sonra da bu ‘‘imam nikáhı’’ davetiyelerini birileri karşımıza çıkarabilir, hazırlıklı olalım.
***
Yetkililer Mumcu olayı konusunda acele ettiler ve Başbakan dahil, kamuoyuna yanlış bilgi verdiler. ‘‘Katiller elimizde’’ dediler.
Polisiye vakaların uzmanı değilim. Ancak bir soruşturmada iki ayrı husus vardır.
1- Olaya karıştığı iddia edilen, olayla ilişkisi olduğu sanılan zanlılar yakalanır, olayla ilgili bilgi elde edilir.
2- Doğrudan katiller yakalanır.
Biz bu ikisini birbirine karıştırdık. Katillerin yakalandığını açıkladık.
Katiller kimdir? Suikast planını yapanlar, emri verenler, arabaya konulan bombayı üretenler, arabaya koyup patlatanlardır.
Şimdi bunlar elde mi? Yakalandı mı?
Yakalandıysa, suikast olayında rolleri neydi?
Bunca ifade yayımlandı ama hiçbirinde somut bir durum yok.
***
Burada tekrar ediyorum. Eğer katiller gerçekten yakalandıysa, yazdıklarımın tümü için burada özür dilemeyi bir görev bilirim. Hayatımın en mutlu yanılgısı olur.
Ama kamuoyu dolduruşa getirildiyse, yalan yanlış bilgi pompalandıysa, bunu yapanlar ve yaptıranlar büyük vebal altında kalır.
Anladığım kadarıyla, yeni bir şeriatçı terör örgütü yakalandı ve bunlarla Mumcu olayı arasında ilişki kurulmaya çalışılıyor. Biraz mantık yürütelim:
Ben Uğur Mumcu'yu öldürten ülke veya örgüt olsam, Türkiye'yi ayağa kaldırmış olan böylesine önemli bir cinayeti gerçekleştiren paralı taşeronları yaşatır mıyım? Herhalde ilk işim, daha sonra ötmelerini önlemek için onları ortadan kaldırmak olur.
Ben bu işi gerçekleştiren katil olsam, Hizbullah örgütüne ‘‘Uğur Mumcu cinayetini biz işledik’’ diye mektup yazar mıyım?
Katil olsam, daha sonra da şeriatçı faaliyetlere katılıp ismimi riske sokar mıyım? Bunlar bu kadar geri zekálı ise mesele yok!
Valla bilemiyorum, galiba kafam karıştı!
***
Eğer bu soruşturma fos çıkarsa, üstelik İran'a karşı rezil olacağız. Bundan çok korkuyorum.
O İran ki, şeriatçı rejimiyle Türkiye'nin en büyük düşmanıdır. Ülkemize karşı yeşertilen şeriatçılık ve PKK olaylarının en büyük üssüdür. Sadece Türkiye'de değil, dünyanın pek çok ülkesinde pek çok terör olayına ismi karışmıştır.
Bunlara karşı küçük düşmek, bunlara koz vermek, bir Türk vatandaşı olarak beni rencide eder.
Soruşturma fos çıktığı takdirde yarın karşımıza sırıtarak çıkacaklardır:
‘‘Hani ne oldu Mumcu suikastında İran parmağı? Bar bar bağırıyordunuz, neredesiniz şimdi?..’’
Aman fos çıkmasın, her şey dört dörtlük yerine otursun, katiller bulunmuş olsun ve ben de sizin karşınıza çıkayım:
‘‘Ben yanılmışım. Kamuoyundan ve bu katilleri bulan yetkililerimizden özür diliyorum.’’
Paylaş