Paylaş
Bizim Ankara'nın Büyükşehir Belediye Başkanı, Fazilet Partisi'nin gelecekteki genel başkanı(!) İ nokta Melih, geçirmekte olduğu soruşturmalar nedeniyle bunalıyor. Bu kez zor durumda.
Dinci ve şeriatçı vakıf ve şirketlere verdiği ihaleler, akıttığı parasal kaynaklar yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, bu şahsın işlemlerini denetliyor. Hakkında düzenlenen raporlar, ilgili kuruluşlara gönderiliyor. Raporu bizim Muharrem Sarıkaya ortaya çıkardı. İ nokta Melih'in Muharrem'e söylediği sözler çok ilginç:
‘‘Biri şirket kurmuş, üç gün sonra da gelip ihaleye girmiş. İhale şartlarını yerine getirip işi almış. Ondan sonra belediyeden aldığı işten kazandığı parayı götürüp bir (şeriatçı) vakfa bağışlamış. Ne var bunda?..’’
Yaaa, ne var bunda?
Bir devlet yetkilisi şöyle diyor:
‘‘Gökçek'in dosyası kabarık. Bunu bir maraton gibi görürsek, Sanayi Bakanlığı'ndan gelen, koşunun sadece 50 metresi kadar.’’
***
Yine dünkü Sabah'ta Şebnem Bursalı'nın haber başlığı:
‘‘Gökçek'in Vurgun Çemberi.’’
Müfettişler, belediye-şirket-vakıf üçgenine el koymuşlar.
İ nokta Melih belediyesine iş yapan Kevser, Muraş, Tayfur, Furkan ve Feza Teknik isimli şirketlerin, dinci Muradiye Vakfı'na çok büyük paralar aktardığı belgelenmiş. Bu şirketler İ nokta Melih'ten ihaleler almaya başlamadan önce, hiçbir iş yapmamışlar!
Bir belediye başkanı için gazetelerde bu tür haberler yayınlanmaya başlandıysa, iş kötüye gidiyor demektir.
‘‘Vurgun çemberi...’’
Ben şimdi İ nokta Melih'in yerinde olsam, bu haberleri yazanlara en az 20 milyar liralık tazminat davaları açarım!
Bir belediye başkanı düşünün ki, bugüne kadar hakkında yazı ve haber yazan, yaptıklarını eleştiren yüzlerce gazeteciyi ve ilgili kişiyi mahkemeye vermiş, tazminat davaları açmış.
Onun hakkında da yüzlerce dava açılmış.
Fakat gelin görün ki, bu ‘‘Müslüman’’ vatandaşımız kazandığı paraları cebe atarken, kendi açtığı ve kendisi aleyhine açılan davaların dökümünü bir sır olarak saklıyor.
Bu işten bugüne kadar kaç para kazandığını, kaç para kaybettiğini, yani bilançosunu bir türlü açıklamıyor. Ticaret sırrı! Kendisine ısrarla sorulmasına karşın, bir döküm veremiyor.
Ekranda sıkıştırılınca ağzından çıkan tek sözcük:
‘‘Kârdayım.’’
Türkiye'nin başkenti, işte bu kafaya emanet edilmiş durumda.
***
Bizim gazetenin 2 Ocak 1997 tarihli nüshasında bir haber çıkmıştı.
‘‘Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi Muzaffer Saraç ‘Şeriat çağrısının yapıldığı Kudüs gecesinin finansörü Büyükşehir Belediye Başkanı'dır. Kudüs gecesinin yapıldığı 7 Ocak'tan önce Refah'lı Sincan Belediyesi'ne 112 milyar lira yardım yaptı' dedi.’’
Bu haberi okuyan İ nokta Melih durur mu? Hemen Hürriyet ve Muzaffer Saraç aleyhine 2.5 milyarlık tazminat davası açtı.
Avukatımız Prof. Dr. Ahmet Kılıçoğlu, resmi belgeleri getirtti. Mahkeme gördü ki, İ nokta Melih gerçekten de, Refah’lı ilçe belediyelerine oluk gibi para akıtırken, diğer partilerden olanlara hemen hiçbir şey vermemiştir...
Ve Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi, İ nokta'nın açtığı davayı iki gün önce reddetti. Böylece, yayının gerçek olduğu yargı kararıyla saptanmış oldu.
Tüh yazık, bu şahıs, 2.5 milyar lira yitirmiş oldu!
***
Sevgili okuyucularım, Ankara bu İ nokta döneminde bitik vaziyette. Kentte bütün belediye hizmetleri durdu. Caddeler allak bullak. Her yer çukur dolu. Her hizmet, özel seçilmiş şirket ve vakıflara verildi. Üç beş gün önce kurulan yandaş şirketler İ nokta Melih'ten büyük ihaleler aldı.
Bunlardan biri, Alfagas isimli imalathane.
Doğalgaz sayacı yaptırma bahanesiyle, bu imalathaneye İ nokta Melih tarafından bugüne kadar yaklaşık 45 milyon dolar ödendi. Daha 36 milyon dolar ödenecek.
Böyle bir rezaletin benzerini dünyada bulamazsınız.
Müfettişler, şu Alfagas'ın sahibi görünen kişilerin malvarlığını bir incelesinler bakalım! Kim bilir, belki üzerlerine kayıtlı hiçbir şey yoktur.
***
İ nokta Melih'in her şeyi, belediyenin 14 şirketi, EGO, ASKİ gibi kuruluşları, Muradiye Vakfı ve bu vakfa bağlı şirketler, şimdi müfettişler tarafından inceleniyor.
Yüzlerce trilyonluk bir pazar!
Ankara Valiliği tarafından geçmişte kapatılan bütün dosyalar yeniden ortaya çıkarılıyor. Yakında büyük bombalar patlayacak, büyük yolsuzluklar kamuoyuna yansıyacak.
Yıllardan beri Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde olup bitenler yazılıyor. Refahyol döneminde Hacı-Bacı ikilisi bunları görmezden geldiler. Ankara Valiliği görmedi. Ya da âdet yerini bulsun diye açtırdığı soruşturmalardan bir şey çıkmadı.
Tam bir yıldan beri işbaşında olan bugünkü hükümet ise maalesef bu işin üzerine gitmedi. İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu işi savsakladı.
CHP için böyle bir sorun hiç olmadı! Meclis'te, Ankara'da Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görev yapmış iki CHP milletvekili var. Ali Dinçer ve Murat Karayalçın.
Bu iki arkadaştan, İ nokta Melih belediyesinin yaptıkları konusunda bugüne kadar bir eleştiri, açıklama duydunuz mu?
Hayır, duymadınız!
Ankara'nın göbeğindeki acı gerçekler, sadece birkaç gazetecinin ve Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi Muzaffer Saraç'ın çabalarıyla ortaya dökülüyor. Böyle mi olmalıydı?
Ama sonuç değişmeyecek. İ nokta Melih yargı önüne çıkacak ve yaptıklarının hesabını tek tek verecek. Az kaldı. Kurtuluş yok.
Paylaş