SİİRT’te dört şehit daha. Her gün yurdun dört bir yanında şehit cenazeleri kalkıyor. Pislik, ABD’nin koruma ve kollaması altındaki Kuzey Irak’tan kaynaklanıyor. Orada yanı başımızda kurulan Kürt devleti PKK’yı, ABD ise Kürt devletini koruyor.
Güneydeki yeni komşumuz ABD! Dostumuz, müttefikimiz!
Genelkurmay Başkanı Büyükanıt Paşa defalarca aynı şeyi söyledi:
"Hükümet bize yazılı emir versin, operasyon yapalım."
Hükümet böyle bir yetki ve emri Türk Ordusu’na biraz zor verir.Nitekim veremiyor... Çünkü emir ve komutası altına girmiş olduğu ABD ve AB’yi karşısına almaya yüreği yetmiyor.
Ancak burada bir parantez açayım. Önümüzde seçim var. Hükümet bu seçim öncesinde bir ’kahramanlık gösterisi’ yapmaya kalkışabilir. Meclis’i toplantıya çağırıp TSK’ya Kuzey Irak görevi verebilir...
Ve bu yolla oy avcılığı yapmaya niyetlenebilir. Türk milleti bu oyuna gelmemeli, hadisenin şimdiden bilincine varmalıdır.
Eğer seçimden kısa süre önce böyle bir karar alınırsa, arkasındaki kirli siyaset oyununu lütfen hep birlikte görelim.
* * *
Evet, yurdun dört bir yanından her gün şehit cenazeleri kalkıyor. Baskınlarda, mayın patlamalarında, pusularda ve çatışmalarda her gün ana baba kuzuları can veriyor.
Düne kadar hükümetten bu konuda bir açıklama, demeç vesaire yok. Sadece şehitler için Genelkurmay’a göstermelik başsağlığı mesajları gönderiliyor.
Mesaj işi otomatiğe bağlanmış durumda!
Bunca şehit cenazesi kaldırılıyor, törenlerde Başbakan ve çevresi yok!
Nerede onlar?
Bugünden başlayarak yine parti ve TOKİ mitinglerinde, toplu açılış (!) törenlerinde.
Kuzey Irak’tan kuşatılmışız, kan gövdeyi götürüyor. Ortalıkta ne Başbakan var, ne Dışişleri Bakanı, ne de hükümet. Bu nasıl iştir yahu?
AYIP, GÜNAH
FETHULLAH Gülen’in televizyon kanalında perşembe akşamı uzun uzun yayınlanan bir haber! Altında dakikalarca kalan bir altyazı:
"Kayseri’deki şehit cenazesinde Cumhurbaşkanı protesto edildi."
Uzun ayrıntılardan sonra habere geçiliyor. Cenazede bir adam, sadece bir kişi, bağırıp çağırıyor. Büyük olasılıkla para verilen ve kameranın karşısına geçirilen bir tip!
"Cumhurbaşkanı teröristleri affediyor, sonra onlar da bizim askerimizi şehit ediyor. Ayıptır bu yaptığı."
Adam sürekli bağırıyor, kamera kendisini çekiyor ve uzun uzun gösteriyor. Fethullah Gülen’in televizyon kanalı bu atraksiyona alet olmaktan, bu yalanın günahından çekinmiyor.
Geçenlerde burada yazdım. CHP milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, o günkü Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e bir soru önergesiyle sordu: "Teröristlerin affı nasıl olmaktadır?"
Bakan Çiçek bu önergeye kendi imzasıyla yazılı yanıt verdi:
"Hüküm giymiş veya tutuklu mahkum veya yakınları, ölümcül sağlık durumu nedeniyle Cumhuriyet Savcılıklarına veya Bakanlığımıza başvurur. Bu durumda kendisi tam teşekküllü bir hastaneye sevk edilir. Cezaevinde kalması hayatı açısından mümkün değilse rapor verilir. Sonra aynı muayene ve tetkikler Adli Tıp Kurumu tarafından bir kez daha yapılır. Sonuç değişmiyorsa, hayatını etkileyecek sürekli hastalığı olan mahkumun dosyası, salıverilmesi istemiyle, gereğinin yapılması (onay verilmesi) için Cumhurbaşkanı’na gönderilir."
Bu sakızı artık çiğnemesinler. Cumhurbaşkanı hiçbir teröristi kendiliğinden affetmiyor. Önüne Adalet Bakanlığı tarafından gönderilen tahliye istemlerini, ilgili yasa uyarınca onaylıyor.
Cumhurbaşkanı, herhangi bir hükümlü veya tutukluyu -sürekli hastalığı veya kocamışlığı nedeniyle- kendiliğinden affetme yetkisine sahip değil.
Bir yanda Müslümanlık’tan dem vuranlar, bu yalanı nasıl oluyor da hep televizyonlarında, hem de gazetelerinde sürekli olarak kullanıyorlar! Milleti nasıl kandırmaya yelteniyorlar!
Bu yalana nasıl alet oluyorlar? Bunlarda hiç mi Allah korkusu yok?