SEVGİLİ okuyucularım, hayat gerçekten ilginç bir süreç. Kimin ne olduğunu, kimin ne olacağını, nerelere geleceğini önceden bilmek mümkün değil.
Bugün bir yerde karşımıza çıkan yanağını okşadığımız küçük çocuk, belki yarının cumhurbaşkanı, başbakanı veya çok önemli bir insanı.
Bazen yanıma söyleşi yapmak, okuldan verilen ödevi tamamlamak veya tanışmak için küçükler, gençler geliyor. Birlikte mutlaka fotoğraf çektiriyoruz.
Hepsine o gözle bakıyorum. Acaba gelecekte ne olacaklar? Yaptığımız söyleşiyi, çektirdiğimiz fotoğrafları yıllar sonra anımsayacaklar mı?
* * *
Elimde epeyce zamandan beri çok ilginç bir fotoğraf vardı. Kullanmaya bir türlü fırsat olmamıştı. O fotoğrafı bugün Hürriyet’in birinci sayfasında gördünüz.
Hey gidi günler!
Yıl 1961. 27 Mayıs 1960 ihtilali olmuş. Ardından Kurucu Meclis kurulmuş, 1961 Ekim ayında seçim yapılmış. Hükümeti İsmet İnönü kurmuş.
Kasım ayında Ankara Hukuk Fakültesi’nde bir tören var. Törene o günlerde Başbakan ve CHP Genel Başkanı olan İsmet İnönü, eşi Mevhibe İnönü ile birlikte katılıyor.
İstiklal Harbimizin cephe komutanı, eski cumhurbaşkanımız İnönü orada.
İnönüler’in yanında elinde çantasıyla Bülent Ecevit var.
Bülent Bey, ihtilalden sonra kurulan Kurucu Meclis’te üyelik yapmış. 1961 seçimi sonrasında Meclis’e CHP Zonguldak milletvekili olarak girmiş. Çalışma Bakanı.
Arkalarında Ankara Hukuk Fakültesi öğrencisi olan gençler duruyor.
Bülent Ecevit ile Mevhibe Hanım’ın arasında bir genç...
Üzerinde kareli bir gömlek.
Ceketinin altında evde örüldüğü belli olan bir kazak.
Saçları alnına düşmüş.
* * *
O gencin adı Ahmet Necdet Sezer. 1941 doğumlu.Afyon’dan Ankara’ya okumaya gelmiş, 1958 yılında Ankara Hukuk Fakültesi’ne girmiş.Fotoğraf çekildiği zaman üçüncü sınıf öğrencisi, 20 yaşında.
Sevgili okuyucularım, içinizde şimdi şu fotoğrafa bakıp "Hey gidi günler hey, nereden nereye" demeyecek olanınız herhalde yoktur.
Bir fotoğraf karesi düşünün ki, orada iki cumhurbaşkanı var.
Biri geçmişin, biri geleceğin cumhurbaşkanı...
Ve bir de geleceğin başbakanı Ecevit var. Yüksek tahsili olsaydı o da cumhurbaşkanı olacaktı.
Fakat iş bununla bitmiyor.
Gün gelecek, elinde çantasıyla fotoğrafta görülen Bülent Ecevit başbakan olacak...
Ve hemen yanında duran, bu fotoğraf çekildiğinde hiç tanımadığı, belki farkında bile olmadığı o isimsiz genci cumhurbaşkanı seçtirecek...
Çünkü o genç okumuş, iyi bir hukukçu olarak yetişmiş, hayatında en küçük bir leke olmamış, Anayasa Mahkemesi başkanlığına yükselmiş.
* * *
Bugün siyaseti falan bıraktım, elimdeki bu fotoğrafa takıldım.Dün gazetede bizim arkadaşlara da gösterdim.Herkes yine aynı şeyi söyledi:
"Nereden nereye!.. Bir fotoğraf karesine neler sığmış!.."
Geçmişin ve geleceğin iki cumhurbaşkanı, bir başbakan...
Aradan geçen uzun yıllar... Ve o başbakanın, Bülent Ecevit’in uzun yıllar sonra cumhurbaşkanlığına seçtireceği, hemen yanında duran Afyonlu isimsiz genç...
Acaba o fotoğraf çekildiğinde aklından neler geçmişti?
"Bir gün belki ben de İnönü ve Ecevit gibi yüksek yerlere gelirim" diye düşünmüş olabilir mi?
Bu fotoğraf acaba Sezer’de var mı?
Bilmiyorum.
Bildiğim tek şey, hayat sürprizlerle dolu... Ve bu fotoğraf beni fazlasıyla duygulandırdı.