Paylaş
Dünkü Sabah Gazetesi'nde bir haber!.. Emlak Bankası'na ait bir resmi aracın Refah Partisi genel merkezinde bulunduğu haber alınmış ve polis araca el koymuş! Diğer araç ise Dışişleri Bakanlığı tarafından kullanılıyormuş. Polis onu da ele geçirmiş.
Burada yırtınırcasına yazıyorum ve diyorum ki: ‘‘Sayın ülke yöneticileri, şu kamu bankalarındaki vurguna el koyun. Bu bankalar ve yan kuruluşları, Türkiye'yi yağmalıyor. Bunların çoğu yöneticisi malı götürmüş vaziyette. Bu bankalarda çok büyük yolsuzluklar var. Türkiye bunların yüzünden trilyonlarca lira zarara giriyor...’’
İşin üzerine biraz Emlak Bankası'ndan sorumlu Devlet Bakanı Refaiddin Şahin gidiyor ama anlaşıldığı kadarıyla onun da gücü bir yere kadar.
Sonra devreye rufailer giriyor ve her şey eski hamam esi tas oluyor.
Emlak Bankası, geçmiş yıllarda tam 52 adet makam arabasını bazı yerlere kaptırmış. Şimdi son iki araç geri alınmış.
Düşünün ki, bunlardan biri Refah Partisi genel merkezinde ortaya çıkıyor ve polis güçleri tarafından baskınla zaptediliyor!
Arabayı kullanan da, Bay Erbakan'ın Özel Kalem Müdürü Mehmet Kahraman.
Yani bu ne biçim Müslümanlıktır?
Sen devletin aracını alacaksın, partide kullanacaksın! Üstelik özel kalem müdürünün emrinde olacak.
O araç senin ve çoluk çocuğunun özel hizmetinde kullanılacak.
Bilmiyorum, belki benzin ve diğer masrafları da Emlak Bankası tarafından karşılanmıştır.
Her gün milletin karşısına çıkıp dinden imandan, evliyalıktan, Müslümanlık'tan söz edenlerin yaptığını görüyor musunuz?
***
Başbakanlık Teftiş Kurulu, Emlak Bankası'nda yakın geçmişte yapılan inanılmaz hortumlamayı araştırıyor. Devlet Bakanı Refaiddin Şahin, bu hortumlamanın devleti 250 trilyon lira zarara soktuğunu belgelere dayanarak söylüyor.
Peki ama kimden ve nasıl sorulacak bu hesap?
Bu bankayı yıllarca soyup soğana çeviren hangi namussuzlar yargı önüne çıkıp da bu işin hesabını verecekler?
Özal döneminde devlete ait bir Anadolu Bankası vardı. Bu koskoca banka günün birinde battı. Daha doğrusu, batırıldı.
Nerede, kimlerin cebine indi o bankada buharlaşan trilyonlar?
Kim sordu hesabını?
O bankayı batıranlar şimdi aramızda dolaşıp krallar gibi yaşamıyorlar mı?
***
Nerede Anadolu Bankası'nı batıranlar? Nerede Emlak Bankası'nı, Halk Bankası'nı, Vakıflar Bankası'nı yıllardan beri eşe dosta peşkeş çekenler?
Nerede o trilyonluk kredileri İmpeksbank, Marmara Bank, TYT Bank gibi gecekondu ve batık bankaların teminatlarıyla Ahmet Özal'lara vesairelere hortumlayanlar? Nerede, nerede?
Pek çoğu bugün de önemli görevlerde!
Bunlardan hesap soracak babayiğit bir iktidarı ben Türkiye'de göremiyorum.
***
İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri'nde yolsuzluk ve usulsüzlükler arşa yükselmiş. Kendileri bile bu durumu bildikleri için ‘‘Hükümet bizi görevden alacak’’ diye demeçler veriyorlar da, bizim bugünkü anlı şanlı hükümetimizin böyle bir niyeti yok!
Ellerindeki yüzlerce belgeye karşın, ayakta uyumaya devam ediyorlar.
Millet sizden olumlu bir şey bekliyor. Hiç değilse birkaç adım atmanızı bekliyor.
Silkinsenize be kardeşim! Bir şeyler yapsanıza!
***
Bu Meclis iktidarı ve muhalefeti ile bitmiş tükenmiş. Bu Meclis'ten Türkiye'ye hayır gelmez. Bayram tatilinden yeni çıktılar. Gündemde bekleyen çok önemli tasarılar var... Ve geçtiğimiz salı günü arkadaşlar bir araya gelip çoğunluğu sağlayamadılar!
Böyle şey olur mu?
Devlet memuru bir gün işine gelmese suç işlemiş olur. İşçi için aynı şey geçerlidir.
Ben yazımı bir gün aksatsam, gazetem benden hesap sorar.
Milletvekillerinin bir ayrıcalığı mı var?
Ne oluyor? Nedir bu laçkalık, ciddiyetsizlik ve sorumsuzluk?..
***
Bir Meclis düşünün ki, kendi yapısı içindeki büyük hortumlamayı bile görüşüp tartışamıyor.
Mesa-Nurol ortaklığı, Emlak Konut isimli bir ‘‘devlet’’ kuruluşu aracılığı ile 38 milyon dolar götürmüş, Türkiye inanılmaz bir kazık yemiş ve bizim Meclis bu konuya bile el atamıyor.
Koskoca Petlas lastik tesisleri, binlerce dönüm arazisi, fabrikaları, depoları ve lojmanlarıyla birlikte 35 milyon dolara özelleşmiş ve biz Meclis genel kurul salonuna 38 milyon dolar para ödüyoruz.
Az bile olmuş!
Ben Mesa-Nurol ortaklığının yerinde olsam, maliyeti 100 milyon dolar gösterirdim.
***
Şu ülkenin durumuna bakın! Devlet bankasının makam aracı Refah Partisi'nde bulunuyor ve polis baskınıyla ele geçiriliyor! Kimin umurunda!
Türkiye sömürülüyor, hortumlanıyor ve bir kişiden hesap sorulmuyor.
Devlet ve millet her ihalede soyuluyor. Köşe başlarını avantacı, rüşvetçi, namussuz takımı tutmuş.
Hepsi halkı uyutuyor.
Kimi din sömürüsü yaparak, kimi başka yöntemlerle...
Başta iktidarsız bir iktidar... Öbür yanda ilgisiz, tutarsız, saçma sapan bir muhalefet... Kayıkçı kavgası yapılıyor.
Hayret valla!
Paylaş