Emin Çölaşan: Haydi, bastırın

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Hükümet dün güvenoyu aldı. İçimden gelen bir ses bu hükümetin başarılı olacağını söylüyor. Ama bazı koşulları var:

1- Meclis'i iyi çalıştırmalı, gerekli yasaları en kısa zamanda çıkarmalı, denetimi adamına göre yapmaktan kaçınmalı.

2- Meclis önümüzdeki yaz aylarında kesinlikle tatil yapmamalı, yapacaksa 15 günü geçmemeli.

3- Yolsuzluk ve hırsızlık konusunda hükümet acımasız davranmalı. Ne varsa üzerine gitmeli.

Bu aşamada Meclis-hükümet ikilisini birbirinden ayırmak mümkün değil. Meclis iyi çalışırsa hükümet başarılı olur, hükümet iyi çalışırsa Meclis çok iş yapar. Bu konu çok önemli. Birkaç aylık verimli ve düzgün çalışma, Türkiye'de siyasete ve siyasetçiye duyulan nefreti azaltacak, güven ortamını yeniden sağlamaya yetecek... Çünkü o güvensizlik, hadiseyi çok ötelere, taaa rejime güvensizliğe götürüyor.

Bundan yararlanan yobaz ve Kürtçü de ses vermeye başlıyor.

Hükümet hırsızlığı ve yolsuzluğu önlesin, Türkiye bütçesine yakın miktarda bir kaynağı anında eline geçirmiş olur.

Bunun en önemli yolu da, hırsızın, vurguncunun, soyguncunun üzerine gitmek ve onlara ağır cezalar vermektir. Bugünkü yasalarımız buna uygun değil. Bunlara komik cezalar veriliyor. Trilyonlar götüren adam vartayı üç ay hapis ve 500 milyon para cezasıyla atlatmayı başarıyor.

Bu nedenle, özellikle Türk Ceza Kanunu güncel duruma getirilmelidir.

***

Şimdi Türkiye'nin elinde çok önemli bir koz var. Bugüne kadar herhangi bir yolsuzluğa bulaşmamış iki parti, hükümetin büyük ortağı.

DSP ve MHP.

Böyle gitmelerini diliyorum. Sadece ben değil, bunu bütün Türkiye diliyor.

Günümüz artık ucuz particilik yapılacak gün değil. İnsanlar bunu yutmuyor. Yutmadığı gibi, büyük tepki gösteriyor. Türkiye'nin sorunları belli.

DSP-MHP-ANAP üçlüsü bu sorunların ya üstesinden gelir, ya da işler daha beter tıkanır. İşte o zaman, millet bu üç partiden de hesabını sorar. Hem de çok fena sorar.

Şu anda her şey bıçak sırtında. Ama kitleler olumluyu görmek istiyor. Olumluya kaymaya hazır. Yeter ki birkaç önemli adım Meclis ve hükümet tarafından hemen atılsın. Yeter ki toplumda ‘‘Haaa, bunlar iyi işler yapacak’’ kanısı uyandırılsın... Ve yeter ki Ecevit-Bahçeli-Yılmaz üçlüsü, sorunları ve görüş ayrılıklarını kamuoyu önünde birbirlerini suçlayarak ve yıpratarak değil, özel ortamlarda bir çay içerek, sigaraları tellendirerek keyif ve saygıyla çözmeyi bilsinler.

Başarılar diliyorum.

GAZİLERE İŞ

3 Haziran tarihli ‘‘Gazilere İş’’ başlıklı yazımda Güneydoğu'da sakat kalan güvenlik personeline öncelikle iş bulunması gerektiğine değinmiştim. Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri Kurmay Albay Mehmet Erkan bu konuda bir açıklama gönderdi.

Önemli bir konudur. Şehit yakınları ile gazilerimizin yasal haklarını belki bilmediklerini düşünerek, bu açıklamayı aynen yayınlıyorum.

‘‘Terörle mücadele sırasında şehit ya da çalışamayacak derecede malul olanların eş, çocuk, kardeş gibi yakınları ile çalışabilir malullerin tamamına, yasa gereği (Terörle Mücadele Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkında 4131 sayılı kanun) iş temin edilmektedir. Kamu kurumları kadrolarının binde 5, özel kuruluşlar ise yüzde 2 oranında bu kişileri istihdam etmek zorundadır. Kanun kapsamına giren kişiler ikamet ettikleri il veya ilçedeki mülki makamlara müracaat etmekte ve İçişleri Bakanlığı bunları doğrudan işe yerleştirmektedir. Bugüne kadar 4.167 hak sahibine istihdam imkánı sağlanmıştır.

Yukarıda sözü edilen kanun hükümlerinin kapsamadığı, terörle mücadele sırasında maluliyete neden olmayacak şekilde yaralananlar ile göstermiş oldukları üstün başarı nedeniyle komutanlarının takdirini kazanmış olanların kamu kurumlarında işe alınmalarında öncelik tanınmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı 10 Şubat 1999 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmıştır.

Bu kişiler durumlarını belgelemek kaydıyla İş ve İşçi Bulma Kurumu'na başvurmakta, Kurum da işçi talep eden kamu kurumlarına öncelik tanıyarak göndermektedir. Karar kapsamındaki kişiler yazılı sınavdan muaf tutularak doğrudan sözlü veya uygulamalı sınavla işe alınacaklardır.

Yukarıda sözü edilen kişilerin özel sektöre ait işyerlerinde de iş bulma imkánını artırmak ve işverenlerin personel ihtiyacını bu kişiler arasından karşılama taleplerine yardımcı olmak amacıyla 14 Kasım 1997 tarihinde Milli Savunma Bakanlığı ile Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu arasında bir protokol yapılmıştır.

Buna göre, Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde oluşturulan ‘‘İş Bulma/Arama Bankası’’na kaydolan ve terörle mücadelede maluliyete neden olmayacak şekilde yaralanan ve üstün başarı gösteren erbaş ve erlerin vasıfları ile çalışmak istedikleri bölgeler belli dönemlerde Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu aracılığı ile işverenlere ulaştırılmakta, işverenlerin personel ihtiyacı imkánlar ölçüsünde bu kişiler arasından karşılanmaktadır.’’

***

Şehitlerin geride bıraktığı yakınları ile gazilerimizin elinde böyle yasal olanaklar var. İnşallah kullanırlar.

Ayrıca gerek kamu ve gerekse özel sektör işverenlerinin de bu konuda kesinlikle duyarlı olmaları, bu insanlarımızı işe öncelikle almaları gerekir. Merak ediyorum, acaba böyle bir duyarlılığı kaç işveren gösteriyor? O insanlarımızı sadece şehit cenazelerinde ve İmralı duruşmasında anımsayıp sonra işsizliğe ve açlığa terk etmek ayıp olmaz mı?



Yazarın Tüm Yazıları